Enternasyonal Komünist Birlik (EKB), katledilişinin 51. yılında Komünist Önder İbrahim Kaypakkaya için bir açıklama yayımladı. Açıklamada, “İbrahim Kaypakkaya’nın mirası sadece muazzam bir öneme sahip değildir, aynı zamanda güncelliğini de korumaktadır.” ifadelerine yer verdi.
Açıklamanın tamamı şöyle:
Sevgili Yoldaşlar,
Enternasyonal Komünist Birlik (EKB), TKP/ML’ye, Merkez Komitesine, kadrolarına, üyelerine, militanlarına ve onun önderliğinde mücadele eden kitlelere en içten selamlarını gönderir. Aynı zamanda, kurucusu İbrahim Kaypakkaya yoldaşı, ölümsüzlüğünün 51. yıldönümü vesilesiyle proleter takdir ve saygıyla anar.
Çin’deki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin en iyi öğrencilerinden biri olan büyük komünist önder İbrahim Kaypakkaya, Başkan Mao’nun öğretilerini sahiplenerek, savunarak ve uygulayarak onun kızıl bayrağını Türkiye’de devrimin gelişimi ile en yükseğe çıkarmıştır. Enternasyonal Proletarya için büyük bir öneme sahip olan Başkan Mao’nun teorik ve pratik çalışmaları, Kaypakkaya tarafından Türkiye şartlarına göre şekillendirilmiştir. Bu çalışma, dünya Marksist-Leninist-Maoistlerinin birliğinin temelini oluşturmuş ve TKP/ML’nin aktif katılımıyla kurulan EKB ile daha ileriye taşınmıştır. Enternasyonal Proletaryanın ideolojisi olan Maoizm, revizyonizmle mücadele etmek ve dünya proleter devrimini ilerletmek amacıyla birleştirici bir ilke olarak benimsenmiştir.
İbrahim Kaypakkaya yoldaş, revizyonizme ve oportünizmin her türüne karşı mücadelenin öncülüğünü üstlenerek, Türkiye’deki revizyonist partinin ihanetini teşhir etmiş ve komünistlere Türkiye Komünist Partisi TKP/ML’yi inşa etme sürecinde yol göstermiş ve önderlik etmiştir. Bu partiyi, geçtiğimiz 24 Nisan’da kutladığımız 52 yıllık köklü devrimci mücadelesinde bir kez daha selamlıyoruz.
Mevcut uluslararası siyasi durum Kaypakkaya’nın işaret ettiği yol için son derece elverişlidir. Nesnel koşullar dünya çapında eşitsiz bir devrimci durum yaratmakta ve böylece kitlelerin sürekli kendiliğinden ayaklanmalarının devrimci önderliği için öznel koşulların gelişmesini mümkün kılmaktadır. Sonuç olarak, Enternasyonal Komünist Hareket ve Ulusal Kurtuluş Hareketi, emperyalist sistemin -can çekişen, asalak tekelci kapitalizmin- eşi benzeri görülmemiş krizinin daha da yoğunlaştığı zamanlardan geçmektedir. Dünyadaki belli başlı çelişkiler daha da derinleşmekte, bu da tüm kıtalardaki sınıf mücadelesini önemli ölçüde yoğunlaştırmaktadır.
Şu anda devrim ve karşı-devrim arasındaki mücadelede önemli bir dönüm noktasına tanıklık ediyor ve yeni bir devrimler döneminin açılışını müjdeliyoruz. Devrimci ve karşı-devrimci güçler arasında süregelen mücadelede, yeni bir devrimci altüst oluş dönemi potansiyeli taşıyan çok önemli bir ana tanıklık ediyoruz. Filistin’deki silahlı ulusal kurtuluş mücadelesi, ezilen halkların ve ulusların ortak düşmanı olan emperyalizme karşı savaşan kitleler üzerinde olumlu bir etkiye sahip olan bir cesaret ve kahramanlık örneğidir. Filistin’deki ulusal kurtuluş hareketinin mevcut gelişimi göz önüne alındığında, Lenin’in öğrettiği gibi proletaryayı siyasi olarak harekete geçirmek için komünistlerin bu harekete katılması şarttır. Siyonist İsrail devletinin ve onun efendisi ABD emperyalizminin işgaline ve yayılmasına sert darbeler indirmeye devam eden Filistin’deki ulusal direnişin parlak devrimci karşı saldırısı, şüphesiz dünya proleter devriminde bir kırılma noktasına işaret etmektedir.
Bu bağlamda, Kürt Ulusal Kurtuluş Mücadelesi, özellikle de Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı Türkiye’de, daha büyük bir önem kazanmaktadır. Kürt ulusunun Türk devletinin zulmüne karşı meşru mücadelesi devam etmektedir. Kürt ulusu, faşizme ve gericiliğe karşı silahlı mücadele yoluyla haklarını savunmaya kararlıdır. Kaypakkaya, Lenin ve Stalin’in öğretilerini esas alarak Kürt ulusal sorununun çözümünün komünistlerin görevi olduğunu vurgular. Bu görüş TKP/ML tarafından benimsenir.
İbrahim Kaypakkaya’nın mirası sadece muazzam bir öneme sahip değildir, aynı zamanda güncelliğini de korumaktadır. Onun yaşamı ve mücadelesi, TKP/ML’ye “halkın kurtuluşu mücadelesinin ana rotasına sıkı sıkıya bağlı kalarak, devrimin sorunlarına ve ihtiyaçlarına ısrarla ve kararlılıkla odaklanma” konusundaki açık taahhüdünde rehberlik etmektedir. Çünkü komünistler akıntıya karşı yüzerken, oportünist ve revizyonist uşaklar devrimi Lenin’in dediği gibi “bir tabak mercimek” karşılığında satmaya çalışıyorlar. Revizyonist, oportünist ve diğer burjuva akımların temsilcileri Kaypakkaya’nın tuttuğu yolu, yani Halk Savaşı yolunu yadsıyarak doğrudan emperyalizmin ve gericiliğin politikalarına hizmet eden parlamentarist tutum takınmaktadır. Revizyonizm, burjuvazinin çıkarlarına teslimiyeti ve proletarya ile halka ihaneti temsil eder.
Türkiye’de 31 Mart yerel seçimleri, seçim maskaralığının açık bir reddini ve gerici AKP ile katliamcı Erdoğan’ın ilk seçim yenilgisini ortaya koydu. Egemen sınıflar, özellikle Türkiye’yi etkileyen ve gittikçe derinleşen emperyalist ekonomik krize bir çözüm sunamamaktadır. Bu durum, kuşkusuz ülke çapında devrimci mücadeleyi yoğunlaştıracak olan sınıf mücadelesinin şiddetlenmesine yol açmaktadır.
Revizyonistlere ve oportünistlere karşı mücadele eden Türkiye’deki komünistler ise “faşizmin seçim maskaralığına karşı, oy verme!” ve “umut oy pusulasında değil, devrimde!” sloganlarını formüle ederek İbrahim Kaypakkaya’nın belirlediği kızıl güzergahı yeniden teyit etmektedirler. TKP/ML, Enternasyonal Proletaryanın yüce ideolojisinin komutası ve yol göstericiliğinde ve kahraman TİKKO’nun silahlarının ateşiyle, tek çözümün Kaypakkaya’nın yolunda eskiyi yıkıp yeniyi inşa etmek olduğunu Halk Savaşı yoluyla Yeni Demokratik Devrim mücadelesini sürdürerek kitlelere yol göstermektedir.
İbrahim Kaypakkaya, Başkan Mao Zedung’un “Bin kılıç darbesiyle parçalanmaktan korkmayan, imparatoru tahtından indirmeye cesaret eder.” öğretisini benimsemiştir. Egemen sınıflara ve emperyalizme meydan okuyarak, fikirlerini sosyal pratiğe dönüştürdü ve bunun sonucunda sonsuza dek hatırlanacak cesareti ve yiğitliği ortaya çıktı. Türkiye’de şanlı ve yenilmez Halk Savaşını başlatan tarihi adımın sorumluluğunu üstlendi. Peru, Hindistan ve Filipinler’deki Halk Savaşlarıyla birlikte Enternasyonal Proletaryanın yolunu aydınlatan bu adımın bedelini kendi yaşamıyla ödedi.
Büyük Komünist Önder İbrahim Kaypakkaya Ölümsüzdür!
İbrahim Kaypakkaya Yoldaşa Şan ve Şeref!
Yaşasın Türkiye’deki Halk Savaşı!
Yaşasın Türkiye Komünist Partisi/Marksist-Leninist!
Yaşasın Marksizm-Leninizm-Maoizm!
Yaşasın Proleter Dünya Devrimi!