HABER MERKEZİ- Tayyip Erdoğan’ın öğrenci yurtlarına depremden etkilenenlerin yerleştirileceğini açıklamasının ardından KYK yurtları boşaltılmaya başlandı. Eğitim Sen, “Plansızlığın ve kriz yönetebilme kabiliyetinden yoksunluğun faturası gençlerimizin eğitim hakkı feda edilerek çıkarılamaz.” açıklaması yaptı.
KYK YURTLARI BOŞALTILMAYA BAŞLANDI
İstanbul’da Cevizlibağ Atatürk Kız Öğrenci Yurdu ile Ankara’da Tahsin Banguoğlu KYK Erkek Öğrenci Yurdu başta olmak üzere pek çok öğrenci yurduna depremden etkilenenlerin yerleştirileceği açıklanması üzerine öğrencilerden eşyalarını toplamaları istendi.
Hacettepe Üniversitesi öğrencileri de KYK yurtlarının gece saatleri boşaltılması ile birlikte ulaşım, barınma gibi sorunlarla karşı karşıya bırakıldı.
KYK yurtlarının boşaltılması ve üniversitelerin uzaktan eğitime geçmesine dair Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası da (Eğitim Sen) “Üniversitelerde Uzaktan Eğitime Geçilmesi Kabul Edilemez!” başlıklı bir açıklama yayımladı.
“6 Şubat depreminin ‘büyük felaket’e dönüşmesi sonrasında dayanışmanın önemini her gün daha derinden hissediyor, kriz yönetimi ve planlamanın ne kadar hayati olduğunu gözlemliyor, liyakatsiz yöneticilerin nasıl ağır kayıplara yol açtığını, her gün çok büyük acılarla yaşıyoruz.” denilen açıklamada şunlar belirtildi:
Plansızlığın ve kriz yönetebilme kabiliyetinden yoksunluğun faturası gençlerimizin eğitim hakkı feda edilerek çıkarılamaz. Anlaşılıyor ki mevcut deprem felaketinin ortaya çıkardığı tablo karşısında akıllarına ilk gelen tedbir KYK yurtlarının boşaltılmasıdır. Ülkenin dört bir yanında devlet kurumlarının ve birçok kuruluşun yazlık-kışlık sosyal tesisleri varken; devletin, yapılmış tamamlanmış ama boş duran on binlerce daireyi bu süreçte hizmete sunma imkanları varken; depremzedelerin hizmetine sunulabilecek daha fazla otel ve kurum kuruluş misafirhaneleri varken, ilk elden KYK yurtlarının boşaltılması anlaşılır değildir. Bu kabul edilemez yaklaşım.
Alınan kararın pandemi sürecinde uzaktan eğitimin iktidarda yarattığı rahatlıktan kaynaklandığı belirtilen açıklamanın devamı şöyle:
Pandemi sürecinde de yakından gözlemlediğimiz üzere uzaktan eğitim, yüz yüze eğitimin hiçbir niteliğini taşımamakta ve sadece öğretim yapılıyormuş izlenimi vermektedir. Uzaktan eğitim kararı, dayanışmaya, sosyalleşmeye, birbirimizle insani temaslarımızı arttırmaya en fazla ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde bu gerçeği yok sayan ve daha büyük olumsuz sonuçlara zemin hazırlayan bir karardır.
Pandemi döneminde de gördük ki birçok öğrencinin bilgisayar vb teknik donanımı bulunmamaktadır. Özellikle laboratuvar vb uygulama derslerinin uzaktan eğitimle yapılamadığı, öğrencilerin birbirleriyle ve ders veren akademisyenle iletişiminin olmaması nedeniyle gerçek bir öğrenme sürecinin işletilemediği bilinmesine rağmen böyle bir karar alınması kabul edilebilir, orantılı ve amacına uygun bir karar değildir.
TALEPLER BELİRTİLDİ
İktidara ve YÖK’e üniversitelerde yüz yüze eğitimin en yakın tarihte başlanması çağrısı yapılan açıklamada, talepler şu şekilde sıralandı:
- Deprem bölgesindeki tüm üniversite öğrencilerinin geçici olarak güvenli bölgelerdeki üniversitelere alınmasının koşulları yaratılmalı,
- Üniversiteler açılana kadar yükseköğretim kurumlarındaki personelin deprem bölgelerinde gönüllü olarak çalışabilmesi sağlanmalı,
- Söz konusu personelin gönüllü olarak yürüttüğü/yürüteceği faaliyetler için yıllık izin istenmesine son verilmeli,
- Depremden doğrudan etkilenen personel, öğrencilerimiz ve aileleri tespit edilmeli,
- Personele, öğrencilere ve ailelerine yaşadıkları ağır tahribatı hafifletecek düzeyde nakdi ve ayni yardım planlanmalı,
- Personele, öğrencilere ve ailelerine üniversiteler, belediyeler ve yurtlar bünyesinde ücretsiz barınma, beslenme ve ulaşım imkanları sağlanmalı,
- Personele, öğrencilere ve ailelerine ücretsiz psikolojik destek verecek birimler oluşturulmalı,
Üniversitelerin sadece eğitim öğretim faaliyeti yürüten kurumlar olmadığı, aksine ihtiyacımız olan dayanışma ve umudu yeşertebileceğimiz mekanlar olduğu gerçeği göz ardı edilmemelidir.
Açıklamanın sonunda “Eğitim Sen olarak talebimizi tekrarlıyoruz. Sendikaların, belediyelerin, demokratik kitle örgütlerinin ve üniversite bileşenlerinin katılımıyla kapsamlı bir planlama yapılmalı ve belirsizliklerin önüne geçilerek yaralarımızın hızla sarılması sağlanmalıdır.” denildi.