TC devleti ve ona bağlı çetelerin 29 Kasım 2024’te Til Rifat ve Şehba’ya düzenlediği yoğun saldırılar, bölge halkını zor durumda bıraktı. Saldırıların ardından Efrin ve Şehba Halk Meclisleri, yeni katliamları önlemek amacıyla halkı güvenli bölgelere tahliye etme kararı aldı. Bu karar doğrultusunda, 2 Aralık itibarıyla diğer bölgelere kitlesel göç başladı. Şu ana kadar 200 binden fazla kişi yerinden edildi. Göç edenler, geçici barınma alanlarına yerleştirildi. ANHA’da yer alan haberde, temel ihtiyaçların karşılanması için geniş kapsamlı bir insani yardım organizasyonu başlatıldığı belirtildi. Ancak Efrin ve Şehba kantonlarından başlayan zorunlu göç, yalnızca fiziksel bir yer değiştirme değil, aynı zamanda halkın tarihine, kültürüne ve kimliğine yönelik bir travmayı da beraberinde getirdi.
“İSLAM ADINA SUÇ İŞLİYORLAR”
Til Rifat’tan göç etmek zorunda kalan ve şu an Tebqa Kantonu’na yerleşen 66 yaşındaki Reşîd Arif Reşîd, yolculuk sırasında maruz kaldıkları zulmü anlattı. Reşîd, Şehba’dan ayrılırken çetelerin “Allah Ekber” sloganlarıyla önlerini kestiklerini, hakaret ve tehditlere maruz kaldıklarını ifade etti. Çetelerin ailesinin arabasına ve eşyalarına el koyduğunu belirten Reşîd, “İslam adına suç işliyorlar, ama İslam bu uygulamalardan uzaktır” dedi.
Reşîd, Kürt halkına yönelik sistematik suçlara dikkat çekerek, “Kürtlere karşı suç işleniyor, katliam gerçekleştiriliyor. Kürt kimliği bir suç mu ki bize böyle davranıyorlar? İnsan haklarını koruma iddiasında bulunan örgütler nerede? Neden harekete geçmiyorlar?” diye sordu.
“BU KOLUMU ONLAR KIRDI”
Göç sırasında saldırıya uğrayan Mistefa Mihemed ise çetelerin işlediği şiddeti kendi yaşadıkları üzerinden aktardı: “Bu alçılı kolumu görüyor musunuz? Arabamı ve motosikletimi gasbettiler, beni yere atıp tekmelediler.”
“İKİNCİ KEZ GÖÇ ETTİK, YANIMIZDA HİÇBİR ŞEYİMİZ KALMADI”
Raco kentinden göç eden Mihemed Elî, ailesinin yaşadığı zorluklara da dikkat çekti. Elî, “Bu, ikinci kez evlerimizden göç ettirilişimiz. Yanımızda birkaç giysi ve battaniyeden başka hiçbir şey yok. İki gün boyunca soğukta, aç ve susuz bir şekilde yolda kaldık” dedi.
“SALDIRIDA 10 SİVİL ÖLDÜRÜLDÜ VE YAKILDI, TAHLİYE SIRASINDA İSE 15 SİVİL ÖLDÜRÜLDÜ”
Efrin-Şehba Kantonu’na bağlı Kurdo köyünden Selah İbrahim, göç yolculuğunun dehşet verici boyutlarını anlattı. İbrahim, çetelerin göç eden sivillere saldırdığını, yaklaşık 10 kişiyi katlettiğini ve ardından cenazelerini yaktığını söyledi.
Ayrıca Selah İbrahim, “Tahliye sırasında ise çeteler en az 15 sivili daha öldürdü. Silahlarla bizi oradan uzaklaştırdılar ve kimseyi yanlarına yaklaştırmadılar. Bu yüzden öldürülen kişileri tanıyamadık.” dedi. Selah İbrahim, tüm dünyaya çağrıda bulunarak işgalci güçlerin topraklarından çekilmesi gerektiğini vurguladı. “Topraklarımızda yaşanan bu zulme karşı sessiz kalınmasın. Suriye halkı için uluslararası toplum harekete geçmeli” dedi.
(ANHA)