HABER MERKEZİ- Nuriye Turan 1993 yılında şehit düşen oğlu Fedakar Turan’ın kemiklerini 4’üncü kez toprağa verdi.
Bitlis’in Yukarı Ölek (Oleka Jor) köyü kırsalında bulunan Garzan Mezarlığı 19 Aralık 2017 tarihinde iş makineleriyle yıkılıp, farklı tarihlerde buraya defnedilen 267 kişinin kemikleri mezarlarından çıkarılarak İstanbul Adli Tıp Kurumu’na (ATK) gönderilmişti. Bunlardan iki yıl sonra DNA eşleşmesi sonucunda kimlikleri belirlenen 10 kişi arasında bulunan Fedakar Turan’ın kemikleri, ailesi tarafından Kilyos Kimsesizler Mezarlığı’ndan alınarak 14 Aralık’ta doğduğu köy olan Bitlis’in Tatvan ilçesine bağlı Güzeldere (Gozeldere) Köyü’ne defnedildi.
Cenazesi köyüne defnedilen Turan’ın naaşı yaşamını yitirdiği 1993 yılından bu yana 4’ü kez toprağa verilmiş oldu.
Cenazesi dördüncü kez toprağa verilen oğlunun kendisine yolladığı mektubu ezberleyen annesi Nuriye Turan, “Bana mektup göndermişti. Onu da benden almasınlar diye hepsini ezberledim. Fedakar’dan kalan tek hatıra bir fotoğrafı ve elime verilen kemikleri” dedi.
ÖNCE KÖYE DEFNEDİLDİ
1975 yılında Güzeldere Köyü’nde doğan Turan, 1993 yılında PKK’ye katıldı. Aynı yıl çıkan bir çatışmada 7 arkadaşı ile birlikte yaşamını yitiren Turan, ilk önce köy mezarlığına defnedildi. Turan’ın 12 yıl burada kalan cenazesi 2015’te Garzan Mezarlığı’na defnedildi.
‘ÇOCUKLARIMIZ KİMSESİZ DEĞİL!’
Garzan Mezarlığı’nın yıkılıp, buradaki cenazelerin alınması sonrası Turan ailesi de diğer aileler gibi uzun süre çocuklarının cenazelerinin nerede olduğu konusunda bilgi sahibi olamadı. İstanbul ATK’ye götürüldükleri bilgisinin alınması ile birlikte ise diğer aileler ile birlikte geri almak için hemen başvuruda bulundular.
2 yıl boyunca oğlunun cenazesini almak için mücadele verdiklerini söyleyen anne Nuriye Turan, oğlunun cenazesinin İstanbul’da Kimsesizler Mezarlığı’na defnedilmesine olan öfkeyle “Bizim çocuklarımız kimsesiz değil” diyor.
‘FİRAVUN VE NEMRUT’UN MEZARINA DAHİ BU YAPILMADI’
Oğlunun cenazesi verilince köy mezarlığına giderek defnedileceği yeni yeri belirlediğini anlatan anne Turan, ancak diğer aileler gibi cenazelerini istediği yere defnetmelerine izin verilmediğini ifade etti. Anne Turan, bu duruma yönelik tepkisini ise şu sözlerle gösterdi: “Çocuklarımızı istediğimiz yere bile defnedemedik. Çünkü kemiklerimizden korkuyorlar. Bu vahşet değil de nedir? Hiçbir dinde, kutsal kitapta mezarlıkların tahrip edilmesi gibi bir emir yoktur. İslam’a karşı en büyük katliamları yapan Firavun ve Nemrut’un mezarlarına bile bu yapılmamıştır. Peygamberler bile diğer dinlerden olan insanların mezarlarına saygı duymuştur. Bunlar bizim çocuklarımızın mezarlarından ne istediler?”
‘BASKINLARDAN DOLAYI HATIRALARINI YOK ETTİM’
Anne Turan, bugün anılarıyla yaşadığını dile getirdiği oğlunu “Bana çok düşkündü. Maddi durumumuz yoktu. Sürekli kıyafetlerini dikip dikip giydirirdim. Okulda saldırıya uğramıştı ve kavga etmişti. Öğretmeni bana ‘Senin oğlun Kürt davası yapıyor’ demişti. Küçük yaşına rağmen hiçbir haksızlığa ve adaletsizliğe tahammül edemiyordu. Halkına yapılan saldırılar karşısında ne yapmak gerektiğinin arayışındaydı sürekli” sözleriyle anlattı.
BİR FOTOĞRAF VE EZBERLENMİŞ BİR MEKTUP
Örgüte katılımı sonrası evlerine sık sık yapılan baskınlarda oğluna ait kıyafet ve eşyaları alınmasınlar diye dereye atmak zorunda kaldığını anlatan anne Turan’ın oğlundan geriye kalan tek hatıra bir fotoğraf karesi ile yine oğlunun kendisine gönderdiği mektup ve içerisinde yer alan bir şiir. Ama gönderilen o mektup da artık fiziken yok.
Mektupta yer alan cümleleri ve şiiri anne Turan hafızasına kazımak zorunda kaldı.
Anne Turan, “Gitmeden bir gün önce yeni kıyafetler almıştı, ertesi gün de gitti. Ondan kalan kıyafetleri, ayakkabısını benden almasınlar diye dereye atmak zorunda kaldım. Herhangi bir baskında bu eşyaların benden alınacağını biliyordum. Bana mektup göndermişti. Onu da benden alırlar diye hepsini ezberledim. Fedakar’dan kalan tek hatıra bir fotoğraf ve elime verilen kemikleri” diye belirtti.
Anne Turan, oğlunun kendisine gönderdiği ve el konulması korkusuyla ezberlediği mektuptan şiiri okudu.
Turan’ın gönderdiği şiir şöyle:
“Kûro dino çiya bilinde ez te nabinim
Lê lê daye ez çume çiya û zozana
Min xatirê xwe ji te ne xwest
Tû şirê xwe li min helal bike
Lê lê daye tû pirsa min dikî
Ez runiştime şikeft û nevalan
Ser kitêbê digirîm dersa Kürdistan.”
Kimsesizler Mezarlığı’nda hala 252 cenazenin bekletildiğini hatırlatan anne Turan, çocuklarının cenazelerini almaları için diğer ailelere çağrıda bulundu.
Kaynak / Mezopotamya Ajansı