HABER MERKEZİ- İzmir’de Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde salgın sürecinde kurumun zarara uğradığı gerekçesiyle çalışanların ek ödemelerinde yüzde 20 kesinti yaptı. Sağlık meslek örgütleri konu üzerine hastane yönetimiyle yapmak istedikleri görüşme talebi reddedildi. Bunun emekçileri hak gasbını başhekimlik önünde protesto etti. Alkışlar ve ıslıklarla hastane yönetimine tepki gösteren sağlık emekçileri, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam!” sloganını attı.
Polis ve ÖGB, sağlık emekçilerinin önünü kesti ve mesai saatinde eylemin “suç” olduğunu iddia etti. Polisin eylemi engelleme çabasına sağlık emekçileri alkış, ıslık ve yuhalamalarla yanıt verdi.
Sağlık alanını bir ticarethane gibi işletmeye çeviren yaklaşımın bu sorunlara yol açtığına dikkat çekilen açıklamada şöyle denildi:
“Sağlık hizmetini ve sağlık emekçilerinin haklarını hastanelerin sağlık hizmeti üzerinden ‘kazandıkları gelire’ endeksleyen, hem hastaneleri hem hizmet alan halkı hem de sağlık emekçilerini cendereye alan sistemin yansımasıdır. Sağlık hizmeti gelir kalemi değildir, sağlık emekçilerinin hakları tasarruf kalemi değildir.”
BAŞHEKİMLİKTEN SUÇ DUYURUSU
Sağlık çalışanlarının konuya ilişkin başhekimlikle yapak istedikleri görüşme talebi reddedilirken, başhekimlik sosyal medya hesabında açıklama yaparak kesinti olmadığını iddia etti ve hakkını arayan sağlık emekçileri hakkında suç duyurusunda bulunacağını söyledi. DEÜ Asistan Hekim İnisiyatifi, Demokratik Sağlık Sen, Eğitim Sen 3 No’lu şube, Genel Sağlık-İş, İzmir Tabip Odası, SES, Tez-Koop -İş Sendikası, Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası, Türk Sağlık Sen üyesi çalışanlar DEÜ Hastanesi bahçesinde bulunan Zeytin Kafe yanında basın açıklaması yaparak kanuni işlem uygulanmasını protesto etti. Açıklamaya İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri temsilcileri, siyasi partiler, Tepecik ve Buca Seyfi Demirsoy hastaneleri işleri temsilcileri de destek verdi.
“SENDİKA TEMSİLCİLERİNİN BAŞHEKİMLİKLE GÖRÜŞTÜRÜLMEMESİNİ ASLA KABUL ETMİYORUZ”
Herhangi bir sağlık çalışanına soruşturma açılması durumunda yine işçi memur ayrımı yapmadan birlikte mücadelelerini sürdüreceklerini vurgulayan Kahraman, anayasal haklarını kullandıklarını söyledi. Kahraman, “Bu nedenle adı yazılı olan kurum ve sendikalar olarak yaptığımız eylemlerin hiç birisinin yasa dışı sayılamayacağı gibi yapılan engellemelerin suç teşkil etmekte olduğunu basına ve kamuoyuna duyuruyoruz. Pandemi koşullarında yetersiz personel ile zor koşullarda, fedakarlıkla çalışan sağlık çalışanlarının en temel hak taleplerini ifade etmek için hastane yönetiminden muhatap bulamamasını, çalışanların temsilcileri olan kurum ve sendika temsilcilerinin başhekimlikle görüştürülmemesini asla kabul etmiyoruz” diye konuştu.
“EMEKÇİNİN EMEĞİNDEN TASARRUF OLMAZ”
Öte yandan konuyla ilgili yazılı basın açıklaması yapan Emek Partisi İzmir İl Örgütü adına İl Başkanı Emine Uyar, “Emekçinin emeğinden tasarruf olmaz. Hak arama mücadelesi veren Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi çalışanlarını alkışlıyoruz ve yanlarındayız” dedi.
Başhekimliğin “Yasadışı bu eylemlere katılanlar arasında bu işkolundan olmayan kişilerin bulunduğu, kurumumuzun yanlış algılarla yıpratılmak istendiği görülmüştür. Gerekli kanuni işlemler başlatılmıştır. Sağlık personelimizin yıpratılmasına izin vermeyeceğiz” şeklinde yaptığı açıklamayı eleştiren Uyar, “Çalışanlarının sorunlarını, taleplerini görüşmekten kaçınan yönetim, yazılı bir açıklama yaparak, hakları için eylem yapan işçi ve emekçileri de tehdit etmeyi ihmal etmedi” dedi.
“SAĞLIK SİSTEMİ KORUYUCU SAĞLIK HİZMETİ TEMELİNDE ÖRGÜTLENMELİDİR”
Pandemi başladığında Sağlık Bakanı’nın çağrısı ile toplumca alkışlanan fedakar sağlıkçılarının hak isteyince suçlu ve bozguncu gösterildiğini ifade eden Uyar, “Tüm sağlık çalışanlarının, ek ödeme adaletsizlikleri giderilmeli, emekliliğe yansıyacak şekilde temel ücretlerde artış yapılmalı, yıpranma payı, eşit işe eşit ücret talepleri kabul edilmeli, sağlık emekçileri ve sendikaları hastane yönetimince muhatap alınmalıdır. Tüm sağlık sistemi ve sağlık kurumlarının yönetiminde çalışanların sendika ve meslek örgütlerine söz hakkı tanınmalıdır. Tüm sağlık sistemi kamusal hizmet anlayışı ile parasız, nitelikli ve koruyucu sağlık hizmeti temelinde örgütlenmelidir” dedi.