HABER MERKEZİ- Yunanistan’da Doğrudan Eylem Hücreleri (Direct Action Cells) adlı örgüt Dimitris Koufontinas ile dayanışma amacıyla Selanik’te bir askeri karargâha eylem düzenlediğini açıkladı. Doğrudan Eylem Hücreleri’nin açıklamasından bölümler şu şekilde:
“(…)
Dimitris Koufontinas kuşkusuz silahlı anti-devlet, anti-kapitalist ve antiemperyalist hareketin bir sembolüdür, ancak aynı zamanda her türlü yöneticinin ve her türlü küçük burjuvanın asla anlayamayacağı bundan çok daha fazlasıdır. Direniş ve mücadele çağları arasındaki canlı ve hayali bağdır. Tarihin önemli ve tutarlı bir devrimci olarak gösterdiği şeyi mümkün olduğunca kelimenin tam anlamıyla oluşturur. O, tahakküm saldırısına karşı her canlı mücadelenin bir parçasıdır. Onu sadece anlatımlarla tanımış olsak bile o bizim yoldaşımızdır. O kadar çok ki kelimeler örtülemez ve biz de bu konuda konuşamayız, ama her devrimci ve savaşçı bunu iyi bilir.
24 Şubat’ta D. Koufontinas ile ateşli bir dayanışma jesti olarak, Velissariou Caddesi’ndeki askeri konutlara bir yangın aleti yerleştirerek, güç kompleksinin en “güçlü” ve önemli kurumlarından biri olan orduya saldırmayı seçtik. Bu özel hedef sadece “normal” koşullardaki rolü için, emperyalist iştahların gerçekleşmesi için bir araç olarak, prestijin bir sembolü ve jeopolitik çıkarların tatmini için bir kaldıraç olarak veya sınırlarda bu kadar çok göçmenin ölümü için bir makine olarak değil, aynı zamanda salgın içinde aldığı rol için de seçildi. Devletin askeri terminolojisi kullanılarak inşa edilen katı iklimin çok özel amaçları vardır. Toplumsal gözetimin militarize edilmesi, kentsel peyzaj içinde bir savaşın pekiştirilmesi, görünmez düşmanlara atıfta bulunularak, toplumda bu tür korku koşullarını ve tehlike duygusunu tanımlamakta ve pandemi bahanesiyle herkesi ilgilendiren bir krizde kurtarma devleti imajı vermektesiniz. Topluma düşman olan konunun tanımına ilişkin göreceli bir soyutlama yoluyla ve acil bir çözüm olarak en katı ve aynı zamanda en özel prosedürlerinin harekete geçirilmesi önerisinde bulunarak, Devlet askeri aparat aracılığıyla totaliterlik için verimli bir zemin bulur. Devletin kendisi, mücadele eden toplumun bedeninde sıhhi ve sağlık alanında düşmanı olarak seçtiğinde, tüm bu anlatı aracılığıyla, muhtemelen ordunun son baskı çaresi olarak kullanılmasını dolaylı olarak meşrulaştırıyor. İzole edilmiş durumlarda gördüğümüz gibi, ya ordu düzeni uygulamak için sokaklardaysa, acil bir durumda olduğumuz ve vatandaşların sıhhi koruması için gerçekleştiği için? Militarizm, bu gibi hamlelerle, normalleşme mücadelesi verse bile, devlet tüm yöntemleriyle ataletin kurulacağına, atalet ve pasiflik yoluyla, kararlılık ve enerjinin her zamankinden daha agresif bir şekilde döküleceğine inansa bile. Ölüm şölenlerinizde görünmeyen zehir biziz.
‘Size söyleyeyim: Bu toplumu bir soygun, bir cinayet olarak görüyorum ve yaralar beni ne kadar çok tüketirse, öfkem o kadar şiddetli, daha da sertleşir. Böyle bir aşağılamadan sonra hangi adam barış içinde yaşamak ister? Kim? Şu anda bütün musibetler inliyor, biçiyor ve beni bir bütün olarak parçalamak istiyor, biraz susturduğumda ve içimi doldurdukları nefreti yıkamadığımda.’
HER GÜCE KARŞI SÜREKLİ, ÇOK BİÇİMLİ BİR SAVAŞ!
DİMİTRİS KOUFONTİNAS’A DAYANIŞMA
Doğrudan Eylem Hücreleri”