HABER MERKEZİ- Siverek T Tipi ve Diyarbakır D Tipi Hapishaneleri’nde bulunan tutuklular, “tek tip elbise” uygulamasına karşı direneceklerini vurgulayarak, buna karşı verecekleri mücadelede tüm demokratik kamuoyundan mücadele ve dayanışmayı birlikte büyütme” çağrısı yaptı.
Siverek T Tipi ve Diyarbakır D Tipi Hapishaneleri’nde kalan tutuklular, sivil toplum örgütlerine gönderdikleri mektuplarda, 696 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile yapılan düzenlemeyle cezaevlerinde hayata geçirilmek istenen tek tip elbise uygulamasını kabul etmeyeceklerini belirterek, bu konuda kamuoyuna ve sivil toplum örgütlerine duyarlılık çağrısı yaptı.
‘BİRER NESNEYE İNDİRMEK İSTİYORLAR’
Siverek T Tipi Hapishanesi’nde tutulan Kasım Yıldırım isimli tutuklunun gönderdiği mektupta, 696 Sayılı KHK ile getirilen uygulama ile “tek tip kıyafet” uygulamasına başlanmak istendiğini belirterek, devamında şunları söyledi: “Tek tip elbise ile bizi biz yapan insani, politik, kültürel kimliğimizden soyutlayıp birer nesneye indirgemek istiyorlar. Karşı çıkmamızın temel nedeni de budur. Hiçbir insan ‘tek tip’e veya herhangi bir tekliğe sığmaz. Bu dayatma insan onuru ve hasiyetine saldırıdır. Getirilmek istenen uygulama ile tutuklular mahkemelere ‘Suçlu’ olduklarını önceden ilan ederek tek tip kıyafetlerle çıkmak zorunda kalacaktır. Bu uygulama, hukuken temel ilkelerden olan ‘hüküm kesinleşmeden herkesin suçsuz olduğu’ masumiyet karinesine aykırıdır.
BU UYGULAMAYI KABUL ETMEYECEĞİZ, DİRENECEĞİZ
Katiller, tecavüzcüler, hırsızlar diledikleri kıyafetlerle duruşmalara katılacak ve bu kıyafetleri sayesinde hep olduğu gibi ‘iyi hal’ indirimi alacaklardır. Biz politik davalardan tutuklanmış tutsaklar ise ‘suçlu’ olduğumuz önceden ilan eden bir kıyafet giyme zorunluluğu yüzünden peşin hükümlerle yargılanacağız. ‘Adil yargılanma’ ilkesine tamamen aykırı olan bu uygulama aynı zamanda mahkeme heyetlerini de baskı altına alacaktır. Tek tip elbise ile karşılarına gelen kişilere ceza vereceklerdir. Bu uygulama ahlaki, vicdani ve insani değildir. Bizler bu uygulamayı kabul etmeyecek ve buna karşı her türlü hukuki haklarımızı koruyup savunacağız. Zorla işkence ile bize giydirilmeye çalışırlarsa direneceğiz. Bu çağrımıza sizlerin ve aracılığınızla tüm duyarlı kesimlerin ses vermesini bekliyoruz. Tek tip işkencesinin son bulması için girişimlerde bulunmanız, sesinizi sesimize katmanızı bekliyoruz.”
‘TEK TİP SADECE ELBİSE DEĞİL TEK TİP DÜŞÜNCEDİR’
Diyarbakır D Tipi Hapishanesi’nden tutuklu ve hükümlüler gönderdikleri mektupta, tek tip elbisenin günümüzde hiçbir demokratik ülkede uygulanmadığını vurgulayarak, “Tek tip elbise bir elin parmak sayısını geçmeyecek ülkelerde uygulansa da bu ülkelerin siyasal rejimlerinin demokrasiden uzak otoriter ve totaliter yönetimlerdir. İnsanlığın hafızasında son canlı örneği ABD’nin Guantanamo’da mahkumlara giydirdiği tek tip elbise olmuştur ki ABD’de bu Guantanamo hapishanesi insanlığın vicdanında açtığı yaradan dolayı kapatmak zorunda kalmıştır. Türkiye’de Türk mahkemelerinde yargılanıp mahkum edilen 12 Eylül cuntacıları 1984 yılında uygulamaya soktukları tek tip elbise kuralı gerek zindanlardaki siyasi tutsakların büyük bedeller ödeyerek ortaya koydukları direnişin, gerekse de dışarıdaki demokratik kamuoyunun tepkisi sonucunda bu uygulamadan vazgeçmek zorunda kalmışlardır. Bugün de hükümetin tek tip uygulamasını kabul etmemiz beklenmemelidir. Her şeyden önce tek tip elbise sadece bir elbise değildir. Tek tip düşüncenin bir dayatmasıdır” diye kaydetti.
‘DEMOKRATİK KAMUOYUNUN DAYANIŞMA İÇİNDE OLMASINI BEKLİYORUZ’
Mektuplarında, “Tek tip elbise uygulaması demokrasi karşıtlığı olan teklik zihniyetinin biz tutsaklara kadar uzanan boyutudur” ifadesini kullanan tutuklular şu çağrıda bulundu: “Siyasi kimliğimize ve insanlık onurumuza yapılan bir saldırıdır. Zorunluluğa dayalı olduğu için bir işkence biçimidir. Biz siyasi tutsaklar olarak insanlığın ve evrensel hukukun temel ilkelerine aykırı olduğu için kabul etmiyoruz. Bizler açısından bu uygulamanın ne anlam ifade ettiğini yukarıda belirttik. Bu uygulamaya karşı duracağız ve bu konuda ulusal, uluslararası demokratik kurum ve kuruluşların, insan hakları örgütlerinin, barolara ve sivil toplum örgütleri başta olmak üzere tüm demokratik kamuoyunun yanımızda bizimle dayanışma içinde görmek istiyoruz. Bu yönlü duyarlılık göstermenizi bekliyoruz” çağrısında bulundu.
Mezopotamya Ajansı