HABER MERKEZİ- Diyarbakır 1’inci İdare Mahkemesi, valiliğin eylem ve etkinliklere dair yasak kararının “demokratik toplum düzeninin gereklerine” aykırı olmadığını ve “hukuki” olduğunu söyledi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, valiliğin 26 Mart-04 Nisan 2022 tarihleri arasında tüm eylem ve etkinlikleri yasaklamasına karşı Diyarbakır 1’inci İdare Mahkemesi’ne başvurdu. Başvuruda, yasağının “hukuka aykırı” ve somut gerekçesinin olmadığı, kamu yararının gözetilmediği ve yasağın Anayasa ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) hak ve özgürlükleri düzenleyen maddelerine aykırı olduğu belirtildi. Söz konusu nedenlerle kararın iptali istendi.
VALİLİĞİN SAVUNMASI
Diyarbakır Valiliği, başvuru sonrası mahkemeye sunduğu savunmada, yasaklama kararını söz konusu tarihte yaşanan gelişmeler üzerinden savundu. Valilik, Abdullah Öcalan’nın 15 Şubat 1999’da Türkiye’ye getirilmesinin yıl dönümü, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve 21 Mart Newroz kutlamalarını yasağa gerekçe yaptığını belirtti. Savunmada, ayrıca söz konusu tarihlerde “güvenliği tehlikeye atacak” bir şeyin yaşanmadığına işaret edildi. 4 Nisan’ın Öcalan’ın doğum günü olduğunu vurgulayan valilik, bu süreçte provokatif eylemlerin olacağına dair istihbarat geldiğini, alınan kararın toplumun güvenliği için olduğunu ileri sürerek, davanın reddini istedi.
İSTİHBARAT RAPORU DİKKATE ALINDI
Diyarbakır 1’inci İdare Mahkemesi, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun “Tanımlar” başlıklı bölümünde herkesin önceden izin almaksızın toplantı ve gösteri yürüyüş düzenleme hakkında sahip olduğuna işaret etti. Mahkeme, bu maddeyi sınırlayan aynı Kanunun 19’uncu maddesinde valilerin güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi gibi gerekçelerle toplantı ve gösterileri bir ay süreyle yasaklayabileceğini dikkati çekti. Mahkeme, ayrıca Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nün bu konuda valiliğe sunduğu istihbarat raporuna atıfta bulundu.
‘HUKUKA UYGUN’ KARAR
Mahkeme, yasağın halkın can ve mal güvenliğinin sağlanmasına dair meşru bir amaç taşıdığını ve suçu önlemeye yönelik tedbir olduğunu, şiddet olaylarının mahiyeti ve yoğunluğu ile meydana gelen zararların niteliği karşısında söz konusu müdahalenin “demokratik toplum düzeninin gereklerine” aykırılık oluşturmadığını ileri sürdü. Yasağın, hedeflenen amaca ulaşabilmek için elverişli, gerekli ve orantılı, “ölçülülük ilkesine” uygun olduğu sonucuna varan mahkeme, yasak kararında “hukuka aykırı” olmadığını kaydetti. Mahkeme, söz konusu gerekçelerle iptal istemini reddetti.
Kaynak: MA