HABER MERKEZİ- Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DGF), “2023 Şubat Ayı Gazetecilere Yönelik Hak İhlalleri” raporunu açıkladı. Derneğin internet sayfasında yayımlanan rapora göre, şubat ayında 4 gazetecinin daha tutuklanmasıyla hapishanelerdeki tutuklu gazeteci sayısı 88’e yükseldi. Rapora göre, şubat ayında 7 gazeteci saldırıya uğradı, 15’i kötü muameleye maruz kaldı, 11’i tehdit edildi, 24’ü haber takibi sırasında engellendi, 1’nin evine baskın düzenlendi, 8’i gözaltına alındı, 4’ü tutuklandı, 14’ü hakkında soruşturma açıldı, 1’ine 11 ay hapis cezası verildi, 38 dosyadan 102 gazetecinin yargılanmasına devam edildi.
Yayınların ve yayın kuruluşlarının cezalandırılması yönünde Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) verdiği cezalara dair verilerin de yer aldığı raporda, şubat ayında 10 yayın yasağı kararı alındığı, 4 televizyona üst sınırdan para cezası kesildiği, 1 televizyona 3 gün süreyle ekran karartma cezası verildiği yer aldı. Yine rapora göre, 4 internet sitesi kapatıldı, 19’una erişim engelli getirildi, 345 sanal medya içeriği ise engellendi.
TEHDİT VE ŞİDDET
Maraş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen depremde 25 gazetecinin yaşamını yitirdiği vurgulanan raporda, “Bütün toplum bu büyük acıya karşı ‘devlet nerede ve hükümet istifa’ diye haykırdı. Halk bunu sordu gazeteciler de haber yaptı. Enkaz altında kalanlar için geçen her saniye bile önemliyken, dışarda bekleyenler için zaman geçmek bilmedi ancak iktidarın odaklandığı şey yine gazeteciler oldu. Depremin ilk gününden beri; enkaz başında, halkın arasında, çadırlarda, yollarda, yıkıntıların arasında haber yapan birçok gazeteci ya gözaltına alındı ya tehdit edildi ya da şiddet gördü. Bizler Dicle Fırat Gazeteciler Derneği olarak bunu kabul etmediğimizi defalarca söyledik yine söylüyoruz, gazeteciliğin engellendiği yerde perdelenmek istenen bir şeyler olmalı. Şartlar ne olursa olsun gazeteciler işlerinin başında, halka gerçekleri ulaştırma çabasında olacaktır” ifadeleri kullanıldı.
BASKI VE ENGELLENME
Deprem sonrası sahada haber peşinde olan gazetecileri, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, “moral bozucu yayın yapmak kimsenin haddi değildir” diyerek hedef aldığı vurgulanan raporda, ay boyunca onlarca gazetecinin depremle ilgili haber yapmasının engellendiği kaydedildi. Depremde gazetecilerinin işlerini yaparken engellenmesi ve saldırıya uğraması ile ilgili verilerin paylaşıldığı raporda şu ifadelere yer verildi: “Diyarbakır’da enkaz alanlarında çekim yapmak için 8 Şubat’ta Türkiyeli gazetecilere Turkuaz Kart, yabancı gazetecilere ise akreditasyon şartı getirildi. Gazetecilerin İletişim Başkanlığı Bölge Müdürlüğüne başvurması istendi. Böylesi bir süreçte de akla gelebilecek türlü baskı yöntemiyle, gazeteciliği, basın ve ifade özgürlüğünü bastırmaya çalışan iktidar, gazetecilerle değil, halkın ihtiyaçlarıyla meşgul olmalıdır. Gazeteciler; depremde yaşananları da etkilerini de sonuçlarını da kamuoyuna ulaştırmaya devam edecektir. Gözaltı, tutuklama, şiddet ve işten çıkarmalarla gerçeklerin üzeri örtülemeyecek.”
Gazeteciler hakkındaki soruşturma ve yargılamalara dikkat çekilen raporda, “Gazeteciler için depremden farkı olmayan diğer yıkıcı gündem de devam eden davalar ve yargılamalar. 16 Haziran 2022’de Diyarbakır’da tutuklanan 16 gazeteci hakkında tam 9 aydır iddianame hazırlanmadı. Gazeteciler 9 aydır neyle suçlandıklarını, hangi iddialarla bu kadar uzun tutukluk süresine maruz kaldıklarını bilemeden içerdeler. Gazetecilerin avukatları ve meslektaşları iddianameye dair bugüne kadar ilgili makamlardan olumlu ya ada olumsuz bir yanıt alabilmiş değil, dolayısıyla bu uzun tutukluluk hali başlı başına bir cezalandırma yöntemine döndü. Buradan bir kez daha gazetecilere yönelik soruşturmanın tamamlanarak özgürlüklerine kavuşmalarını talep ediyoruz. Özgür Basın ve gazetecilik adına bir diğer önemli dava da 29 Ekim’de tutuklanan 9 gazetecinin davası. 3 buçuk ay sonra tamamlanan ve 210 sayfadan oluşan iddianamenin büyük bölümü, Mezopotamya Ajansı’nda yayınlanan 149 haberlerle ilgili. Yani iddianameden anlaşılacağı üzere gazeteciler haber yaptığı için tutuklu ve bu nedenle yargılanacaklar. Tüm meslek örgütlerini 16 Mayıs’ta görülecek duruşmada mahkemenin yargılamayan çalıştığı gazeteciliği savunmaya çağırıyoruz.”