DERSİM- Dersim Belediye Meclisi’nin kayyum eliyle indirilen “Dersim” tabelasını yeniden asma kararı Valiliğin şikayeti üzerine mahkeme tarafından durdurulmuş ve Dersim’e, Dersimlilere dönük bir linç kampanyası başlatılmıştı. Irkçı-faşist güruhlar tarafından tehdit ve hakaret edilen Dersim coğrafyasının ismi 37-38 Katliamı’nının ardından “Tunceli” olarak değiştirilmişti.
Dersim’e sahip çıkmak için, Dersim Emek ve Demokrasi güçleri tarafından Seyit Rıza Meydanı’ndan basın açıklaması düzenlendi. HDP İl Başkanı Hıdır Demir’in konuşmasıyla başlayan basın açıklamasında, Emek ve Demokrasi Güçleri adına basın metni okundu.
Emek ve Demokrasi Güçleri adına Ergin Tekin’in okuduğu basın metninde kendisini sağcı veya solcu olarak niteleyenlerin Dersim halkının iradesi karşısında tekçiliği savunma noktasında birleştiklerini vurgulandı.
‘DERSİM TEKÇİLİĞE KARŞI BAŞ EĞMEZ MÜCADELE TARİHİNİN SEMBOLÜDÜR”
Basın metni şöyle devam etti: “Belediye Meclisinin aldığı ‘Dersim’ kararı sonrasında gerek medyada ve gerekse sosyal medyada konu ile ilgili çok yönlü tartışmalar yürütüldü, yürütülüyor. Bugün kendisini sağcı ve solcu olarak tanımlayan farklı çevrelerin Dersim adı ve Dersim halkının iradesi karşısında tekçiliği savunma noktasında birleştiğini görüyoruz. Kimi çevrelerse bugün Dersimi savunmanın zamansız ve gereksiz olduğunu söylüyorlar. Oysa “Tunceli”1937-1938 katliamı ile başlayan ve bugün tek adam rejimi tarafından sürdürülen tekçiliğin, Dersim ise, halkın iradesinde en somut ifadesini bulan tekçiliğe karşı baş eğmez bir mücadele tarihinin ve demokrasi mücadelesinin sembolüdür.”
‘DERSİM ADINA YÖNELTİLEN SALDIRI TÜM İNSANİ DEĞERLERİMİZE YÖNELTİLEN BİR SALDIRIDIR”
Bazı yapılan açıklamalarda Dersim isminin gericiliği ifade ettiğine dair vurgulara tepki gösterilen açıklamada, “Dersim yerine Tunceli adının kullanılmasının cumhuriyet rejiminin sınırlı da olsa getirdiği kimi demokratik kazanımlarla alakası yoktur. Aksine Dersim adının yasaklanması, cumhuriyetin sınırlı kazanımlarının değil; tekçiliğinin sembolüdür. Dersimliler olarak bizler, bu zihniyeti ve anlayışı kabul etmiyoruz ve etmeyeceğiz. Dersim, kültürel bir coğrafyanın yüzyılları kapsayan adıdır. Alevi-Kızılbaş inancının ser çeşmesidir. Dersim adına yöneltilen saldırı, toplumsal varlığımıza, tüm insani değerlerimize yöneltilen bir saldırıdır” ifadelerine yer verildi.
Basın açıklaması şu ifadelerler sona erdi: “Dersim, bir halkın tarihsel hafızasıdır. Tunceli ismi ise bir katliamı yasallaştırarak bir halkın tarihsel, toplumsal hafızanın silinmesinin adıdır.
Bu nedenledir ki Dersimliler hiçbir zaman Tunç- eli yada Tunceli ismini istemediler ve kullanmadılar.
Bugün belediye binasına Dersim tabelasının asılma kararını engelleyen rejimin başında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakın zamanda meclis kürsüsünde devletin Dersim’de yaptığı katliamları uzun uzadıya anlattığını da unutmamak lazım. O dönemin tartışmalarında “eğer literatürde devlet adına özür dilemek varsa, ben özür diliyorum” söylemi Cumhurbaşkanına aittir. Dersim adı hiçbir siyasi çıkara alet edilemez.
Dersim katliamı ile yüzleşmek ve Dersim adının geri verilmesi, hakikatlerin açığa çıkarılması aynı zamanda Türkiye’nin demokratikleşmesi toplumsal barışın tesis edilmesi anlamına gelecektir.”