DERİTEKS Avrupa Yakası Temsilciliği, İstanbul Avcılar Marmara Caddesi’nde Özak Tekstil işçileriyle dayanışma için eylem gerçekleştirdi. Sorunun çözümü ve muhatabının Özak Tekstil işçileri ve sendika olduklarını belirtilen açıklamada Özak Tekstil işçileriyle dayanışmaya çağrıldı.
Basın açıklamasına Disk Gıda-İş, Belediye İş, Liman İş, Eğitim Sen, Devrimci Demokratik Sendikal Birlik (DDSB), EMEP, TİP, DHP katıldı.
Avcılar’da Marmara Caddesi’nde bulunan Deprem Anıtı önünde yapılan açıklamada sık sık “Özak İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması!”, “Birlik, Mücadele, Zafer!” sloganları atıldı.
Basın açıklaması öncesi Disk Gıda İş’ten İbrahim Kızılyer konuşma yaptı. Kızılyer yaptığı konuşmadı şunları söyledi:
“Özak tekstil işçilerinin yaşadıklarını, baskıları ve zulümlerini sizinle paylaşmak ve teşhir etmek için buradayız. Onlar sadece sendikal örgütlenme faaliyetinde bulundular. Her yerde izliyorsunuz. Yasaların dışında bir baskı uyguluyorlar. Hukuk geçersiz hale gelmiş. Ülkede olan bütün kötülüklerin en vahşisi Urfa’da yaşanıyor. Direnen işçilerin yanındayız. O işçiler bizim birer parçamızdır. İşçiler “Biz de varız!” dediği zaman onların karşısına sadece patron dikilmiyor. İşçilerin fabrikanın dışına itildiği yetmezmiş gibi aç ve susuz bırakmış durumda kaldılar. İşçilerin mücadelesi bizim mücadelemizdir.”
Kızılyer’in konuşmasının ardından DERİTEKS Avrupa Yakası Temsilciliği adına söz alan Veysel Ulaş Arslan şöyle konuştu:
“Yaşadığımız dönemde işçi ve emekçilere reva görülen baskı, sömürü ve yoksulluğun sınırı yok! Daha bugün Tokat’ta seyyar tezgahında, kıt kanaat geçinebilmek için trilyonlar katrilyonlar kazanmadan sadece ev kirası ve mutfak tezgâhı için gece gündüz çalışan seyyar satıcı, zabıta tarafından engellenmeye çalışıldı. Maalesef görüyorsunuz milyonluk yatırımlar, kaçak yapılar ve affedilen vergiler peşine düşmeyenler her ne hikmetse yasa ve hukuk deyince seyyar satıcının, tekstil işçisinin, inşaat işçisinin, emekçinin, mahallede ev kadınının, sokakta halkın karşısına çıkıyor. Bugün Urfa’da Özak Tekstil işçisi sadece anayasal haklarını kullanarak sendika tercihinde bulunarak karşılarında adeta zulüm tomarına çevirmiş baskıyla karşı karşıya kaldılar. Bugün Özak Tekstil’de direnişin 17. günü. 17 gündür tekstil işçisi kardeşlerimiz sadece sendika hakkını kullandığı için her gün bu soğuk havada TOMA’dan sıkılan suyla baskı ve gözaltı ile karşı karşıya kalıyorlar.”
“ÖRGÜTLEMEDEN KAÇIYORSUNUZ AMA YENİLECEKSİNİZ”
“Özak Tekstil işçisi Urfa’da şunu başardı. Buradan patronlara sesleniyoruz! Büyük şehirlerden kaçıyorsunuz, orada trilyonlarca, 24 kalem vergiden teşvik alıyorsunuz. Bir işçinin maliyetine, 10 işçi çalıştırıyorsunuz. Orada yasalar kullanırken iyi de Özak Tekstil işçisi örgütlenirken kötü mü oldu yani! Biz biliyoruz; Urfa’daki patronlara ve ülkenin dört bir yanındaki patronlara sesleniyoruz. Siz örgütlemeden kaçıyorsunuz ama yenileceksiniz! Sinop’tan Hatay’a İzmir’den Ağrı’ya kadar nereye giderseniz gidin işçilerin örgütlenme haklarını da anayasal tercihlerini de engelleyemeyeceksiniz! Belki geciktireceksiniz ama asla bunun önüne geçemeyeceksiniz!”
Konuşmanın ardına Arslan basın metnini okudu. Arslan, Özak Tekstil işçilerine yönelik saldırıların hak arayan işçilere karşı verilmek istenenin gözdağı olduğunu belirterek şöyle devam etti:
“Özak Tekstil işçilerine dönük saldırılar maalesef her geçen gün artarak devam ediyor. Biz bu saldırılara yabancı değiliz daha dün ETF Tekstil Direnişinde yaşadık. Tüm kamuoyu gördü ki boyun da eğmedik, eğmeyeceğiz. İşçilerin haklı taleplerine karşı gösterilen bu vicdansız, hunharca saldırı hak arayan işçilere verilmek istenen bir gözdağıdır. Bunun farkındayız lakin bu yöntem bugüne kadar tutmadı, tutmayacak! Saldıranlar değil direnenler kazandı, kazanacak! Kendi iradeleri ile sendika değiştiren Özak Tekstil işçilerinin yanındayız. İnsanca çalışma koşulları ve insanca yaşamaya yetecek ücret için mücadele eden işçiler zorbalıkla karşı karşıya.”
“SALDIRILAR DÜŞMANCA YAPILIYOR”
“Yasal haklarını kullanan işçiler, karşılığında patronları tarafından tehdit ediliyor ve işten atılıyor. Yetmiyor, işçilerin mücadelesi Şanlıurfa Valiliği tarafından alınan önlemlerle kırılmak, dağıtılmak isteniyor.
“İşçilere Gözaltı ve TOMA’yla gözdağı veriliyor. Üye oldukları sendikanın yöneticileri gözaltına alınıyor. Saldırı o kadar düşmanca yapılıyor ki düşman hukukunda bile olmayan inanç merkezleri de bundan nasibini alıyor. Diyanet’te saldırıda işçinin karşısına duruyor, işçilerin toplandığı camiye kilit vuruluyor. Kentin mülki idare amiri sıfatıyla valinin yapması gereken Anayasa ile güvence altına alınmış sendikal hakkı çiğneyen Özak Tekstil patronuna ‘dur!’ demektir. Başta Çalışma Bakanlığı ve Şanlıurfa Valiliği, bir an önce işçilere ve sendikaları BİRTEK-SEN’in yöneticilerine müdahaleye son vermelidir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı sessiz kalmamalıdır. Bakanlık, Şanlıurfa’da herkesin gözü önünde yaşanan haksız işten atmalara ve sendika seçme özgürlüğüne yönelik saldırılara karşı vakit kaybetmeden harekete geçmelidir. İş yerinde yaşanan usulsüzlükler bizzat yerinde inceleme ile tespit edilmeli, cezai işlemler hızla yapılmalıdır.”
“SENDİKAL MÜCADELENİN DESTEKÇİSİYİZ”
“Sorunun muhatabı da çözümü de Özak Tekstil işçileri ve kendilerini ifade ettikleri, örgütlendikleri sendikalardır. Sorun daha fazla büyümeden, işçiler daha fazla mağdur olmadan bu baskı derhal durdurulmalıdır. Özak Tekstil işçilerinin sendikaları BİRTEK-SEN ile verdikleri Anayasal hak olan sendikal mücadelenin destekçisiyiz. Hangi sendika ve konfederasyon üyesi olduğuna bakmaksızın hakları için mücadele veren onurlu tüm işçilerin 75 yıldır yanındaydık yine yanında olmaya devam edeceğiz. Buradan Özak Tekstil işçilerinin yalnız olmadıklarını bir kez daha ifade ediyoruz.”
Açıklama “Özak İşçisi Yalnız Değildir!”, “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!” sloganlarıyla son buldu.
(İSTANBUL)