Atilla yoldaş, aradan kırk iki yıl geçti. Sen hala işçi sınıfının, ezilenlerin faşizme karşı direnenlerin en önündesin. Proletarya Partisi’nin yürüttüğü sınıf kavgasında unutulmaz bir yere sahipsin. Komünal yaşamımızda bize örnek bir komünist olarak yaşıyorsun.
İstanbul parti ve ordu çalışmalarında özverili, fedakâr, militan karakterinle, bilerek, inanarak Kaypakkaya çizgisine adamıştın kendini. TKP/ML çizgisiyle 16 yaşında tanıştın. Parti çalışmalarına ’73 süreci sonrası canla başla katıldın. Daha lise yıllarında partinin beş temel belgesini okumuş, özümsemiş, kavramıştın. Yaşın genç olmasına karşın çok hızlı gelişiyordun. Diğer devrimci örgüt ve kişilerle tartışmalara katılıyor, onlarla, sosyo-ekonomik yapı, devrimin yolu, Kemalizm, milli mesele, devlet ve faşizm üzerine tartışmaları ateşlice yürütüyordun. İnsanları ikna etmeye ve kazanmaya çalışıyordun. Aynı zamanda bilgi birikimini öğrendiklerini kendine saklamıyor, örgütlü-örgütsüz bütün yoldaşlarınla paylaşıyordun. Çok okuyor ve her bir yoldaşını kitap okumaya, öğrenmeye, teşvik ediyordun.
Bu uğraş ve güven verici parti çalışması sonucu; Kazlıçeşmenin darphanelerinde, fabrikasında sokaklarında seninle ekilen tohum Selahattin Doğan, Ali Uçar, Hıdır Utan, Pir Hasan Kulaç, Naci Güven, Nazmi, Tuncay Balı ve Cemil Oka yoldaşlarla toprakta filizlenmiş, boy vermiştir. Atilla yoldaş bunlar senin ve sizin toprağa ektiğiniz tohumlardı. İki üç “baldırı çıplağın” başlattığı sınıfı örgütleme, Proletarya Partisi’nin kavgası sizin ektiğiniz tohumlar üzerinden yüzler, binler oldu. Onlarca militan ve kadro partiye kazandırdı. Bugün hala yaratılan bu değerlerin üzerinden Kaypakkaya geleneği yükseliyor.
Birlikte faaliyet yürüttüğün ve ilişkide olduğun yoldaşlarınla günlük, haftalık aylık eğitim çalışmalarını ( teorik, politik ve askeri ) proleter disiplinli olarak asla aksatmazdın. Randevunda dakiktin. Diyebilirim ki, ’73 süreci sonrası bölgesel dönem ve Koordinasyon Komitesi önderliğinde, merkezi örgütlenmeye gidildiği dönem dâhil, ilk parti-ordu örgütünün inşa hücrelerinde yer alanımızdın.
Üniversitelerde, derneklerde, sendikalarda, öğrenci yurtlarında verilen seminerlere katılır, pür dikkat dinler tartışmalardan özetler çıkarır, bu özetleri yoldaşlarına sunardın. İçimizde en çok okuyan, koşturan, dur durak bilmeyen en militanımız ve hızlı gelişenimizdin. Seninle olan, seni tanıyan bütün yoldaşlar senin militan ve komünist yaşamından çok şey öğrendik.
Öncelikle komün nedir? Birlikte yaşamak, paylaşmak, üretmek, yoktan var etmek ne anlama gelir gerçeğini yaşamınla, örnek tavır ve davranışında bize gösterdin. Uyguladın, uygulattın. Partinin var olmasında, yarasını sarmasında, yeniden yeraltı örgütünü daha sağlam inşa etmesinde hiçbir fedakârlıktan kaçmadın. Büyük hedefler önüne koydun, aşılmaz denilen, yapılmaz denileni gerçekleştirmek için imkânsızdan imkân yarattın. Önce “yoldaşlarım” sonra “ben” vardı sende. Daha güzeli şu ki;” sende ben yoktu, biz vardı, parti vardı.” Devrim, sosyalizm ve komünizm aşkı senin hep önceliğindi. Yeri geldiğinde devrim için en vazgeçilmez denen sevdandan vazgeçmeyi bilir, dönüp arkana bakmazdın.
Atilla sen ve yoldaşlarımız, İstanbul’da, Zeytinburnu’nda, Kazlıçeşme’de, Murat Mensucat’da, işçilerin örgütlenmesi için canla başla çalıştınız. Sendikalı ve sigortalı olmaları için, örgütlenme yolunu açtınız. Liseli öğrencilerin örgütlenmesinde, üniversiteli öğrencilerin mücadelesinde, boykotlarda, işgallerde, sokak çatışmalarında yer aldınız Kocamustafapaşa direnişinde örnek birer savaşçı oldunuz. Gamak, Sungurlar, Gislavat , Enka’da, Apos’da , Kazlıçeşme Deri İş de , daha birçok işçi sınıfının etkinliğinde aktif yer aldınız, örgütlenmesine katıldınız. Bugün hala kırk küsür yıl önce yaratılan değerler üzerinden devrimci sendikal faaliyetler devam ettiriliyorsa, inan ki, bunda senin, sizlerin yarattığı değerlerin ve alın teriyle yoğurduğunuz alt yapıda, harçla örülen basamaklarda payınız var.
Şehirlerde işçi sınıfı içerisinde örgütlenmek esastı. Kazlıçeşme varoşunu bu ilke doğrultusunda esas almıştık. Deri fabrikalarının en ağır koşullarında çalışan, hiçbir sendikal ve sigorta hakkına sahip olmayan işçi sınıfının örgütlenmesi, en insanı hakları olan, sendikalaşma, sigortalı olma haklarını kazanmaları için canla başla çalışma yürüttünüz. Deri fabrikalarında direnişi örgütlemek için, işçi olarak çalıştınız. O dönemin en büyük ve zalim patronu olanlardan Fettah Kosar patronuna karşı, sendikalı, sigortalı olmak ve iş koşullarının düzeltilmesi için direniş başlattınız. İşçilerin örgütlenerek haklarını almalarının yolunu açtınız. Haklarını işçiler kazandı kazanmasına ama sizi işten attılar. Başlattığınız direniş işçi sınıfı arasında büyük yankı buldu.
İlk sendikal örgütlenmeyi başlatan, parti örgütünü burada örgütleyenimizdin. Girdiğin her yerde partiyi örgütlemek olmazsa olmazındı.
Demokrasi ve sosyalizm kavgamızda devrimci şiddetin zorunlu ve gerekli olduğunu, bu doğrultuda Komünist Parti öncülüğünde örgütlenmenin olmazsa olmazımız olduğu ilkesinden hareket ederek; Halk Ordusu’nun kurulmasında, örgütlenmesinde öncü rol üstlendiniz. Faşizmin karşı devrimci devlet şiddetine karşı, devrimci şiddetin gerekliliğini, karşı devrimci saldırıya karşı eylemler yapmanın meşru ve gerekli olduğunu önemle vurguladınız. Gereklerini tereddütsüz yerine getirdiniz.
Kürt ulusunun kendi kaderini kendinin tayin etmesini önemle her vesilede vurgulayıp, Türk şovenizmine karşı mücadelede en zor dönemlerde faşist Kemalist ideolojinin kırılmasında belirleyici mimarlardan oldunuz.
Kısacası, Türkiye ve T. Kürdistanı’nın bağımsızlığı, özgürlüğü için Demokratik Halk Devrimi’ne, sosyalizme yönünü çevirmesi için inançla, kararlılıkla militanca çalıştınız. Demokrasi, sosyalizm ve komünizm kavgamıza kattığınız emekleri, değerleri, kültürel şekillenmemize yaptığınız katkıları asla unutmayacağız.
Seni ve sizleri, geleceğe umut taşıyan gülüşlerinizi, demokrasi, bağımsızlık, özgürlük ve sosyalizm kavgamızdaki kararlılığınızı asla ve asla unutmayacağız. Sizleri devrimci- demokrasi, sosyalizm ve komünizm mücadelemizde sonsuza dek yaşatacağız. Emeğiniz, değerleriniz ve kararlılığınız bizlere yol gösteriyor. Bu gelenek sizlerden devraldığı ideolojik mayadan, kültürden şekillenerek bugünlere geldi.
Bugün sizlerin şahsında parti yaşamı ve onun idealinde varlık bulan insanlığa özgür ve kirletilmemiş bir dünya yaratma değerleri ne yazık ki, kirletildi. Kopuş, yozlaşma ve kültürel yıkımlar yaşandı. Parti istediğiniz gelişmeyi gösteremedi. Partiye küçük burjuva ideolojiyle girenler dönem dönem hâkimiyet de sağladılar. Bu süreçte de sağ tasfiyeci küçük burjuva hizip, birbirine güvensizliği, kişisel çelişkileri gündeme taşıyarak ve halka ve partiye musallat oldular. Kendi iflah olmaz egoları için partiyi bölen, parçalayan, akla gelmez entrikalara imza attılar.
Ancak, her alanda iki sınıf, iki çizgi dâhilinde mücadelemiz devam ediyor edecek. Çelişkiler yasası bize bu gerçeği kavrattı. Öncelikle dostla düşmanı ayırmayı, uzlaşır çelişkiyle- uzlaşmaz/antagonist çelişkileri doğru ele almayı sizden öğrendik. Halkımıza güvenmeyi, onların deneyiminden öğrenmeyi, halkımız olmadan asla devrim yapamayacağımızı sizden öğrendik. Halkın canına, malına zarar vermemeyi, onların canını, malını korumayı yeni demokratik devrimin ilkesi olduğu gerçeğini sizden öğrendik. Bu değerler bugünlerde önemli ölçüde yıpratıldı. Bu yanlışlar, olumsuzluklar ve yaratılan yozlaşma mutlak aşılacaktır. Buna inanın, başaracağız, mutlaka başaracağız ve yeni demokrasi kavgamızı halklarımızın tertemiz yüreğine zafer türküleriyle armağan edeceğiz.
Sana ve yoldaşlarımıza söz, inandığımız özgürlüğün gürül gürül fışkırdığı, sınırsız ve sınıfsız ve sömürüsüz bir dünyayı mutlaka yaratacağız. Sizleri yaşatmanın yolu, ideolojik, siyasi, örgütsel ve kültürel olarak başlattığınız yeni bir dünya yaratma kavganızı devam ettirmektir. Sizleri her zaman sevgi, saygı ve kavga coşkusuyla anacağız.
Atilla yoldaş seni ve sizi unutmayacağız, unutturmak isteyenlere inat unutmayacağız. Onurla taşıdığınız ve bizlere bıraktığınız devrim bayrağını faşizmin burçlarına mutlaka dikeceğiz!
Bir Yoldaşı