HABER MERKEZİ- Depremin etkileri devam ederken bu bölgelerde “yağma” ve “hırsızlık” gerekçesiyle yakalandığı söylenen kişilere yönelik darp ve işkence görüntüleri gündeme geldi. İHD Maraş Şube Başkanı Selçuk Delibaş durumu, “AKP Sözcüsü ekranlara çıkıp ‘acımayın’ diyerek ciddi bir provokasyon yaptı. Bu söylemler polise cesaret verdi” diye açıklarken HDP Hukuk Komisyonu Eş Sözcüsü Nuray Özdoğan ise “İşkence ve kötü muamele uygulamalarına müdahale edilmeli.” dedi.
Maraş merkezli depremlerden etkilenen 10 ilde arama-kurtarma çalışmaları devam ediyor. Üç ay boyunca OHAL’in uygulanacağı bu kentlerde hırsızlık, yağma ve linç girişimi iddiaları sanal medyada yer almaya başladı.
9 Şubat’ta gittiği Antep’te yağma iddialarından bahseden Tayyip Erdoğan, “Bazı yerlerde maalesef, bakıyorsunuz, marketlerde, AVM’lerde yağma oluyor. Devlet OHAL’le bu yağmalama gayretlerine müdahale etme imkanını yakalayacaktır.” demişti.
10 Şubat’ta Maraş’a giden Süleyman Soylu ise yağma iddialarına dair, “Asayiş olayları ile ilgili biz her ihbara gidiyoruz. Yağma ihbarlarının yüzde 99,9’u asılsız. Asılsız ihbar olmasının temel sebebi bazen vatandaş evinin korunmasını istiyor. Bir güvensizlik algısı oluşturup milletin değerleri ile oynamak yanlıştır.” diye konuşmuştu.
Soylu’nun yağma iddialarına dair sözlerinin ardından 10 Şubat’ta Adıyaman’a giden Tayyip Erdoğan’dan bir kez daha “Yağmacılık yapanlara da bu acıyı siyasi yağmaya dönüştürmek isteyenlere de müsaade etmeyeceğiz.” mesajı gelmişti.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik ise 10 Şubat’ta Adana Şehir Hastanesi’ne yaptığı ziyarette yağma iddialarına karşı “Yağma olayları karşısında son derece acımasız olacağız. Böyle bir felaket söz konusuyken bu yağma işine girişenleri uyarıyoruz. Hayatları boyunca utançla yaşarlar.” dedi.
YAĞMA VE HIRSIZLIKTAN 57 KİŞİ TUTUKLANDI
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ bugün deprem bölgesindeki yağma ve hırsızlık olaylarıyla ilgili bir açıklama yaparak, 75 olayda 64 şüpheli hakkında işlem yapıldığını, 57’sinin tutuklandığını, 7 şüpheli hakkında adli kontrole hükmedildiğini ifade etti.
Sanal medyada ise hırsızlık ve yağma iddialarıyla polislerin ve kim oldukları belli olmayan kişilerin şiddet ve işkenceyi gösteren teyit edilmemiş fotoğraf ve videolar yayımlanmaya devam ediyor.
ADIYAMAN’DA BEŞ GENÇ İŞKENCE EDİLEREK ŞEHİR DIŞINA ATILDI
MA’da yer alan habere göre de Diyarbakır’dan beş kişi, Adıyaman’da polisler tarafından işkence edilerek, çırılçıplak şehir dışına atıldı. Beş kişinin Çınar Kaymakamlığı’ndan “yardım gönüllüsü” belgesi aldığı bilgisi yer aldı.
Sanal medyaya da yansıyan kolluk kuvvetlerinin uyguladığı şiddete tepki gösteren Türkiye Barolar Birliği (TTB) Başkanı Erinç Sağkan, sanal medya hesabından bir açıklama yaptı:
“Deprem bölgesinde işlenen yağma, hırsızlık gibi suçlar hepimizi öfkelendiriyor. Ama bu durum kolluk şiddetini meşrulaştıracak bir sessizliğe dönüşmemeli. Gereğini hukuk yapmalı, aksi halde kabile devletinden farkımız kalmaz.”
“HALKIN PSİKOLOJİSİ BOZUK DURUMDA, PROVOKASYONA AÇIK”
Gazete Karınca’ya konuşan, İnsan Hakları Derneği (İHD) Maraş Şube Başkanı Selçuk Delibaş, kendilerinin bildiği bir yağma ve hırsızlık olayı olmadığını belirtti:
“AKP Sözcüsü ekranlara çıkıp ‘acımayın’ diyerek ciddi bir provokasyon yaptı. Bu söylemler polise cesaret verdi. Hırsızlık yapanlar varsa eğer yakalanıp yargılanır. Bizim elimizde net bir bilgi yok ama evine gidip bir şeyler arayan insanları yakalayıp ‘hırsız’ diye dövdüklerini duyuyoruz. Kendi evimi bile kontrol etmeye gidemiyorum. Hırsızlık var derlerse, halk galeyana gelebilir. Halk çok kötü durumda. Maraş diye bir şey kalmadı. İnsanların psikolojisi bozulmuş durumda. Halkta büyük bir acı var. Evleri yıkıldı, yakınlarını kaybettiler. Bu halleri de onları provokasyonlara açık hale getiriyor.”
“YARGISAL SÜREÇLERİ İKİNCİL HALE GETİREN AÇIKLAMALAR SALDIRGANLARI CESARETLENDİRDİ”
HDP Hukuk Komisyonu da deprem bölgesinde halka yönelik işkence iddialarına dair partinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.
Komisyonun Eş Sözcüsü Nuray Özdoğan, “Hiçbir koşulda işkenceye sessiz kalınamaz, işkence kabul edilemez, cezasız bırakılamaz.” dedi.
Ömer Çelik’in “yağmacılara karşı acımasız olacağız” sözlerini hatırlatan Özdoğan, şunları kaydetti:
İktidar suçunu gizlemek ve gerçek sorumluların ortaya çıkmasına engel olmak, böyle bir felaketi bile fırsata çevirmek amacıyla hukuk dışı bir şekilde OHAL ilan etmiştir. Devletin OHAL ilanının gerekçesi, Cumhurbaşkanı tarafından bölgedeki hırsızlık ve yağma olarak açıklanmıştır. Akabinde AKP sözcüsü de “yağmacılara karşı acımasız olacağız.” demiştir.
Göçmenlere yönelik “hırsızlık ve yağma” haberleri ile algının faşist bir zemine çekilmeye çalışıldığını ifade eden Özdoğan, deprem bölgesindeki işkence vakalarına dikkat çekti:
“Hukuki güvenliği ortadan kaldıran, yargısal süreçleri ikincil hale getiren açıklamalar saldırganları cesaretlendirmiştir. Halkımızın kurtarılması için yardım için kolluk güçlerini kullanmayan iktidar işkence ve eziyet suçları için halkımızı sindirmek ve baskı uygulamak için kolluk güçlerini kullanmaktadır.
“Kriz merkezlerimize gelen görüntü, video ve fotoğraflar bu suçları ispat eder şekildedir. Bu suçları işleyenler, işledikleri suçların görüntülerini pervasızca sosyal medyada yayınlamaktadırlar. Bölgeden iletilen bilgilerde kayıtsız gözaltı ve işkence vakaları tarafımıza iletilmektedir. Afet nedeniyle toplumda oluşan tepkiyi bastırma, sindirme ve dayanışma ruhunu yıpratmanın amaçlandığı açıktır.”
“İŞKENCE VE IRKÇILIK İNSANLIK SUÇUDUR”
Özdoğan, basına yansıyan işkence görüntüleriyle ilgili olarak savcıların soruşturma başlatması gerektiğini ifade etti:
“Hiçbir koşulda işkenceye sessiz kalınamaz, işkence kabul edilemez, cezasız bırakılamaz. Irkçılığı bu ülkenin politikası haline getirenler, önce sebep olduğu bu ölümlerin, enkaz altında bıraktıklarının ve bu cinayetlerin hesabını vermelidir. Bu ülkenin savcıları basına yansıyan görüntüler ve ihbar edilen işkence suçları için hızlıca soruşturma başlatmalı, bu halka karşı sorumlular. Suç işleyen kolluk veya kamu görevlileri acilen açığa alınmalıdır. İşkence ve kötü muamele uygulamalarına müdahale edilmelidir.”