HABER MERKEZİ- HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a, Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ suçundan 3 yıl 6 ay hapis cezası veren mahkeme, gerekçeli kararını açıkladı. Açıklamada, yargının AKP’nin politik baskılarına uygun kararlar alması bir kez daha gözler önüne serildi.
Bakırköy 46. Asliye Ceza Mahkemesince hazırlanan gerekçeli kararda, “Mahkememizdeki dosya açısından sanık, savunmasında açılan tüm davalarında kendisine yöneltilen suçlamaların ifade özgürlüğü hakkına müdahale teşkil ettiğini, milletvekili olarak görev yaptığı sürede Anayasa’nın 83. maddesinin birinci fıkrasının milletvekillerine sorumsuzluk ve dokunulmazlık korumasını verdiğini, yani Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) ifade ettikleri görüşler nedeniyle cezalandırılamayacaklarının öngörüldüğünü ve yine milletvekillerinin fikirlerinin içeriğini Meclis dışında tekrarladığı ve yaydığı durumların da bu koruma kapsamında olduğunu kaydetmiştir” denildi.
‘SİYASİ TARTIŞMA ÖZGÜRLÜĞÜ MUTLAK DEĞİLDİR’
Gerekçeli kararda, şu ifadelere yer verildi:
“Milletvekilinin siyasi görüşlerini ifade etme özgürlüğü elbette güvence altında olmalıdır. Ancak siyasi tartışma özgürlüğü, mutlak değildir. İfade özgürlüğü kapsamında ele alınmalıdır. Neticeten konusu suç teşkil eden eylemler dokunulmazlık zırhına tabi değildir. Nitekim anayasal koruma, milletvekiline bireysel olarak değil, Meclis’e ve Meclis’teki çalışmalarında sorunsuz şekilde yürütebilmesi için güvence sağlayan ayrıcalıktır. Bu açıdan sanık müdafilerinin sunmuş olduğu açıklamalar her ne kadar Meclis çalışmalarında benzer ifadeler kullanıldığı iddiasında bulunmuş iseler de bu açıklamaların dava konusu konuşma içeriği ile birebir aynı olmadığından sanığın eylemin Anayasa 83/1 fıkrası kapsamında yasama bağışıklığı ile korunması mümkün değildir.”
Mahkeme, gerekçeli kararında şu değerlendirmelere yer verdi:
“Bir eylemin hukuk düzeni tarafından cezalandırılmaması için, eleştiri hak ve görevi kötüye kullanmamalı, ifadelerde küçültücü, incitici, abartılı sözlerden kaçınılmalıdır. Sayılan ögelerden birinin olması halinde haber verme ve eleştiri hakkından söz edilmeyecek ve eylem hukuka aykırı olacaktır. Siyasiler, üst düzey bürokratlar ile kamuya mal olmuş kişiler, diğer insanlara nazaran ağır eleştirilere daha fazla katlanmak zorunda oldukları demokratik toplumlarda kabul edilmektedir. Ancak hakarete hiçbir kimse katlanamaz. İfade hürriyeti bakımından eleştiri ile hakaret ayrı ayrı değerlendirilmesi gereklidir. Kaba sövme hiçbir koşulda eleştiri olarak kabul edilemez.”