HABER MERKEZİ- TC’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine yönelik açılan 15 davanın duruşmasına bugün Danıştay 10’uncu Dairesi’nde devam edildi. Danıştay Savcısı Aytaç Kurt, mütalaasını tekrarladı. Kurt, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının iptaline karar verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, kararını sonra açıklayacağını söyledi.
Duruşmada savunma yapan Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği adına Avukat Müjde Tozbey, “Dernek olarak kadın ve çocuk davalarına sadece avukat ataması yapmıyoruz. Biz buraya 20 ailemizle birlikte geldik. Öldürülen kız çocuklarının aileleri, annesi öldürülen çocuklar burada. Birkaçından bahsetmek istiyorum. Kızına cinsel istismarda bulunan eşinden ayrılan ve öldürülen Döndü Şengül’ün ailesi burada. Karabük’te defalarca kez karakola giden Vildan Akkaya korunmadı. Vildan’ın ailesi burada. Biz kadınları öldüren erkekleri sadece tutuklatmak istemiyoruz. Biz kadınların her alanda korunmasını istiyoruz. Öldürülen kadınların asıl katili devlettir. Çünkü kadınları yoksulluğa iten onları korumayan devlettir” dedi.
Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği adına savunma yapan Avukat Hülya Gülbahar ise şunları ifade etti:
“Hukuki bir karmaşa yaratılmaya çalışılıyor. Anayasa’nın 90. maddesi gayet açık. Sözleşmeden çıkıldığı günden beri bütün kadınlar 90. maddeyi okuyor. Uluslararası sözleşmeler Meclis tarafından kabul edilir ve çıkılır. Kanunla yürürlüğü girer ve kanunla yürürlükten kaldırılır. Uluslararası sözleşmelerde Meclis’i bypass edemeyiz. Cumhurbaşkanı Kararnamesi hukuka aykırı. Biz bütün sözleşmeleri savunuyoruz. Biz aynı zamanda Anayasa’yı savunuyoruz. Bu sorumluluk heyetinizin üzerinde. Sözleşmeden çıkıldığından beri kadın cinayetleri arttı. Net bilgi yok ama her gün kadınlar öldürülüyor. İzmir’de 12 günde 12 kadın öldürüldü. Covid-19 affıyla birçok erkek serbest bırakıldı. Basına yansıyan kadarıyla afla çıkan erkekler 10 kadını, 3 çocuğu öldürüldü.”
Başvurucular arasında bulunan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, savunmasında, “Bugün sadece HDP’li kadınlar adına savunma yapmayacağım. Bütün kadınlar ve LGBTİ+’lar adına savunma yapacağım. Erkek hukuku değil gerçek yargı diyoruz. Sayın heyet öyle bir karar verin ki, ileride sizlerden vicdanlı yargıçlar olarak bahsedilsin” dedi.
Aksaray Barosu adına Avukat Şenal Saruhan, “Sayın heyet, bugün sizin görmediğiniz bir sahne var. Kadınlar bugün başka illerden gelip Danıştay önünde birbirlerine sarıldı. Siz de bilirsiniz, ‘Yasalar sokaklarda, alanlarda yazılır’ denir. İstanbul Sözleşmesi de alanlarda yazıldı. Kadınlar ne yazık ki her yerde ikincil konumda. Kürsüde de tek kadın arkadaşımız oturuyor. Bu bile cinsiyet temelli eşitsizliği ortaya seriyor. Biz son 20 yılı sevmiyoruz. Sevdiğimiz bir şey var, bir aradayız. Biz kazanacağız biliyorum. Bunu vicdanlı hukukçular sayesinde de kazanacağız. Kararı verirken çok sevdiğiniz annenizi, kızınızı, eşinizi düşünmenizi istiyorum” ifadelerini kullandı.
CUMHURBAŞKANLIĞI ÇEKİLME KARARINI SAVUNDU
Dava açan kurumların ardından Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürlüğü Milletlerarası Anlaşmalar Daire Başkanı Emre Topal, Cumhurbaşkanlığı kararını savundu. Sözleşmede çekilme kararıyla şiddetle mücadelenin aksatılmadığını savunan Topal, şunları söyledi:
“Yasalarımız yürürlüktedir. Bunun altını çizmek istiyorum. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek kadınla şiddetle mücadeleye engel değildir. Sözleşmenin feshinin hukuka aykırı olduğu iddia edildi. Fesih kararının Türk hukukuna uygun olduğunu savunuyoruz. Sona erme çatı bir kavramdır. Bir uluslararası sözleşmenin sonlandırılmasına dair birçok yöntem vardır. Ayrıca, İngilizce ve Fransızca çevirden kaynaklı fesih kelimesini kullandık. Fesih yerine çekilme kullanılsa da bir şey değişmeyecekti. Savunma yapan bir avukat, ‘Katil devlet’ cümlesini kurdu. Bu cümleyi kabul etmiyoruz. İstanbul Sözleşmesi doğrudan uygulanabilen bir sözleşme değildir. Yabancı literatür de böyle söyler. Bu yüzden ülkemizde 6284 sayılı kanun yürürlüktedir. 6284 sayılı Kanun’da İstanbul Sözleşmesi’nde atıf yapılması bizim fesih işlemimizi değiştirmez. Cumhurbaşkanımızın kararlarını Avrupa sözleşmelerinin kararları ile ölçmüyoruz. Türkiye gibi olan ülkelerde, fesih parlamentodan geçmek zorunda değil. ABD, Kanada, İtalya ve Portekiz’in de aralarında olduğu çok sayıda ülkede bu şekilde.”
Topal, savunmasını yaparken mahkeme heyeti basın mensuplarından görüntü almamasını, aldığı görüntüleri silmesini istedi. Topal da görüntülerinin çekilmesini kabul etmediğini belirtti.
Cevap hakkını kullanan Avukat Özge Yücel, “Karşı taraf, kararın nasıl alındığını anlattı ama neden alındığını anlatmadı. Bu kararda kamu yararı yoktur” yanıtını verdi.
Cevap hakkını kullanan Avukat Selin Nakıpoğlu, şunları söyledi: “Davalı tarafın savunmasını kabul etmiyoruz. İkna olacağımız söylendi ama bu mümkün değil. Normlar hiyerarşisi ilkesi uyarınca hukuk kuralları yukardan aşağı sıralanır. Biz en üstte olan Anayasa’nın izinden gidiyoruz, Cumhurbaşkanı kararının değil.”
KARAR SONRA AÇIKLANACAK
Danıştay Savcısı Aytaç Kurt, mütalaasını tekrarladı. Kurt, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının iptaline karar verilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti, kararını sonra açıklayacağını söyledi.