Devrimci Demokratik Sendikal Birlik (DDSB) 20 Ekim’de İstanbul’un Kartal ilçesinde düzenlenecek olan İşçi Emekçi Mitingi’ne katılım çağrısı yapıyor.
Birçok yerde devam eden çalışmalarla işçi ve emekçileri mücadeleye davet eden DDSB, İşçi Emekçi Mitingi’nde mücadelenin sesini yükseltmek üzere buluşmaya çağırdı.
DDSB tarafından yayımlanan “Asgari Ücret Kölelik Ücretidir! Köleliği Reddediyoruz!” başlıklı bildirinin tamamı şu şekilde:
Her sene sonu olduğu gibi bu sene de emekçilerin günde-mini asgari ücret işgal etmeye başladı. Asgari ücret, bir işçinin alabileceği en az ücret olmalıyken şu an yaklaşık 15 milyon 23 bin emekçi bu ücrete mahkûm. Devlet, dolayısıyla sistem işçi sınıfına “en az ücreti” ortalama ücret olarak dayatıyor. İşçi maliyetini düşük belirleyerek yatırıma davet adı altında yoğun sömürüye geçit veriyor. Yatırımların ülke sermayesi için hiçbir değer bırakmadığı, aksine ülkeyi sömürüden de öte yağmaladığı gerçeği orta yerde dururken devlet sözcüleri halkımızı “yabancı yatırımlar yoluyla kalkındırmaktan” söz ediyorlar. Oysa ülke her bakımdan ciddi bir yoksullaşma içindedir. Geçen yıl “asgari ücret”, belirlendikten hemen sonra açlık sınırının gerisine düştü. Yüksek enflasyon nedeniyle artan fiyatlar açlık sınırındaki ücrete mahkûm edilmiş işçinin yoksullaşmasına neden oluyor.
Orta Vadeli Program (OVP) ile işçi gelecek sene de bilinç-li olarak düşük hedeflenen enflasyona göre ücretine zam alacak. Bu sene olan önümüzdeki sene de gerçekleşecek. Ekonomi planları yoksullaştırmanın, yağmalamanın yolunu döşüyor.
Aynı OVP ile işçi için bir son mevzii olan kıdem tazminatına da göz diken sistem, paydaşlarına pastadan her gün yeni bir dilim sunuyor. Örgütsüzlüğe itilen işçiler ise sade-ce bu dilimin büyümesi için düşün maliyetli hale getirili-yor.
Verilere göre ülkemizde çalışan emekçilerin sadece yüzde 15,22’si bir sendikaya üye. Üye sayısının bu kadar düşük olmasının en büyük sebebi, sendikalaşma önündeki enge-lerdir. Yasalar ve patronlar sendikalaşan işçinin karşısında duruyor. Anayasal haklarını kullanıp sendikalı olan işçiler her seferinde haklarını gerçekleştirmek için direniyor. Polonez Gıda’da işçiler sendikalaştığı için 146 işçi patronun keyfi tutumuyla işten çıkarıldı. İşçiler aylardır gözaltı ve baskılarla yıldırılmaya çalışılıyor. Fernas Madencilik’te, As Plastik’te, Tarkett’te ve daha nice iş yerinde de durum Polonez Gıda’dakinden farklı değil. Toplu iş sözleşmesi süreci tıkandığı için grev kararı alınan birçok iş yerinde binlerce işçi iş bıraktı, bırakmaya devam ediyor.
Öte yandan dolaylı vergilerle doymayan asalak sınıflar maaştan kesilen gelir vergisiyle emekçinin sırtında tepinmeye devam ediyorlar. Vergide adalet için işçi konfederasyonlarının almış olduğu ortak karar doğrultusunda yapılan basın açıklamaları, mitingler ve eylemler meclis açılana kadar devam edecek.
İnanıyoruz ki tarih direnen işçileri yazacak ve direnen emekçi kazanacaktır.
Kriz sadece halkı yoksullaştırıyor. Egemenler ise servetlerine servet katmaya devam ediyor. Krizin faturasını reddetmek için, asgari bir yaşama mahkûm kalmamak için, kıdem tazminatına dokunulmaması için, vergide adalet için, örgütlenme hakkımız için, geleceğimiz için, emeğimiz için birlik olalım, mücadelemizi büyütelim.
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
Birlik, Mücadele, Zafer!