HABER MERKEZİ- Asgari ücretin açlık sınırı altında olması, yapılan zamlarla her gün erimesi işçi ve emekçilerin hayatını daha da zorlaştırarak onları açlığa mahkum ediyor. Yakın süreçte başlayacak olan asgari ücret görüşmeleriyle ilgili bir açıklama yayınlayan Devrimci Demokratik Sendikal Birlik (DDSB) “Biz işçiler asgari kölelik değil, insan onuruna yakışır ücret ve insanca yaşam istiyoruz.” dedi. Açıklamayı olduğu gibi yayınlıyoruz:
“İNSANCA YAŞAM, YAŞANABİLİR ÜCRET İSTİYORUZ
İşçi sınıfının burjuvaziye karşı en büyük toplu sözleşmesi olan asgari ücret görüşmeleri yakın zamanda başlayacak. Asgari ücretin açlık sınırı altında olması, gün gün yapılan zamlarla erimesi işçi ve emekçileri daha da açlığa mahkûm ediyor. Asgari ücret ile zaten geçimini sağlayamayan işçi ve emekçiler kazanılmış haklarına yönelik saldırılarla da her anlamda güvencesizliğe, işsizliğe, patronların keyfi tutumlarına açık hale getiriliyor. Son dönemde ekonomik sıkıntılardan dolayı artan intiharlar işçi ve emekçilerin geldiği sefalet noktasını açıkça gözler önüne seriyor.
EGEMENLER KÖLELİK İSTİYOR
Sendikaların yaptığı araştırmaya göre Ekim ayında 4 kişilik bir ailenin sağlıklı beslenmesi için gereken harcama 2.050 liraya yükseldi. Aynı hesaplamaya göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı beslenmek ve diğer ihtiyaçlarını karşılayabilmek için yapması gereken asgari harcama tutarı ise aylık 7.092 liraya yükseldi. Bırakalım diğer ihtiyaçları karşılamayı mevcut asgari ücret dört kişilik bir ailenin yalnızca sağlıklı beslenmesini bile karşılamaktan uzaktadır. Egemenler işçi ve emekçilere yarı karın tokluğuna bir yaşam, yalnızca üretimi sürdürmeleri ve diğer gün işe gelmeleri için ücret vermektedir. Her yıl asgari ücrete yapılan sefalet zammının karşılığında elektriğe, suya, doğalgaza, beslenme, sağlık, giyim gibi halkın temel ihtiyaçlarına da peş peşe zamlar yapılıyor.
Zorunlu arabuluculuk yasasıyla işçinin patron karşısında hak kazanması imkânsız hale getiriliyor. Patronlara fonlarla teşvik sunan egemenler işçilerin kıdem tazminatı hakkını fona devir adı altında gasp etmeye, tırpanlamaya çalışıyor. İşçiler için bir nebze ‘güvence’ olan kıdem tazminatının gaspıyla birlikte işçiler patronların daha da keyfi işten atma tutumlarına maruz bırakılıyor.
Ekonomik ve siyasi krizin derinleşmesiyle birlikte her geçen gün artan işsizlik, mevcut işlerin ise kölelik koşullarında ve sefalet ücretleri düzeyinde olması hem çalışanları hem de işsizlikle boğuşanları bir çıkmaza sokuyor. Bu çıkmaz işçi ve emekçileri çaresizliğe, bunun sonucunda intiharlara sürüklüyor. Egemenler tarafından ekonomik kriz “yokmuş” gibi gösterilmeye çalışılsa da özelleştirmeler, zamlar, vergi yükünün artırılması, İŞKUR önündeki uzun kuyruklar, intiharlar, “açım ben, aç işçi” diyerek büyüyen isyanlar krizin ulaştığı noktayı gözler önüne seriyor. İşçilerin eriyen asgari ücretinden alınan vergiler de yoksulluğun tuzu biberi oluyor.
ASGARİ DEĞİL İNSANCA YAŞAM!
Geçen yılki asgari ücret görüşmeleri devletin işçilerden “fedakârlık” talebiyle başlamıştı. Ekonomik krizin gittikçe derinleştiği ve krizin yükünün işçi ve emekçilerin omuzlarına yüklendiği bir dönemde egemenlerin yine “fedakârlık” demagojisine sarılacağı ortadadır. Fedakârlık istenmesi gereken işçi ve emekçiler değil kârlarına kâr katan patronlardır. Patronlara vergi kolaylığı ve teşvik değil asgari ücretin vergiden muaf tutulması sağlanmalıdır. Biz işçiler asgari kölelik değil, insan onuruna yakışır ücret ve insanca yaşam istiyoruz. Ve biliyoruz ki ne patronlar ne de onların devleti bu taleplerimize yanıt olacaklardır. Taleplerimizin gerçekleşmesi ancak sınıf bilinçli ve örgütlü mücadelemizle olacaktır.
Birleş, Örgütlen, Asgari Yaşama Diren!
Birlik, Mücadele, Zafer!
Devrimci Demokratik Sendikal Birlik (DDSB)”