HABER MERKEZİ- Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetinin açıklanması ve faillerin yargılanması talebiyle yaptıkları ve 702. haftasına giren eylemlerini de polis ablukası ve “yasak” dayatmalarıyla gerçekleştirdi.
Sabah saatlerinden itibaren Taksim’deki İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde toplanan kayıp yakınları saat 11.30 civarında buradan Galatasaray Meydanı’na yürüyüşe geçti. Önleri Büyükparmakkapı Sokak’ta kesilen kayıp yakınları basın açıklamalarını polis barikatı önünde yaptı. Eylemde polis ablukasına tepki gösteren kayıp yakınlarından Hanife Yıldız da bir süreliğine fenalaştı.
1995 yılında gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun tarafından, polisin “müdahale ederiz” tehditleri altında okunan açıklamada, devletin gözaltında kaybetme suçunu etkili şekilde cezalandırması için kayıp yakınları olarak 702 haftadır oturma eylemi yaptıkları belirtilerek 700. hafta eylemlerinin polis terörüne maruz kaldığı hatırlatıldı.
“Elimizden geleni yapacağız”
“2011 yılında Erdoğan’ın davet ederek görüştüğü, ‘Sizin sorununuz kabinemin sorunudur. Elimizden geleni yapacağız’ dediği yaşlı annelerimiz İçişleri Bakanı’nın ağır hakaretlerine maruz kaldı. Bugün de gözaltında kaybedilen sevdiklerimizle buluşma mekanımız olan Galatasaray Meydanı TOMA’lar, iş makineleri, çelik ve beton bariyerler ile kuşatıldı. Elimizdeki fotoğraflara ve karanfillere karşı ağır silahlı polisler konuşlandırıldı” ifadeleriyle süren açıklamada “Bizim 702 haftadır kamuoyuna açıkladıklarımız; tanık beyanlarına, kamu görevlilerinin ifadelerine, TBMM raporlarına, savcılık fezlekelerine, mahkeme tutanaklarına, AİHM kararlarına, akademik çalışmalara, kitaplara, gazete haberlerine de yansıyan gerçeklerdir. Gerçekler bilinmesin diye bize Galatasaray’ı yasaklıyorsunuz” denildi.
“Hukukun üstünlüğü talebimize ağır polis şiddetiyle cevap verenlere sesleniyoruz: Annelerden ve meydanlardan korkanlar Arjantin’de, Şili’de kaybettiler. Türkiye’de de kaybedecekler” ifadeleriyle süren açıklamanın devamımda 12 Eylül 1994 tarihinde gözaltına alınarak kaybedilen Kenan Bilgin anlatıldı.
Dikmen’de otobüs durağından gözaltına alınan Bilgin’in “terörle mücadele” şubesinde işkencede gördüğüne dair 11 kişinin tanıklığına rağmen gözaltına alındığı kabul edilmediği hatırlatıldı. 35 yaşındaki Bilgin için yapılan tüm girişimlerin sonuçsuz kaldığı belirtilen açıklamada davanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşındığı, Bilgin’in 12 Eylül-3 Ekim tarihleri arasında kayıt dışı olarak gözaltında tutulduğunun anlaşıldığı ifade edildi. AİHM’nin Türkiye’yi mahkum ettiği aktarılan açıklamada, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ise olayla ilgili “kovuşturmaya yer yok” kararı verdiği ifade edildi.