Cumartesi Annelerinin bugün ki eylemi yine polis ablukasında İstanbul İHD şubesinin önünde gerçekleştirildi. Cumartesi Anneleri bu hafta 1991 yılında katledilen Hüseyin Toraman’ın akıbetini sordu. Toraman’ın eşinin gözü önünde kaçırıldığı aktarılan açıklamada, Toraman’ın dosyasında cezasızlığın son bulunması istendi.
Açıklama başlamadan gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız polisin görüntü almasına tepki gösterdi. Anne Yıldız, “Siz kendi ayıbınızı çekiyorsunuz. Saraylara sığmayanlar, bizi buraya sığdırmaya çalışıyor” dedi.
EŞİNİN GÖZÜ ÖNÜNDE KAÇIRILDI
Bu haftaki eylemde Hüseyin Toraman’ın akıbeti soruldu. Basın açıklamasını okuyan kayıp yakını İkbal Eren, devletlerin yaşam hakkını korumakla yükümlü olduğunu vurguladı. Türkiye’de ise yüzlerce gözaltında kayıp olduğunu anımsatan Eren, Galatasaray’ın engellenmesinin suç olduğunu kaydetti. 24 yaşındaki Hüseyin Toraman hakkında 1 Mayıs için bildiri hazırlama iddiasıyla arama kararı olduğunu aktaran Eren, “27 Ekim 1991 sabahı İstanbul/Kocamustafapaşa’daki evinin önünden silahlı, telsizli, sivil giyimli kişiler tarafından 34 ATZ 56 plakalı Beyaz Toros’a zorla bindirilerek kaçırıldı. Olay mahallelinin, esnafların ve evin penceresindeki Hüseyin’in eşinin gözü önünde gerçekleşti” dedi.
POLİSLER DURUMA MÜDAHALE ETMEDİ
Görgü tanıklarının polisi aradığını söyleyen Eren, “Tanıklardan bilgi alan polisler, bir esnafın işyeri telefonundan yaptıkları görüşmeler sonrasında olaya müdahale etmeden ayrıldı. Baba Ali Rıza Toraman, Çınar Karakolu’na giderek olaya neden müdahale etmediklerini sordu. Karakol amiri Hüseyin’in kaçırılmadığını, siyasi polisler tarafından gözaltına alındığını, bu nedenle müdahale edemediklerini söyledi. Baba Toraman karakol amirinin bu beyanını gizlice kaydetti” ifadelerini kullandı.
Eren şunları da söyledi: “İstanbul Emniyet Müdürü Mehmet Ağar’la görüşen aileye Ağar: ‘Oğlunuz emniyettedir, merak etmeyin, evinize gidin’ dedi. Olaya müdahale etmeyen karakol amirinin, Hüseyin’i kaçıranların da polis olduğu yönündeki açıklamasını içeren ses kaydını İçişleri Bakanı İsmet Sezgin’e veren baba Ali Rıza Toraman’a Sezgin, ‘Gözaltında olduğuna ve sorgulandığına ilişkin bir husus yoktur’ dedi.”
DEMİREL: OĞLUN CEBİMDE Mİ Kİ ÇIKARAYIM
Oğlunun bulunması için dönemin Başbakan’ı Süleyman Demirel’le görüşen Hatice Toraman’a Demirel: “Oğlun cebimde mi ki çıkarıp vereyim” dediğini aktaran Eren, açılan soruşturmaların bir sonuca ulaşmadan “zamanaşımı süresi dolduğundan soruşturmaya yer olmadığı” kararı ile kapatıldığını aktardı.
Hüseyin Toraman dosyasında cezasızlığın sonlandırılmasını isteyen Eren, Galatasaray’dan vazgeçmeyeceklerini vurgulayarak konuşmasını sonlandırdı.
Gözaltında kaybedilen Murat Yıldız annesi Hanife Yıldız, polislerin çekim yapmasına tepki göstererek, “Siz kendi ayıbınızı çekiyorsunuz. Saraylara sığmayanlar bizi buraya sığdırmaya çalışıyor” dedi.
‘KÖŞK ONLARIN OLSUN BEN OĞLUMU İSTİYORUM’
Hüseyin Toraman’ın annesi Hatice Toraman, “Devletin bize yaptığı bu acıyı halka anlatıyorsunuz. Devlet benim oğlumu kaybetti dediğimde inanmıyorlar. Ben de inanmamıştım. Sanki sadece benim başıma geldiğini sanmıştım. Ama değilmiş. Ben susmadım susmayacağım. Her şeyi anlattım. Öfkem ve kinim bitmiyor. 27 senedir gözümün yaşı kurumadı, kurumayacak. Bizim ciğerimizi dağladılar. 24 yaşında bir gençti. Marmara Üniversitesini bitirmişti, öğretmendi. Bir karıncayı bile incitmemişti. Sadece sol görüşlüydü. Türkiye’de insan hakları mı var? Burada baskı, zulüm var. Ağzını açtığında işkenceye uğruyorsun. İşte diktatörlük budur. 15 ülkeye gittim böyle bir şey görmedim. Burada insan hakları yok. Ben ölene kadar öfkem, kinim bitmeyecek. Bizim derdimiz çocuklarımızı aramak, akıbetini bulmak. Taht da onun olsun köşk de biz çocuklarımızı istiyoruz. Katilleri yargılasın. Böyle bir kanun olmaz” diye konuştu.
Hüsamettin Yaman’ın kardeşi Feyyaz Yaman ise bu durumun bir devlet terörü olduğunu söyledi. Yaman, “Galatasaray annelerine Galatasaray’ı kapatan zihniyet haklarımızı gasp ederek kendi şiddetini devam ettiriyor. Biliyoruz ki bunu devam ettirmek bizim adalet arayışımızı engelleyemez. Galatasaray Meydanı devlet suçlarının hafıza medyanı, bellek meydanıdır. O meydan kayıplarımızın mezar yeridir. Doğru bir toplum, medeni bir toplum kurmak için kayıplarımızla yüzleşmek zorunludur. Cumartesi Anneleri bundan vazgeçmeyecek” dedi.