HABER MERKEZİ- Cumartesi Anneleri 915. hafta açıklamasında, Cemil Kırbayır’ın dosyasını yeniden gündeme getirdi.
1980 yılında Ardahan’daki evinde gözaltına alınması üzerinden 25 gün geçmesinin ardından “firar ettiği” öne sürülen ve ailesi tarafından bir daha haber alınmayan Cemil Kırbayır’ın gözaltında kaybedilişinin, 2011 yılında Cumartesi Anneleri ile dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan arasında yapılan görüşmede ele alındığı hatırlatıldı.
Dolmabahçe Sarayı’nda yapılan görüşmede Erdoğan’ın, Kırbayır’ın bulunması için annesi Berfo Ana’ya verdiği sözün de hatırlatıldığı açıklamada, Meclis’te kurulan komisyon kapsamında hazırlanan rapora değinilerek, “Cemil Kırbayır’ın gözaltındayken işkence ile hayatını kaybettiği ve bedeninin ölümüne sebebiyet veren kamu görevlilerince ortadan kaldırıldığı kayıt altına alındı. Böylece Cemil’in gözaltında kaybedildiği resmiyet kazandı. Komisyon ayrıca düzenlediği raporla birlikte Kars Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.” denildi.
Devam eden süreçte ise iktidarın “hesaplaşma” cesareti gösteremediği ve dosyanın yargı eliyle kapatıldığı vurgulandı. Hukuki süreçler sonrası dosyanın Anayasa Mahkemesi’ne taşındığı belirtilerek, “Oğlum gelirse diye kapısını hep açık tutan Berfo Ana’nın bize mirası, Cemil’i ve tüm kayıplarımızı aramaya devam etmektir.” denildi.
“Devleti yönetenleri, Berfo Anne’ye verdikleri sözü yerine getirmeye çağırıyoruz. Cemil Kırbayır’ın akıbetini açıklayacak, TBMM Raporu’nda da isimleri geçen fail ve sorumluların yargılanmasını sağlayacak adli ve siyasi iradeyi göstermelerini istiyoruz.” çağrısına yer verilen açıklamada, tüm kayıplar için adalet mücadelesine devam edileceği vurgulandı.
‘BERFO ANNEMİZE VERDİĞİNİZ SÖZÜ TUTUN’
Galatasaray Meydanı’nın 216 haftadır yasak olması nedeniyle online ortamda “Berfo Annemize verdiğiniz sözü tutun! Cemil Kırbayır’ın akıbetini açıklayın” talebiyle yapılan açıklamanın tamamı ise şöyle:
“915 haftadır, yargı sisteminin etkin soruşturma yürütme yükümlülüğünü yerine getirmemesinin sonucu olarak; tanıklara, delillere ve Meclis araştırma raporlarına rağmen ne gözaltında kaybedilen insanlarımıza ulaşabiliyoruz ne de gözaltında kaybetme suçunun fail ve sorumlularının yargılandığı günlere erişebiliyoruz. 915. haftamızda; yargının, asıl işlevi olan adaletin sağlanması görevini yerine getirmediği için 42 yıldır sonuç alamadığımız Cemil Kırbayır dosyasını, bir kez daha hatırlatıyoruz.
Kars Eğitim Enstitüsü öğrencisi Cemil Kırbayır, 13 Eylül 1980 tarihinde Ardahan’ın Okçu Köyü’ndeki evinden devletin güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındı. Ailesi 25 gün boyunca gözaltı merkezine giderek Cemil’in ihtiyaçlarını karşıladı, ondan yazılı olarak “Gönderdikleriniz bana ulaştı” diyen mesajlar aldı. Ancak 8 Ekim tarihinden sonra gözaltı merkezine giden aileye “Oğlunuz firar etti, bir daha onu sormaya gelmeyin” denildi. Baba İsmail Kırbayır ve Türkiye Barolar Birliği’nin ilgili kurumlara yaptığı suç duyuruları sonuçsuz kaldı. Cemil’den bir daha haber alınamadı.
5 Şubat 2011 tarihinde, dönemin Başbakanı Recep Tayip Erdoğan ile Dolmabahçe Sarayı’nda görüşen Cumartesi Anneleri’nin arasında 103 yaşındaki Berfo Kırbayır’da vardı. Görüşmede Erdoğan’a yaşadıklarını anlattı ve “Ben ölmeden bana oğlumu bul” dedi.
Görüşmeden çok etkilenen Erdoğan, “Gerekli tüm imkanları sağlayacağım, Cemil Kırbayır’ı mutlaka bulun” diyerek bir Meclis araştırma komisyonu kurulmasını sağladı.
Mersin Milletvekili Prof. Dr. Zafer Üskül başkanlığında kurulan komisyon, yürüttüğü çalışma sonucunda döneme ait belgelere ulaştı. Cemil Kırbayır’ı sorguda gören çok sayıda tanıkla, sorgulamayı yapan emniyet ve MİT mensuplarıyla görüştü. Titiz bir çalışma sonucunda 350 sayfalık bir rapor hazırladı. Raporda; Cemil Kırbayır’ın gözaltındayken işkence ile hayatını kaybettiği ve bedeninin
ölümüne sebebiyet veren kamu görevlilerince ortadan kaldırıldığı kayıt altına alındı. Böylece Cemil’in gözaltında kaybedildiği resmiyet kazandı. Komisyon ayrıca düzenlediği raporla birlikte Kars Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.Ancak iktidar, bu insanlığa karşı suçla yüzleşme, hesaplaşma cesaretini gösteremedi. On yıl sürüncemede bıraktığı dosyayı, araçsallaştırdığı yargı eliyle kapatmayı tercih etti. Adalet Bakanlığı’nın talebi üzerine, Yargıtay “kanun yararına bozma” kararı vererek, dosyanın zaman aşımı gerekçesiyle kapatılmasının önünü açtı. Kars Cumhuriyet Başsavcılığı “zaman aşımı süresinin dolması nedeniyle kovuşturma yapılmasına yer olmadığına” karar verdi. İnsan Hakları Derneği avukatlarının kararın kaldırılması ve şüpheliler hakkında kamu davası açılması başvurusu ise reddedildi. Bunun üzerine dosya Anayasa Mahkemesi’ne taşındı.
“Oğlum gelirse” diye kapısını hep açık tutan Berfo Ana’nın bize mirası, Cemil’i ve tüm kayıplarımızı aramaya devam etmektir.
915. haftamızda; devleti yönetenleri, Berfo Ana’ya verdikleri sözü yerine getirmeye çağırıyoruz. Cemil Kırbayır’ın akıbetini açıklayacak, TBMM Raporu’nda da isimleri geçen fail ve sorumluların yargılanmasını sağlayacak adli ve siyasi iradeyi göstermelerini istiyoruz.Kaç yıl geçerse geçsin; Cemil Kırbayır için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 216 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.”