İSTANBUL- Cumartesi Anneleri tarafından 673. haftada gözaltında kaybedilen Rıdvan Karakoç için adalet istendi.
Saat 12.00’de Galatasaray Meydanı’nda gerçekleştirilen oturma eyleminde ilk sözü kayıp yakınlarından Hüseyin Ocak aldı. Karakoç’u arama mücadelesinde onu teşhis ettiğini anlattı. Ancak dosyada bir adım dahi ilerleme olmamasını teşhir etti. Rıdvan Karakoç’un bedeninde ağır işkence olduğunu da aktararak adalet mücadelesini sürdüreceklerini vurguladı.
Karakoç’un kardeşi Hasan Karakoç da 23 yıldır dosyada bir gelişme olmamasını ve sürekli olarak dosyaya bakan savcının değiştirilmesini teşhir etti.
Gözaltında kayıpların failinin belli olduğunu ve devletin sorumlu olduğu bu cinayetleri açıklamak zorunda olduğunu ifade etti. Bin yıl da geçse bu mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini belirtti.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına basın açıklamasını Gönül Sonbahar okudu. İnsanlığa karşı işlenmiş ağır bir suç olan gözaltında kaybetme suçunun faillerinin ve tüm sorumlularının yargılanarak cezalandırılmaları için eylemlerin sürdüğü belirtilerek başlayan açıklamada “Talebimiz açık ve net: hakikat ve adalet istiyoruz” denildi. Sadece düşüncelerinden kaynaklı insanların müebbetle yargılandığı bu düzende gözaltında kaybedenlerin ise cezasızlık ile korunup kollanması teşhir edildi.
Açıklamanın devamında, 23 yıl önce gözaltında katledilen Rıdvan Karakoç için adalet arayışını annesi Asiye Karakoç’un bıraktığı yerden devam ettirdikleri ifade edildi. 1994 yılında gözaltındaki bir kişinin verdiği ifade doğrultusunda Karakoç hakkında yakalama kararı çıkartıldığı belirtilerek şunlar aktarıldı:
“Bu kararın ardından Rıdvan Karakoç’u arayan polis, ailesinin evini abluka altına aldı. Sık sık evi basan polisler aile bireylerini darp ediyor, ‘Rıdvan gelip teslim olmazsa biz bulur öldürürüz’ diye tehdit ediyordu.
“Evine gidemeyen Rıdvan, ailesi ve avukatı Eren Keskin ile düzenli haberleşiyordu. Bu haberleşme 15 Şubat 1995 tarihinden sonra kesildi. Karakoç ailesinin evindeki polis ablukası kalktı, ev baskınları son buldu ve Rıdvan Karakoç’tan bir daha haber alınamadı.”
Ailenin başvurularına “bizde yok” yanıtı verildiği ancak 110 günlük ısrarlı bir aramanın sonunda, 3 Haziran 1995 tarihinde Rıdvan Karakoç’un cansız bedenine Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı’nda ulaşıldığı anlatıldı. Rıdvan Karakoç’un işkence ile öldürülmüş bedeninin 02 Mart 1995 tarihinde Beykoz’da ormanlık alana atıldığı, ölü muayenesi sonrasında fotoğraflarının çekildiği, parmak izlerinin alındığı, 26 Mart 1995 tarihinde de Adli Tıp’a teslim edildiği gerçeğinin açığa çıktığı ancak cansız bedeninin “kimliği meçhul kişi” olarak gizlice Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı’na defnedildiği belirtildi.
Beykoz savcılığı eliyle 23 yıldır davanın sürüncemede bırakıldığına dikkat çekilerek “Rıdvan Karakoç için, gözaltında kaybedilenler için adalet istemeye devam edeceğiz” sözleriyle açıklama sonlandırıldı.