Mardin’de çiftçiler, randevu sisteminde kayıt yapamadıkları için TMO’ya ürünlerini satamıyor. LİDAŞ sahipleri ise çiftçiden ucuza aldıkları ürünleri TMO’ya açıklanan fiyat üzerinden satarak kazanç elde ediyor.
Hasadın devam ettiği Mezopotamya Ovası’nda, buğday rekoltesi ve kalitesinde verimli bir sezon yaşanırken piyasadaki belirsizlik çiftçileri de belirsizliğe sürükledi. Tarım Mahsulleri Ofisi (TMO), arpa alım fiyatını ton başına 7 bin, ekmeklik buğday alım fiyatını ise ton başına 8 bin 250 TL olarak açıkladı. Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı çiftçilere ton başına verilecek olan prim rakamının bin TL olarak açıklanmasıyla arpa fiyatı ton başına 8 bin, buğdayda ise fiyat 9 bin 250 TL olarak belirlenmiş oldu.
Buğday pazarlarında ise TMO’nun açıkladığı fiyatın 1 ila 2 TL aralığında daha düşük rakamlarda alıcı bulunabiliyor.
ÇİFTÇİ RANDEVU ALAMIYOR
Açıklanan fiyatlara rağmen TMO’nun randevu sistemine kayıt yapamayan çiftçiler, buğdayı satamaz duruma geldi. TMO’nun anlaşmalı olduğu Lisanslı Depoculuk A.Ş. (LİDAŞ) depolarında, mısır olduğu gerekçesiyle yer olmadığı öne sürülürken, hasat edilen buğday çiftçinin elinde kaldı. Ödemelerini yapmak ve yeni sezona hazırlanmak zorunda olan çiftçiler, buğdayı daha düşük fiyatlara satmak zorunda kalıyor.
Çiftçilerin çağrıları üzerine önceki gün Mardin’e gelerek Kızıltepe Hububat Merkezi’nde açıklama yapan TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal’ın çiftçilere tavsiyesi ise, “Üretici acele etmesin, ürününü ucuza satmasın. Mardin’de alım yerlerimizin ve depolarımızın kapasitesini birkaç kat artırıyoruz.” oldu.
ÇİFTÇİ KAYBEDİYOR, LİDAŞ KAZANIYOR
Sorunun çözülmemesi nedeniyle çiftçiler, hasadı tüccar ve LİDAŞ sahiplerine satarken çiftçilerden ise ÇKS bilgilerini verme şartı koşuluyor.
İddiaya göre; LİDAŞ sahipleri çiftçilerden düşük fiyata aldıkları ürünü, önceden ayarlanan randevularla TMO’nun açıkladığı fiyat üzerinden depolarına boşaltıyor. LİDAŞ sahipleri bu işlemi gerçekleştirirken çiftçilerin ÇKS bilgilerini de kendileri için kullanıyor. Böylece TMO depolarına boşaltılan ürünün destek primini kendilerine alıyor. Çiftçilerin zarar ettiği durum karşısında LİDAŞ sahipleri ise bu yöntemle milyonlarca TL kazanç elde ediyor. Depolara boşaltılan ürün, çiftçilerin ÇKS bilgileri üzerinden depolara boşaltıldığı gerekçesiyle rutin bir işlem olarak sisteme yansıyor.
“RANDEVULARDAN TÜCCARLAR HABERDAR EDİLİYOR”
İbrahim Sarıyer adlı çiftçi, TMO ve LİDAŞ’ta her yıl sorun yaşadıklarını ancak sorunun bu yıl daha görünür hale geldiğini belirtti. TMO’nun randevularının çiftçilerin haberi olmadan gece saatlerinde ya da kısa süreliğine açıldığını, bundan da tüccarların haberdar edildiğini aktaran Sarıyer, “Böyle olunca tüccarlar devlete mal satabiliyorken, çiftçi satamıyor. Çiftçinin malı buğday pazarına gidiyor, pazardaki fiyatlar ise devletin açıkladığı fiyatın neredeyse 1 TL altında veriliyor ve çiftçiler bu şekilde mağdur ettiriliyor. LİDAŞ depolarının mısırla dolu olduğunu, onun için randevu sistemini açamadıklarını söylüyorlar.” diye belirtti.
TMO Genel Müdürü’nün çiftçiler yerine tüccarları toplayarak toplantı yaptığını kaydeden Sarıyer, “Çiftçinin faydasına olacak bir açıklamada yapılmadı. Çiftçi malını satmak zorunda, girdileri borçla almış, onu ödemek zorunda. LİDAŞ sahipleri çiftçinin ürününü kendisine piyasa fiyatından alıyor, Çiftçi Kayıt Sistemi üzerinden çiftçi adına LİDAŞ’a satıyor. Yani piyasadaki fiyat ile devletin açıkladığı fiyat arasındaki farktan kendisi faydalanıyor.” dedi.
“ÇİFTÇİ TMO’YA ÜRÜN SATAMIYOR”
Kızıltepe Ziraat Odası Genel Sekreteri Sedat Ayyıldız da çiftçinin TMO’ya ürün satamadığını dile getirdi. Ayyıldız, “Fiyat açıklandı, beklentimizin altında olmakla beraber yine de destekleme miktarıyla beraber iyi diyebiliriz. Yalnız çiftçinin sıkıntısı TMO’ya satamıyor, randevu sisteminde sıkıntılar yaşanıyor. TMO’nun alım kapasitesi düşük şu an itibariyle. Haliyle çiftçi serbest piyasaya ürün satmak zorunda. Serbest piyasa aktörleri de ister istemez çiftçiden ürünü daha ucuz alıp, daha fazla kar etmeyi amaçlıyor. Bu şekilde kısır bir döngü var.” dedi.
“SATIŞLAR ÇİFTÇİLERİN ADINA YAPILIYOR”
Çiftçinin randevu alamamasının nedeninin randevu süresinin kısıtlı, TMO’nun alım kapasitesinin düşük, başvuru sayısının da fazla olmasından kaynaklandığını kaydeden Ayyıldız, TMO’nun randevu sisteminden LİDAŞ sahipleri ile tüccarların önceden haberdar edildiği ve randevuların bu şekilde kapatıldığı yönündeki şikayetlerin kendilerine de ulaştığını ancak kanıtlayamadıklarını söyledi. TMO’ya satışların direk ÇKS bilgileri üzerinden yapılabildiğini belirten Ayyıldız, “Hiçbir çiftçimizin LİDAŞ’larla organik bir bağı bulunmamakta. Çiftçi, direk satışı yapamıyor. Gittiği zaman LİDAŞ sahibi tarafından ‘Yer yok, dolu’ deniliyor ama LİDAŞ sahipleri kendi aldıkları ürünü, kendi depolarında saklıyorlar, daha fazla kar etmek için. Çiftçilerimizin de zahirecilerimizin de durumu ne yazık ki böyle. Yapılan satışların hepsi ÇKS’lere göre yapılıyor. Burada çiftçilerimizin en büyük hatası ÇKS belgelerini başkalarına kullandırmalarıdır.” diye belirtti.
Çiftçilerin ürünü satmak için acele etmemesi, ihtiyacı olan kadarını satarak gerisini bekletmesi çağrısı yapan Ayyıldız, şunları belirtti:
Piyasayı dengelemek için bu lazım. Yoksa çiftçinin elindeki mal gerçekten çok ucuza gidecek, bir yıllık emekleri tamamen heba olacak. Ton başına 1,1 buçuk lira fark ediyor. Bu çok büyük rakamdır. Çiftçinin zaten elinde kalacak kar miktarıdır.
“ÇİFTÇİ FIRSATÇILARIN ELİNE BIRAKILDI”
Çiftçilerin maruz bırakıldığı durumu değerlendiren Kızıltepe Çiftçiler Derneği Başkanı Mikail Erbeyi ise, TMO’nun randevu sisteminin bir an önce açılması gerektiğini belirterek “Bir kısım depolarda mısır olduğunu biliyoruz. Hasat döneminde yerli çiftçinin mısırını kullanmak yerine ithal mısırın piyasaya sürülmesine öncelik verildi. Bu nedenle de bazı depolarda halen mısır bulunuyor. Ancak bizim yaptığımız araştırmalara göre depolarda yer var. Randevular bir şekilde kapatıldığından çiftçi randevu sistemine erişemiyor. Böyle olunca da buğdayını satamayan çiftçi fırsatçıların insafına kalıyor. LİDAŞ sahipleri yer olmadığını söylüyor ama çiftçiden alıp, kendi depolarına boşaltıyorlar. Sonra oradan LİDAŞ’ın kiraladığı depolara aktarıyorlar.” dedi.
Çiftçinin ürününü ucuza satmak istemediğini ancak randevu alınmamasından kaynaklı çiftçiye başka bir seçenek bırakılmadığını söyleyen Erbeyi, şöyle devam etti:
Çiftçinin banka kredileri var, gübre almış, tohum almış, mazot almış bunların ödemelerini yapması gerekiyor. TMO’nun randevu sistemi açılmıyor. Açılsa da 15-20 gün sonraya randevu veriyor. Ödemeyi de bir ay sonra yaptığından çiftçinin eline geçecek para 45 gün sonra ancak ulaşıyor. Böyle olunca çiftçi ürünü satmayıp ne yapacak. Her çiftçinin kendine ait deposu yok ki buğdayı burada tutsun.
(MA)