Bu makale Brezilya’nın Yeni Demokrasi gazetesinden çevrilmiştir.
10 Temmuz günü, Mali’nin başkenti Bamako’da binlerce insanın sokaklara döküldüğü, bir ayda üçüncü kez çok büyük bir halk ayaklanması yaşandı. Eylemcilerin temel talebi ülkedeki bütün emperyalist güçlerin, özelde de Fransız emperyalizmi ve Birleşmiş Milletler emperyalizminin ülkeyi terk etmesiydi. Sloganlardan eylemlerin ideolojik seviyesini anlamak mümkün: “Fransa defol!” Şu ana kadar en az 4 polis ya da asker tarafından katledildi.
10 Temmuz eylemlerinin ana hedefleri Ulusal Meclis gibi devlet binaları, televizyon ve radyo istasyonları ve başkentin iki merkezi köprüsüydü. Aynı zamanda şehre bağlanan otoyollar ateşe verilen barikatlarla bloke edildi. İki ulusal televizyon kanalı, eylemcilerin kanal binalarına girip antenleri kesmesinin ardından yayınını durdurmak zorunda kaldı.
Polis eylemcilere silahla ve gaz bombalarıyla karşılık verdi. Eylemlerde en az dört kişi yaşamını yitirdi, onlarca kişi yaralandı. Fakat hiçbir şey halktaki isyanı durduramadı. İsyan daha da gelişti ve bütün güne yayıldı. Eylemciler, “yağma” olarak yanlış bir şekilde ifade edilen, mağazalara girip gıda dağıtımı eylemlerine başladılar.
Mali halkının öfkesi Mali hükümetine de yönelmiş durumda. Kitleler devlet başkanı Ibrahim Boubacar Keita’nın istifasını istiyor. Bağımsızlık Meydanı’nda toplanan binlerce insan halkın sefaletini, devletin çürümüşlüğünü ve ülkenin kuzeyinde belli bir bölgeyi kontrol eden Selefilere karşı Mali Ordusu’nun operasyonlarını teşhir etti.
Eylemciler ayrıca ülkenin altın ve uranyum zenginlikleri ile daha yeni keşfedilen petrol noktalarının emperyalistlere değil, halka hizmet için kullanılmasını talep ediyorlar.
İsyanlara adını veren “5 Haziran Hareketi” spontane bir hareket. İşçi sınıfının önderliğinden yoksun olduğu için hareket, toprak sahipleri ve burjuvazinin çeşitli kliklerinden etkileniyor. Bu etkinin bir ifadesi olarak yakın zamanda belirtilen parlamentonun feshi, başbakan atayan bir geçiş hükümetinin kurulması ve kurucu mahkemeden yolsuzlukla yargılanan 9 üyesinin alınması gibi talepleri saymak mümkün. 11 Temmuz’da hükümet yeni bir hükümetin kurulacağını ilan etti.
Mali’nin ve Fransız Emperyalizminin Güncel Durumu
Alman medya tekellerinden DW’ye göre, protestolar başkan Keita’nın hükümetini güçlendirmek ve muhalefeti dindirmek için ilan ettiği bir dizi reformun reddedilmesinin ardından patlak verdi. Bunun yanısıra eylemciler uzun süreden beri ülkenin her yerinden varlığını gösteren Fransız emperyalizmine karşı, ülkedeki sömürge, kuzeydeki yarı-sömürge yapıya karşı da başkaldırdılar.
“Barkhane” adı verilen Fransız emperyalizminin operasyonları, 2012’de Mali Başkanı’nın görevi bırakmasının ardından, ülkenin kuzeyinde etkinliğini artıran ve kontrol alanları yaratan ayrılıkçı Tuaregler, ve Tuareglerin kimi yerlerde ittifak halinde olduğu El Kaide gibi cihatçı gruplara karşı başladı.
Fransa bütün sömürgeci kibri ve “terörizme karşı”, “demokrasinin tahsisi” bahaneleriyle, sanki kendisi en büyük Tuareg örgütü olan Azawad Ulusal Kurtuluş Hareketi’ni (AUKH) bugüne kadar desteklememiş gibi, bölgeye müdahale ediyor. Fransız medya tekelleri bugüne kadar AUKH militanlarını “kahraman isyancılar” olan lanse ederken, bugün “canavarlar”, “teröristler” olarak gösteriyor.
Zamanında Fransızlar 8 başka ülke tarafından 3 bin 500 asker ile işgal edilen ülkede bugün 4 bin 500 asker var. Bunun yanı sıra ülkede 13 bin askerlik, BM’ye bağlı bir “barış gücü” de var.