HABER MERKEZİ- 3 Kasım günü Addis-Abeba’da konumlanan merkezi Etiyopya iktidarı ile Tigre eyaleti yerel iktidarı arasında patlak veren çatışmalar bir iç savaşa dönüşmek üzere. Yaşanan çatışmada siviller hayatını kaybederken, iki tarafın da aylar boyunca bu savaşa hazırlandığı söyleniyor.
Tigre yerel güçlerinin, Eylül’de yapılması planlanan genel seçimlerin Başbakan Abiy Ahmed tarafından ileri bir tarihe ertelenmesini kabul etmemesi ve 9 Eylül tarihinde Tigre’de yapılacak bir seçim hazırlığına girişmesi ile merkezi hükümeti tanımama kararı üzerine çatışmalar şiddetlendi.
1991’den 2008’e kadar yaklaşık 30 yıllık süreç boyunca Etiyopya merkezi hükümeti Tigre’den çıkan insanlar tarafından yönetiliyordu. Bu bölgenin nüfusu toplam nüfusun %6’sını oluştururken, Oromo ve Amraha etnik grupları toplam nüfusun %60’ını oluşturuyor. Bakanlar, yüksek mertebeli yöneticiler Tigre Ordusu’nun şefleri yıllardır ülkenin geri kalan etnik gruplarını soymak, talan etmek ve kazançları emperyalistlere peşkeş çekmek üzerinden politika yürütüyor. 2018’de ise Başbakanlık görevine Abiy Ahmed’in getirilmesi ile birlikte rüzgarın yön değiştirdiğini söylemek mümkün. 2019 yılında Etiyopya ile Eritre arasındaki savaş son verdiği gerekçesiyle Nobel Barış Ödülü alan Oromo etnik grubundan Ahmed’in katillik ve halklara zulüm konusunda diğerlerinden ayrıldığını söylemek ise mümkün görünmüyor.
Tigre’li yöneticiler ve Abiy Ahmed arasında süren ve savaşa dönüşen çatışmaların, iki tarafın da kendi gruplarını birbirlerine bağlamak gibi bir amaç güttüğünü söylemek mümkün. Çatışmalar halk için öldürücü bir boyuta ulaşmış durumda. Bir hafta içinde çatışmalarda yüzlerce insan yaşamını yitirdi. Halk kitlesel bir şekilde Sudan’a kaçmaya çalışırken, Sudan Ordusu sınırları halka kapamış durumda. Ülke koronavirüs salgını, ekonomik kriz, ve 20 yıldır ülkenin tarım üretimini felce uğratan Sudan çekirgesi istilasının yanı sıra, yaşanan iç savaşla birlikte felaketin eşiğinde.
Çeviri: Lutte Ouvrière