Revizyonizmin nasıl hızla emperyalist efendilerinin peşine düştüğüne ve küçük köpek gibi bağırdığına bakın! Tıpkı emperyalist egemen sınıfın çoğunluğu gibi revizyonizm de “darbe” kelimesini telaffuz etti ve buna “faşist” kelimesini de eklediler.
Revizyonistlerin özellikle odaklandığı nokta faşizm meselesidir ve bu, emperyalist egemen sınıfın çoğunluğu ile örtülü olarak birleşmeye, onu savunmaya, gayri meşru seçimlerini, gerici, liberal demokratik sistemini, onun kongresini ve mahkemelerini meşrulaştırmaya götürür. Burjuvazinin emperyalist diktatörlüğünün meşru hiçbir yanı yoktur. Seçim ruhsatının bozulması, güç sorununu kasıtlı olarak çarpıtanların hayal gücünde sadece bir darbedir.
Belirli bir revizyonist iddia, tüm isyanların siyah seçmenleri sindirmeye ve Kongre’nin beyaz olmayan yönetici sınıf üyelerine saldırmaya yönelik bir girişim ve bir darbe olduğunu iddia etmekte. Her şeyi kapsadığı için ABD emperyalizmini savunuyorlar. Gerici Donald Trump, çıkış yolunda bir aykırıdır ve tüm emperyalistler gibi kendisini ve temsil ettiği yönetici sınıfın kesimini etkileyene kadar yasa ve düzenin savunucusudur ve seçimlerin kendisine değil seçim sonuçlarına meydan okumak zorundadır. Tek fark, Trump’ın kendi meydan okumasının Demokratlarınkine nazaran tarihsel olarak daha alçakça olmasıdır. ABD emperyalist egemen sınıfının daha güçlü kesimleriyle olan çıkar çakışması, görev süresi boyunca azaldı; Egemenler şu an Biden’ın daha iyi bir hizmetçi olduğunu düşünüyorlar.
6 Ocak gerici isyanları, emperyalistlerin bir azınlığının ve destekçilerinin, Trump’ın söylemiyle kamçılanan çılgınca bir protestoda çoğunluğa darbe yapmak, emperyalist içi çelişkinin bir parçası. Muhtemelen daha da çaresizleserek gerici şiddeti arttıracaklar. Tüm emperyalistler gibi, klikleri tehdit edildiğinde bu tür saldırı eylemlerine başvuruyorlar. Bu, emperyalistler arasında büyük bir uçurum olduğu anlamına gelmez; Trump’ı ortadan kaldırmak için birleştikleri anlamına geliyor. Trump’ın eylemleri ise bu birliğin gücünü azaltmak yerine artırıyor.
Revizyonist konum, emperyalistlerin çaresiz bir azınlığına karşı, tamamen aşınmış bir burjuva demokrasisinin düzmece seçim sonuçlarını savunmak için emperyalistlerin çoğunluğuyla birleşik bir cephe çağrısı yapıyor. Temelde, kuruluşu, kutsal salonlarını, yasasını ve düzenini-mali sermaye diktatörlüğünü destekliyorlar.
Gerici isyanlar, Biden başkanlığına olması gerektiği şekilde, yani soldan meydan okunmamasını sağlıyor. Revizyonizm, mücadelede geri çekilme emirlerini yayınladı ve kendini açıklığa kavuşturdu: “Geri çekilin ve eski devleti kendinden korumak için hazır olun.” Silahları halk üzerinde kalırken emperyalizmin iç barışını korumak için telaş yaratan iç savaş söylemlerini yükseltiyorlar. Beklenmedik bir iç savaş durumunda, devrimcilerin, halkı emperyalist devlete karşı seferber etmenin bir yolu olarak huzursuzluğu kullanma görevi vardır.
Burjuva medya tekellerinin ve revizyonistlerin birçoğu, George Floyd’un öldürülmesinden sonra polisin isyanlara ve ayaklanmalara verdiği tepkiyi karşılaştırmak konusunda takıntılı durumdadır ve bunların çoğu, bunun, halkın ırksal yapısından kaynaklandığına inanmaktadır. Böylece sınıf ve siyasetin bununla hiçbir ilgisi olmadığını ve polisin sadece ırka göre hareket ettiğini düşünmeleri için insanları kandıracaklar ve kafa karıştıracaklar. Bundan daha saçma bir şey olamaz.
Açık olmak gerekirse polis, eylemciler gerici olduğu için isyanların belli bir sınır içinde serbest kalmasına izin verdi. Polis sendikaları Donald Trump’ın en açık sözlü destekçilerinden oldu ve görevlerinin dışında polisler, ayaklanmalara partizanlar olarak katıldılar. Trump’ı protesto eden binlerce beyaz, halkın haklarını savunmak için Kongre Binası’na saldırmış olsaydı, hiç kimse onların 6 Ocak’ta isyancıların yaşadığı ılımlı direnişle karşılaşmasını beklemezdi. Sınıfı ırksal sınırlara bölmek, eski kuralı sürdürmenin yararınadır. Sınıf, sınıf hainleri olan sınıf içindeki az sayıdaki gericiyi açığa çıkararak ve izole ederek, politik çizgiler üzerinde birleşmelidir.
Emperyalistlerin çoğunluğu Trump ve destekçilerine ne kadar kızgın olsa da, neredeyse hepsi sömürücü sınıflara mensup ve bu nedenle hükümet ve devlet, onlara karşı halk ve proletaryaya cevap verdikleri gibi aynı öfke ve yoğunlukla hareket edemezler-bu politiktir.
Revizyonistler, dinleyicilerini, polisin ve diğer devlet ajanlarının ABD Kongre Binası’nın gerici kalesini savunmadaki başarısızlığın ve bunun devam edeceği beklentisinin, devletin halkı koruyamadığı sonucuna vardığına ikna etmeye çalışır. Yine revizyonist el çabukluğu, insanları iktidardakilerle ve iktidardakileri halk için karıştırır. Eski devletin varlığı hiçbir zaman halkın korunması için olmamıştır ve olmayacaktır. Tüm ABD tarihi, halkın kendini savunması gerektiğinin kanıtıdır.
Diğer revizyonistler, “faşist ayaklanma” diye ağlamama duygusuna sahip olanlar, yine de seçim hayranlıklarından dolayı, efendilerinin ayaklarının dibinde uyuyorlar, sanki suçlanması en saldırgan ve çaresiz destekçilerinin desteğini azaltacak diye suçlama çağrısında bulunuyorlar.
Şimdiye kadarki en pervasız revizyonistler, sözde “Devrimci Komünist Parti” içinde olanlar, belki de en alçaltıcı, seçimi meşrulaştıran çizgiye sahipler. Emperyalist egemen çoğunluğun ilerici bir eylem olarak Trump’a karşı birliğini övecek kadar ileri gidiyorlar.
Tabii ki mevcut koşullara tek çözümü daha fazla oy vermek olan sözde “Komünist Parti” de var. Esas olarak revizyonizm iki noktada birleşiyor: 6 Ocak olaylarının “faşist bir darbe” girişimi olduğu fikri ve Amerika’yı korumak için gayri meşru burjuva demokrasisini meşrulaştırma ihtiyacı.
Önümüzdeki haftalar ve aylar, büyük ölçüde işçilerden değil sömürücü sınıflardan oluşan Trump’ın destek tabanından daha dramatik, gerici ve şiddetli eylemleriyle öne çıkacak.
Tarih Önemlidir
Bu, faşizm hayaletinin ABD’deki emperyalist egemen sınıfla uzun vadeli bir sınıf işbirliği politikası izlemek için revizyonizm tarafından ortaya atıldığı ilk zamandan çok uzaktır. Aynı şekilde, 6 Ocak’taki olaylar sadece Trump’ın kampanyalarının ürünü değil, ne kişisel olarak Trump’ın ne de söyleminin ürünü değil, ekonomideki krizlerin ve ABD’deki tüm kültür tarihinin ürünüdür.
Revizyonistler, ekonomik krizin suçunu emperyalistlerle birlikte koronavirüs salgını üzerine atarken aşırı üretimdeki öngörülebilir eğilimin rolünü silerek ve Trump’ın başkanlığı tamamlanmadan önce bile buhranın vuracağına dair işaretleri görmediler. Buna yanıt olarak Maoistler, seçim boykotu ile seçim yalanını ifşa etme çabalarını artırırken revizyonistler ya umutsuz adayları desteklediler ya da Demokratları onayladılar. Bu yakın tarihin, revizyonistlerin bugün çizdikleri tabloyla ciddi bir bağı vardır.
Amerikan halkı kuruluş adaylarından ne kadar bıkkın olursa olsun Demokrat Parti onları yönetmeye kararlıdır. Diğerlerini ise dahil etmek için iki şey yaptılar: İlk ve en önemli şey olarak, emperyalistlerin çoğunluğunu Trump’a karşı birleştirmekti; ikincisi ve önemsizlikleri nedeniyle neredeyse hiç önemi olmayan, revizyonistleri Trump’a karşı ve Demokratlar için taban hareketleri içinde çalıştırmak oldu.
Daha geriye bakabiliriz:
Büyük devrimciler Georgi Dimitrov ve Yoldaş Stalin önderliğindeki 7. Komintern Kongresi’nden sonra, gerçek faşizmin yükselişini bozguna uğratmak için birleşik bir anti-faşist cephe politikasının tüm dünyada benimsenmesi gerektiği açıktı. Bu, kendisini tüm dünyada kanıtlayan adil ve doğru bir politikaydı, en büyük örnekleri Çin Komünist Partisi önderliğindeki Çin’in kurtuluşu ve aynı zamanda Avrupa’daki faşist işgale karşı diğer Komünist Partilerin önderlik ettiği gerilla savaşlarıydı. O zamanlar bile, sahte bir “anti-faşizm” adına emperyalistlere teslim olmak için bu politikayı çarpıtan revizyonist ve revizyonist lider grupları vardı.
Bu burjuva teslimiyetçilerin başında, ABD’deki “KP”nin lideri Earl Browder vardı. Browder’ın birleşik cepheye yönelik çarpıtmaları, yine sahte anti-faşizm temelinde, egemen sınıf emperyalistleriyle savaş sonrası “işbirliğine” kadar uzandı. Browder, savaştan sonraki bir konuşmasında şöyle ifade etti: “Diğer topraklardaki durum ne olursa olsun, Amerika Birleşik Devletleri’nde bu, savaş sonrası genişletilmiş üretim, istihdam ve demokrasinin günümüz sistemi çerçevesinde güçlenmesi anlamına gelir. — ve sosyalizme geçiş perspektifi değil.”
İşçilere karşı, kendi emperyalist burjuvazilerini desteklemeleri için faşizm tehdidini kullandı ve bunu, Sovyetler Birliği’nin yeniden inşasında savunmaya duyulan ihtiyacın bir parçası olarak komünistlere onaylattı: “Bu koalisyonun gerçekleşmesi için mücadele eden herkese dostane birliktelik elini uzatmalıyız. J.P. Morgan bu koalisyonu desteklerse ve onun için çizgiyi aşarsa, ben bir komünist olarak elini sıkmaya ve bunun gerçekleşmesi için ona katılmaya hazırım. Sınıf bölünmeleri ya da siyasi gruplaşmaların artık önemi yok… ”Gerçekte Browder’ın tasfiye etmeye çalıştığı sınıf mücadelesiydi ve bunu emperyalistler ve savaş çığırtkanlarıyla tokalaşmak istemeyen parti üyelerinden kurtularak yaptı.
Zaman zaman Browder, “Sosyalizmle sonuçlansa da Amerika için felaket istemiyoruz.” dediği gibi, aynı çizgiyi benimseyen bugünün revizyonistlerinden çok daha dürüsttü. Browder, teslimiyet programını çok daha açık bir şekilde ifade edecekti ve bugün aynı şeyi söyleyen revizyonistlerden çok daha açık bir şekilde burjuva demokrasisini, gerici olduğu yönünde ifşa etmekte başarısızdı. Browder, “Ülkemizin ekonomisinin tamamen iş başında olmasını, dünyanın yaralarını iyileştirmek için büyük ölçüde çoğaltılmış bir pazar, yükselen yaşam standartlarını yansıtan büyük ölçüde genişlemiş bir iç pazar ve düzenli, işbirlikçi ve demokratik bir çalışma ortamı sağlamak istiyoruz. Büyük iç mücadeleleri azaltacak ve sonunda ortadan kaldıracak devam eden bir ulusal birlik içinde ev içi ve sınıf ilişkileri istiyoruz.” diyordu.
Revizyonistlerin hepsi birbirine benziyor: ABD’deki emperyalist içi krizin işleri her zamanki gibi aksatmasını istemiyorlar. Düşmanı suçlamak için düşman arasındaki çelişkiden yararlanmak istemiyorlar çünkü emperyalizm onların düşmanı değil -daha hayırsever bir emperyalizm için emperyalist hükümet içinde bir yer arıyorlar. Öte yandan gerçek devrimciler, düşman arasındaki iç çelişkilerin -bu durumda hem Trump hem de Biden’ı içeren burjuva demokratik ABD emperyalist egemen sınıfı- önemini bilir ve bu nedenle ABD Kongre Binası’nın kutsallığını Biden yönetimi veya eşit derecede gerici Trump isyanlarını savunmak için hareket etmez.
Revizyonist konumun temelinde, alaycı seçicilikleri, kitlelere olan inançsızlıkları ve “ABD demokrasisine” olan inançları yatıyor. Seçim çeteleri olarak hayatlarıni teslim ettiler ve seçimler onlar için en kutsal tarih yapma araçları. Onlara göre seçime yönelik herhangi bir saldırı (sonuçlara saldırıyor olsa bile), devrim yapmaya yönelik “yanlış yaklaşımların” ürünüdür.
Onların gözünde Biden, demokrat burjuvazidir ve Trump faşist burjuvazidir ve bu nedenle, mantıklı bir sonraki adım, Trump’ın başarısız hareketine karşı emperyalizmle birleşmektir. Aksine devrimci konum, işlerin daha iyi olmadan daha kötüye gideceğini ve egemen sınıf burjuva demokratları (bu durumda her iki egemen parti) arasında keskin bir emperyalist iç çelişkinin, kitleleri devrimci sonuçlara doğru çekmek için yalnızca daha elverişli koşullar anlamına geldiğini görüyor.
Bugün dünyadaki devrimci durum, eşitsiz bir gelişme halinde. Emperyalizm istikrarlı değildir, daha ileri gidemez; ölüyor. Çelişkiler keskinleştikçe, emperyalistler giderek daha çok kendilerine dönecekler. Bu faşist bir tarzda veya burjuva liberal demokratik bir tarzda olabilir.
ABD tekelci ekonomisi özel mülkiyete dayalıdır ve buna karşılık gelen en uygun hükümet biçimi, devletin ekonominin çoğunluğun mülkiyetini aldığı ve toplumun şirketleşmesini ilerlettiği faşizm değildir. Gerçekleşmekte olan şey faşizm değil liberal burjuva demokrasisinin özel mülkiyeti savunmada ve klik mücadelelerine girmede gittikçe daha gerici hale geldiği eski devlette ortaya çıkan gerici sürecin kaçınılmaz sonucudur. Emperyalistler çoğunlukla Biden etrafında birleşmiş olsalar da Trump, her ikisinin de neredeyse aynı politikalarını gizlemek için en önemli konu olarak bağlılığı ve her iki tarafın da kullandığı kimlik politikalarıyla ilgili kaçınılmaz bir sürecin yalnızca ileri bir ifadesini temsil ediyor. Her ikisinin de kullandığı partizan tipi kimlik siyaseti, ikisi arasında önemli bir seçim yapılıyormuş fikrini insanlara sunmaktır. Bu, burjuva demokrasisini ve sınıf egemenliğini meşrulaştırma girişimidir.
Liberal demokratik emperyalist egemen sınıfın çatışmanın tırmanmasına hazır iki fraksiyonu olarak, devrimcinin her zamankinden daha önemli bir rolü vardır – emperyalizmi ve onun kaçınılmaz ölümünü ifşa etmek – onu kil ayaklı bir dev olarak teşhir etmek ve her fırsatı değerlendirmek için sınıf mücadelesinde proletaryanın devrimci güçlerini güçlendirmek ve artırmak için nesnel koşullardan hareket etmek. Bu, gericiliğin rolünü ortaya çıkarmak ve eski toplumun ve eski devletin gericiliğini ortaya çıkarmak için daha zayıf emperyalist kliğin umutsuz eylemlerini kullanırken daha güçlü emperyalist hizip ile zayıflara karşı bir anlaşmaya girmeden yapılmalıdır. Bu emperyalizme, gericiliğe ve revizyonizme karşı mücadelede kızıl bayrağı yükseltmek, onlarla ayrılmaz ve amansız bir şekilde mücadele etmek demektir. Görevimiz kitleleri emperyalizme karşı birleştirmek; emperyalistlerden biri ile payımıza düşeni yapmak değil.
ÇEVİRİ | TRIBUNE OF THE PEOPLE https://tribuneofthepeople.news/2021/01/15/on-the-revisionist-response-to-the-january-6-riots-and-the-weeks-to-come/