Dersim’in Çemişgezek ilçesine bağlı Akirek köyünün Merekler-Sekatır-Kıraçlar mıntıkasında yer alan mera alanlarında kurulmak istenen maden ocağı bölge halkı tarafından tepkiyle karşılanmıştı. Maden açma ruhsatı bulunmadığı öğrenilen Gökalp Maden adlı firma görevlileri, sondaj kazmak için iş makineleriyle bölgeye girmişti. Bunun üzerine görevlilerin bölgeye geldiğini öğrenen köylüler toplanıp yolu keserek iş makinelerinin maden sahasına geçişine izin vermemişti. Köylülerin tepkisi üzerine arama çalışmaları geçici olarak durdurulup, bölgede maden arama çalışma ruhsatı olmadığı için iptal edildiği duyurulmuştu.
Dersim’in Çemişgezek ilçesine bağlı Akirek köylüleri maden arama çalışması sürecini, doğaya ve köylülere etkilerini, devletin bu bölgeye yönelik saldırılarını gazetemize aktardı.
YENİ DEMOKRASİ- Maden ruhsatı olmadığı için çalışmalar durdurulmuştu. Fakat maden şirketi yeniden başvuru yapmış, bu konuda neler düşünüyorsunuz, neler yapmak gerekir?
-Yeniden başvuru yapmışlar da, bizim muhtarımız avukat ve daire müdürüyle görüşmüş sanırım. ÇED raporunun olmadığını ve paranın tamamen yatırılmadığını halen daha eksik olduğunu söylediler. Bu ne kadar doğru bilmiyoruz. Ruhsatı olmadığı için maden arama çalışmaları vs. iptal edilmiş durumda fakat biz maden şirketinin buranın yakasını bırakacağını düşünmüyoruz. Çünkü söylenenlere göre burada yapılan çalışmalarda maden rezervinin %70’i demir, %12’si krom. %82 maden rezervinin olduğu bir yeri kimsenin boş bırakacağını hiç sanmıyorum. Ama tabi ki köylülerimizin büyük tepkisi var. Geldiklerinde yolu kestik, engelledik, elimizden gelen her şeyi yapmaya çalıştık. Çünkü bu köy bizim. Yarın bu memlekete büyük oranda büyük zararlar verecek. On bin hektar alan kapatılmış söylenene göre. Aliboğaz Deresi’yle Gözlüçayır Deresi’nden tek karakol alanının tamamı. Yarın burada içme sularına zarar verecek, burada içme suları var. Yani bu çalışmanın doğamızı bertaraf edeceğini, bizim bu köyde hastalıkların kanserin ve birçok şeyin olacağı söyleniyor.
Biz tamamen madene tepkili ve karşıyız. Maden ocaklarının köyümüzde olmasını istemiyoruz. Çünkü bugün görünen birçok örneği var; Kaz Dağları, Erzincan İliç, Elazığ’ın Keban’daki dağlarının delinmesi… Doğanın dengesinin değişmesi, bütün dağlar delik deşik edildi fare yuvaları gibi… Biz köyümüzün bu duruma gelmesini istemiyoruz. Çünkü köyümüzün tamamı hayvancılıkla geçimini sağlıyor. Aynı zamanda arıcılıkla… Bizim başka kaynağımız yok. Bu da olduğuna göre eğer biz bunları koruyamıyorsak burada yaşam alanlarının olmayacağı, geçimimizi sağlayamayacağımız ortada. Bizim fabrikamız yok, yerimiz yok, çalışacak yerimiz yok, sigortamız yok… Bizim geçim kaynağımız tamamen hayvancılık ve arıcılık!
Yarın o bölgeler bizim için yasak olacak, çünkü hayvanlar o bölgede otlayamayacak, o bölge zehir olacak ve dağılacak bu bölgeler… Biz Akirek köylüleri olarak tamamen karşıyız.
Tabi ki büyük destekler var, çevre derneklerinden, demokratik kurumlardan… Sağ olsun köyümüzün dışında yaşayan insanları tarafından sahiplenme ve gelişen tepkiler var.
Çevre köylerimizden de bizlere destek var. Yani şunu söylüyorlar; “Geldikleri zaman biz sizin protesto gösterilerinize katılırız” diyorlar. Çünkü bu yarın onlar içinde olacak. Bugün bize yarın onlara. Birlik ve beraberlik olursa biz bunları engelleriz. Başka da yolu yok. Tabi bugün tüm Dersim bizimle birlikte. Biz bunun farkındayız. Hozat, Ovacık halkı tüm hepsi bizlere dayanışma mesajlarını ilettiler. Dersimlilerin bu ilerici yanlarını biz geçmişten bu yana biliyoruz. Yaşanan tüm toplumsal olaylarda takındığımız tavrı biliyoruz. Yani bugün köylülerimizin gözü kulağı hep yolda. Her an tetikte bekliyoruz. Tekrar aynı durumun yaşanması mümkün gözüküyor. Ama biz tepkimizi dile getirmekten ve karşı durmaktan vazgeçmeyeceğiz.
YENİ DEMOKRASİ- Maden çalışmaları köylüleri, doğayı nasıl etkileyecek?
-Köyümüzde maden çalışması olursa köyümüzü olumsuz bir biçimde etkiler. Köyümüzün bir tarafı mera olduğundan hayvanlarımız o tarafa gidip otluyor. Yani altında Tağar Çayı var akıyor daha altında alabalık tesisleri var, yüzme tesisleri var yani maden şirketi girerse tüm bu durumları olumsuz bir biçimde etkiler. Biz kesinlikle olmasını istemiyoruz.
Bizim bu maden çalışmasından haberimiz yoktu. İlk gün bizi Çemişgezek’ten muhtar aradı, “köye maden aramaya gelecekler. Bunun üzerine bizler köy yolunu kestik. Maden şirketinden geldiler burayı kiraladıklarını ve maden çıkaracaklarını bize söylediler. Bölgedeki mevcut madenleri bizlere söyledi ve köylülerimizi ikna etmeye çabaladı. İşte “%80 sizin faydanız olur” işte “burayı yeşillendiririz, yeşillendirme alanları yaparız” dediler. Tabi bunun üzerine köylülerimiz buna izin vermeyeceklerini belirttiler. Doğamızın dengesinin bozulmasını istemediğimizi dile getirdik. Bizim hayvanlarımız kışın maden sahası ilan edilen bölgede otlar ve kışın oradan geçinir.
Sonra köylüler olarak karakola gittik, jandarma geldi, yol kestik. Biz kadınlar olarak direnişin en önündeydik. Çünkü kadın çok boyutlu düşünüyor. Evi düşünen kadın, işi düşünen kadın… Yani biz kadınlar hemen gidip yolu kestik ve güzel bir direniş sergiledik o esnada. Bizler köylüler olarak bu maden aramasına tamamen karşıyız.