Temel yaşam maddelerine getirilen fahiş zamlar, tüm halkın geçim şartlarını zora sokuyor. Sürecin rekortmeni olan elektrik faturaları halkın değişmeyen gündemi haline geldi. Bu kapsamda Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) İstanbul Şube Başkanı Cemil Kocatepe ile zamlar üzerine bir röportaj gerçekleştirdik.
Yeni Demokrasi: EPDK yaptığı açıklama ile zamların gerekçesini “Küresel enerji piyasasında ki dalgalanma ve döviz kurundaki artış” olarak gösterdi. Sizce asıl nedenlerini nasıl tarif etmeliyiz?
Cemil Kocatepe: Evet, belirttikleri konuların elbette payı var. Doğalgaz ve ithal kömürün elektrik üretimindeki payı 2021 yılı için yüzde 50 civarında, yerel kaynaklardan, linyit, taşkömürü, asfaltit, yenilenebilir enerji kaynakları barajlı hidroelektrik santralları (HES), akarsular üzerine kurulu HES’ler, güneş, rüzgar, biokütle, jeotermal elektrik santrallarından üretilen elektrik gene yüzde 50 civarında gezdi.
Oysa 2020 yılında doğalgaz ve ithal kömürden üretilen elektriğin payı yüzde 43 civarında kalmıştı. Bunların kendi içindeki oranı ise doğalgaz yüzde 23, ithal kömür yüzde 20 civarında iken, barajlı ve akarsu HES’lerde üretim 32 civarındaydı. 2021 yılında doğalgazdan üretim yüzde 33, ithal kömürden üretim yüzde 17 civarında oldu, barajlı ve akarsu HES’lerde üretim yüzde 17’de kaldı.
Dikkat edilirse HES’lerdeki üretim yüzde 15’e kadar düşmüş durumda, bunun nedeni iklim değişimi ve küresel ısınmadır.
Doğalgazın ithal olduğunu zaten biliyoruz, bir de bunun yanına ithal kömür eklenmiş durumda, fuel-oil, motorin, nafta ve LNG’den elektrik üretiminin küçük küçük payları var. İthalat dediğinizde elbette döviz ve TL değeri arasındaki değerleme önemli hale geliyor. AKP-MHP saray iktidarının uyguladığı yanlış ekonomik ve idari politikalar TL’nin değerinin düşmesine, döviz değerinin yükselmesine neden oldu ve bu her türlü üretim ve kullanım malına yansıdı, yansımaya da devam edecek.
Pandemi çıkışı sonrası dünya piyasalarında kömür fiyatlarının ton başına 50 dolardan 150-250 dolara, doğalgazın spot piyasalarda 1000 metreküp başına 100 dolardan 1000-1200 dolara kadar çıktığını gördük. Kömür alımı bu artıştan etkilendi ama uzun süreli yapılmış olan doğalgaz anlaşmaları nedeniyle kömür kadar etkilenmedi. Bildiğimiz kadarı ile (ticari sır diyerek açıklanmadığı için fiyatları tam olarak bilemiyoruz.) doğalgazın 1000 metreküpünü 300 dolara alıyoruz ve halen bu fiyattan alımlarımız devam ediyor diye biliyorum. Tabi buradaki fiyatlar döviz bazında olduğundan dövizdeki her artış zam olarak yansıyor ama düşüşler indirim olarak yansıtılmıyor ve hatta akaryakıtta olduğu gibi fiyatlar halen artırılmaya devam ediyor.
Bunun en baştaki nedenlerinden biri özelleştirmeler yapılırken döviz bazında kullanılan kredilerdir. Bu kredilerin tüm özelleştirmeler içinde en büyük payı tuttuğunu ve bugün 48-50 milyar dolar civarındaki borçlarının ödenemez duruma geldiğini ve bunları ödeyebilmek içinde sürekli fiyat artışı talep ettikleri bilinmektedir.
Döviz ve TL arasındaki değer artması, değer düşmesinin enerji alanında yarattığı etkiyi görmek açısından sistemin yapısını görmek lazım.
Elektrik üretimi ve sahipliği 2000’li yıllarda yaklaşık yüzde 80’i kamu tarafında, yüzde 20’si özel sektör tarafında iken, bugün yapı tam tersine dönmüş yüzde 20 kamu tarafında, yüzde 80 özel sektör tarafına dönmüş durumda. Elektrik dağıtımı ise aynı yıllarda Kayseri ve civarı elektrik dağıtım hariç olmak üzere diğer 20 dağıtım bölgesi kamu tarafında iken, bugün bu 20 dağıtım bölgesinin işletilmesi özel sektöre devredilmiş durumda. Bunu niye anlattık açıklayalım.
Bu yapı değişirken özel sektör, gerek yurt içindeki gerek yurt dışındaki finans kuruluşlarından döviz bazında uzun vadeli krediler kullanmış ve borçlanmıştır. Ayrıca üretim yatırımları için teknoloji/ekipman ithalatı yapmış ve bunlar içinde elbette döviz bazında krediler kullanmışlardır.
YEKDEM (Yenilenebilir Enerji Destekleri Mekanizması) desteği adı ile 2011 yılında başlayan teşvikler daha sonra doğrudan sermaye aktarım mekanizmasına dönüşmüş ve devletin yayınladığı kaynaklardan aldığımız bilgilerle yaptığımız hesaplamalarda bugüne kadar yaklaşık 29-30 milyar Amerikan doları ödeme yapılmıştır. YEKDEM’le beraber birçok kömür santralına ikili anlaşmalarla, kapasite mekanizması adı altında vb. çeşitli destekleme ödemeleri yapılmaktadır. Bunları da üstüne koyduğumuzda bu rakam 34-35 milyar dolarları geçmektedir. Buradan da baktığınızda dövizdeki her artışın fiyatları artırmada nasıl rol oynadığını rahatlıkla görebilirsiniz.
Mesele şu ki bu sistemi kuran da kendileri, devam ettiren de. O açıdan bunun bilinçli bir tercih olduğunu ve halkı yoksullaştırma pahasına sermayeye para aktarmanın en önemli kanalı olduğunu görüyoruz.
Özelleştirilerek sermayeye yem yapılan, hem üretimde hem de dağıtımda kamulaştırılmadan, amuda kaldırılmış, eller üstünde yürütülen bu sistem kamulaştırılarak ayakları üzerine durdurulmadan pahalılık ve halkta yoksulluk üretmekten başka bir iş yapmayacaktır.
Sistem kamulaştığında özelleştirmeden kaynaklı daha başka harcamalar ortadan kalkacağından maliyetler kendiliğinden çok ucuz hale gelecektir.
YD- Burada “az tüketenden az, çok tüketenden ise çok alacağız” diyorlar. Burada asıl oynanan oyun nedir?
Cemil Kocatepe: Elektrik tarifelerinde kademelendirme bu fahiş zamların perdesi olarak kullanılmak istenmiştir. Ama olan o kadar büyük bir zam ki, kademelendirme perde bile olamamıştır.
Kademeli tarife 2022 1 Ocak’tan itibaren yürürlüğe giriyor ve aylık (30 günlük) 150 KWh’i değil, günlük 5 KWh’i alt sınır olarak alıyor ve hesaplar ona göre yapılıyor.
Bu durumu açıkladıktan sonra geçelim yoksulu koruma algısına; günlük 5 kWh ve altı ile 5 KWh üstü tüketim fiyatlandırması tüm aboneler için geçerli. Burada olan 2. kademe veya üst kademe de enerji bedeline yapılan yüzde 184,41 gibi çok yüksek zammın perdelenmesi, saklanmasıdır. (1. Kademe’deki zam da aslında çok yüksek yüzde 67,55)
YD: Halkın ve sizin talebiniz nedir?
Cemil Kocatepe: Bu konuda ki en acil olarak ne yapılacağını aşağıda ki tablo üzerinden belirtelim.
2021 yılı Temmuz-Aralık sonu enerji bedeli 47,4253 kuruş, nihai bedel 91,56 kuruş, 2022 1 Ocak’tan itibaren 5 KWh ve altı için enerji bedeli 79,4622 kuruş, nihai 137,33 kuruş, 5 KWh ve üstü için enerji bedeli 134,8829 kuruş, nihai bedel 2,06 kuruş ve en sağdaki kırmızı ile yazılı halen elektrik üretim kapasitesinin yüzde 20’sine sahip bir kamu kuruluşu olan EÜAŞ (Elektirik Üretim A.Ş)’nin 2022 Ocak ayından itibaren elektrik dağıtım ve görevli tedarik şirketlerine toptan enerji satış bedeli 31,86 kuruş, nihai elektrik bedeli 78,35 kuruş olmaktadır.
-En acil talebimiz, EÜAŞ’ın ürettiği ve 31,86 kuruşa özel dağıtım ve tedarik firmalarına sattığı elektrik aynı fiyattan KDV kaldırılarak meskenlere verilsin.
-Elektrik en temel insan haklarından biridir, ticareti yapılamaz.
-Elektrik zammı tek başına elektrik zammı değildir. Elektrik her şeyin en temel girdisidir, her şeye zam demektir.
-Elektrik zammı geri alınsın.
-Elektrik üretim ve dağıtım sistemi özelleştirilmiş hali sermayeye para aktarma, pahalılık ve hakta yoksullaştırma sistemi haline getirilmiştir, kamulaştırılmalı, TEK elden kamusal bir yönetim anlayışı ile yeniden kurulmalıdır.
Konu çok kapsamlı, çok boyutlu, ama TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) olarak meslek alanımızdan doğru, bu alanın uzman kuruluşu olarak, toplum haklarını savunma ve koruma görevimizdir, bu görevi yerine getirebilmek adına bilgilerimizi paylaşmak için verdiğiniz desteğe teşekkür ederiz.
Discussion about this post