Çavuşoğlu Almanya’ya gitti-geldi, Nürnberg’deki Medya Halk Evi’ni polis bastı

HABER MERKEZİ- Alman devletinin Kürt, devrimci, ilerici kurum ve kuruluşlara yönelik kriminalizasyon siyasetine son dönemlerde ağırlık vermesi dikkat çekti. Dün Alman hükümetinin Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nu başkent Berlin’de ağırlamasının ardından bugün Nürnberg kentinde bulunan Medya Halk Evi’ne Türk polisini aratmayan bir baskın gerçekleşti.

Kapı ve pencereleri kırarak giren kalabalık bir polis ekibi dernekte bulunan eşyaları dağıtarak arama yaptı. Derneğin büro malzemeleri ve cep telefonlara el koyan eş zamanlı olarak Makbule Kartal’ın evini bastı. Burada eşyaları dağıtarak arama yapan polis evde misafir olan Mirza B. isimli bir Kürt aktivisti gözaltına aldı.

KORANA MAĞDURLARI İÇİN TOPLANAN BAĞIŞLARA EL KOYDULAR

Kartal’ın evinde yapılan aramada ayrıca polis bilgisayar, cep telefonu, dijital kamara, hard diskler ile koranavirüs mağdurları için toplanan bağış paralarına el koydu. Baskınlara ilişkin yazılı açıklama yapan Baden-Würtemberg ve Bayern Eyaletleri Kürdistan Topluluklar Federasyonu (FCK-BW-Bayern Federasyonu) Alman polisinin tavrını sert şekilde kınadı.

Baskınların AKP-MHP iktidarının bakanı Çavuşoğlu’nun Almanya’ya ziyaretinin hemen ardından gerçekleşmesinin düşündürücü olduğunu bildiren FCK-BW-Bayern Federasyonu “Alman devleti Kürtleri çıkar ilişkilerine kurban etmek istiyor. Alman devleti bu siyasetinden vazgeçmeli” çağrısını yaptı.

ÇAVUŞOĞLU SEEHOFER VE MAAS İLE GÖRÜŞMÜŞTÜ

Çavuşoğlu dün Berlin’de ilk olarak İçişleri Bakanı Horst Seehofer ile video konferans aracılığıyla görüşmüştü. Görüşme ilişkin sanal medya hesabından açıklama yapan Çavuşoğlu “PKK ve FETÖ terör örgütleriyle mücadelede etkin işbirliğinin önemini vurguladık” demişti. Çavuşoğlu’nun bu sözleri Kürtlere yönelik baskılarını daha fazla artırması talebi olarak yorumlandı.

Çavuşoğlu Seehofer ile görüşmesinin ardından Dışişleri Bakanı Heiko Maas ile bir araya gelmişti. Daha önceki yıllarda da birçok kez Türk devlet yetkililerinin Almanya ziyaretleri sonrasında Kürt kurumları polisin hedefi olmuştu.