İSTANBUL- İş cinayetlerinin sona ermesi, alınamayan ücretlerin ödenmesi, çalışma şartlarının iyileştirilmesi gibi taleplerle eyleme geçtikten sonra bir gecede düzenlenen baskınlarla gözaltına alınan 300 işçi içerisinden tutuklanan 31 işçinin duruşması, davayı takip etmek isteyen basın ve halk içeri alınmamasına rağmen yer yetersizliği bahane edilerek Gaziosmanpaşa Adliyesi 14. Asliye Ceza Mahkemesi adına adliye yemekhanesinde görülüyor.
Duruşma silahlı askerlerin işçilere kafa sallayarak tehdit etmesiyle gergin bir şekilde başladı.
15:15 | Tutuklu işçiler beyanına devam ederken, avukatlar whatsapp konuşmalarının görüntülerinin hukuka aykırı delil olduğunu ve dosyadan çıkarılması gerektiğini ifade ettiler.
15:10 | Mustafa Atay ve Rıdvan Budak isimli tutsak işçiler üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmediler. İfadeleri ve tutanakları baskı altında verdiklerini belirttiler.
13:50 | Cihan Sarıbulak:“Aileme bakmak zorundayım, paraya ihtiyacım olduğu için işe girdim. Eyleme katıldım ama hiçbir suç içinde bulunmadım. Gözaltında bana tanımadığım kişileri gösterip sordular tanımıyorum gerçekten, beni dövüp hakaret ettiler. Zorla tutanakları imzalattılar.”
13:45 | Servet Gözel: “Atılan suçlamayı kabul etmiyorum. İşe giderken sabah 7’de işe yetişemiyoruz, yarım saat geç kalıyoruz sırf bu yüzden yarım yevmiyemiz kesiliyor. Yaşadığımız yerler çok pis, tahtakuruları var, yemek sırasında çok kuyruk var. Biz haklarımızı istedik.”
13:30 | Tutuklu işçilerden Ramazan Gözel: “Eyleme katıldım, suçları kabul etmiyorum. Kuzenim ve kardeşim ile birlikte otobüse bindik, sonra slogan sesleri duyduk, otobüse vurdular, ‘biz sizin hakkınızı savunuyoruz niye destek vermiyorsunuz’ diye, biz de haklı bulduk ve eyleme katıldık.”
13:20 | İlk olarak işçilerden Teyyip Kırgın kollarındaki tahta kurularının ısırdığı yerleri göstererek savunmasına başladı. Teyyip Kırgın: “Bana kim dokunursa benim derdimi kim dinlerse ona anlatırım, konuştuğum kişilerin kim olduğu önemli değil. Milletvekilleriyle görüştüm diye baskı gördüm, askerler vekillere de küfür ettiler. Son kullanma tarihi geçmiş yiyecekleri bizlere veriyolardı.”