HABER MERKEZİ- Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın atadığı ‘kayyum rektör’ Prof. Dr. Naci İnci, mahkeme kararına rağmen Boğaziçi Üniversitesi öğretim görevlisi Can Candan’ın okulla ilişiğini kesti.
Boğaziçi Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü Film Çalışmaları Programı öğretim görevlisi ve belgesel sinemacı Candan 16 Temmuz 2021’de dönemin ‘kayyım rektör vekili’ İnci tarafından görevden alınmış, 3 Ağustos 2021’de Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğüne yürütmenin durdurulması ve iptali için dava açmıştı.
Eğitim–Sen’in de müdahil olduğu davada İstanbul 2’inci İdare Mahkemesi 20 Ocak 2022’de yürütmenin durdurulması isteminin reddine ikinci kez karar vermişti. Karara itiraz eden Candan’ın başvurusunu değerlendiren 7’inci İdare Dava Mahkemesi, 16 Şubat günü oy çokluğuyla yürütmenin tedbiren durdurulmasına karar vermiş ve Candan’ın görevine iade edilmesine hükmetmişti.
Akademisyenin 18 Temmuz’da duyurduğuna göre mahkeme, kararı hukuksuz bularak iptal etmişti. Ayrıca, Candan’a yoksun kaldığı özlük ve maddi haklarının faiziyle ödenmesine karar vermişti.
‘Haklarımın yasal takipçisi olmaya devam edeceğim’
Candan, 8 Ağustos’ta güz 2022 döneminde vereceği derslerin seçilmiş dekanı görevden alınarak dışarıdan atanan Fen Edebiyat Fakültesi dekanı tarafından onaylanmadığını bildirmişti.
Öğretim üyesi, bugün sanal medya platformu Twitter üzerinden ‘kayyum rektör’ oluruyla görev süresinin uzatılmamasına karar verildiğini yazdı.
Dersleri ‘kayyum dekan’ tarafından onaylanmayan Candan’ın paylaştığı tebligatta 12 saatlik ders yükünü tamamlayamadığı da gerekçeler arasında.
Tebligatı meslektaşlarıyla beraber aldığını söyleyen akademisyen, “Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz! Ve tabii ki haklarımın yasal takipçisi olmaya devam edeceğim” dedi.
‘Husumete hukuki kılıf bulma çabası’
Candan’ın avukatı Fırat Kuyurtar’sa şu açıklamayı yayımladı:
“Can Candan’ın görev süresinin uzatılmamasına yönelik Boğaziçi Üniversitesi Rektörlük kararı ve karar içeriği, hukuk kurallarını uygulamama, Mahkeme içtihatlarını kale almama, kişisel husumetlere hukuki kılıf bulma çabasından başka bir şey değildir.
Can Candan’ın ders verdiği Boğaziçi Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü, Can Candan’ın verdiği derslerin devam etmesi yönünde ihtiyaç talebinde bulunmasına ve Can Candan hakkında açılan disiplin soruşturması henüz kesin bir hükme dönüşmemesine karşın Rektörlük, adeta Mahkeme kararı ile inatlaşarak müvekkilimizin görevine tekrar son vermiştir. Açıkçası devlet memuru statüsüne sahip olan müvekkilimizin görevine bu şekilde son verilebilmesi de mümkün değildir.
Önceki hukuki süreçte İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’nin kesin kararından aktarmamız gerekirse; Can Candan’ın ‘…14 yıllık dönem zarfında atama talebinin bulunup bulunmadığı hususunda veya disiplin yönünden her hangi bir sorunla karşılaşmamış olması, ders verme yükümlülüğünün bir kısmını yerine getirmediği ve/veya üniversite yöneticilerine hakarette bulunma fiilini işlediği yönündeki iddiaların ise ancak usulüne uygun şekilde yapılacak bir disiplin soruşturması sonucunda ortaya çıkacak nitelikte olması karşısında; hukuken kabul edilebilir somut tespit bulunmadan davacının görevine son verilmesi yolunda tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık’ yoktur. Mahkeme kararı ile müvekkilimizin göreve dönmesi ile tekrar görevine son verilmesi arasında geçen birkaç ay içinde Rektörlük, müvekkilimizin görevine tekrar son vermek için birtakım arayışlar içine girmiş, yeni bahaneler üretmiş ve netice itibariyle haksızlığı çok açık olan işbu karara imza atmıştır.
Boğaziçi Üniversitesi’nin atanmış yönetiminin açıkça hukuksuz ve müvekkilimizin maddi ve manevi haklarını açıkça gasp eden bu göreve son verme işlemine karşı da İstanbul İdare Mahkemesi nezdinde yürütmenin durdurulması talepli olarak dava yoluna başvurulacaktır.” dedi. (Diken)