Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası’na (BİRTEK-SEN), Özak Tekstil’de çalışan işçileri Öz İplik-İş’ten istifaya zorladığı gerekçesiyle 1,5 milyon TL’lik idari para cezası verdi. Karara itiraza hazırlanan BİRTEK-SEN, işçilerin anayasal haklarını kullanarak sendikaya üye olduğunu, Bakanlığın gerekçe gösterdiği baskıyı kanıtlamakla yükümlü olduğunu söyledi.
Urfa, Malatya ve İstanbul’da faaliyet gösteren eski adıyla Özak Tekstil yeni adıyla Kübrateks’in Urfa’daki fabrikasında çalışan işçiler, yaşadıkları sorunların çözülmesini talep ederken üyesi oldukları Hak-İş’e bağlı Öz İplik-İş’i yanlarında göremeyince BİRTEK-SEN’de örgütlenmeye başladı. Özak Tekstil işçileri, BİRTEK-SEN üyesi bir işçinin işten atılması üzerine, arkadaşlarının geri alınması ve sendikanın tanınması talebiyle Kasım 2023’te direniş başlatmış, tüm ülkenin gündemine giren bu direniş 80 gün sürmüştü.
1,5 MİLYON TL İDARİ PARA CEZASI
Özak Tekstil’de incelemelerde bulunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Adana Rehberlik ve Teftiş Grup Başkanlığı, Özak Tekstil patronunun sendika seçme konusunda baskı yapmadığını, iş yerinde Öz İplik-İş’in yetkili sendika olduğunu, BİRTEK-SEN’in Öz İplik-İş üyesi işçileri, çeşitli siyasi gruplar ve eyleme katılan işçilerin baskısıyla BİRTEK-SEN’e üye yapmaya ve eyleme katılmaya zorladığını söyledi. Bakanlık teftiş raporları neticesinde 224+42 işçinin bu yolla Öz İplik-İş’ten ayrılmaya zorlandığı gerekçesiyle BİRTEK-SEN’i işçi başına 5 bin 421 TL olmak üzere toplamda 1 milyon 441 bin 986 TL’lik idari para cezasına çarptırdı.
BİRTEK-SEN’den yapılan açıklamada, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Adana Rehberlik ve Teftiş Grup Başkanlığının 29 Kasım ve 1 Aralık 2023 tarihlerinde fabrikada yaptığı incelemelere ilişkin şu ifadelere yer verildi:
“Tebliğ edilen metinde yer alan ifadelerde, Özak Tekstil’de 622, yine Özak Tekstil’e ait olan ve aynı adreste bulunan Kübrateks’te 76, toplam 698 Öz İplik-İş üyesinin bulunduğu ve bunların 432’sinin Öz İplik-İş’ten istifa ettiği yazıyor. Ancak bu durum gerçeği yansıtmıyor. Açtığımız davalar için ilgili mahkemelere sunduğumuz belgelerde de yer aldığı gibi, 2023 yılı kasım ve aralık aylarında BİRTEK-SEN’e Özak Tekstil’den toplam 545 üyelik gelmiştir. Bu üyeliklerin bir kısmı, eylemlerimiz devam ederken fabrikada çalışmaya devam eden işçilerden oluşmaktadır.”
“BİRTEK-SEN ÜYESİ HİÇBİR İŞÇİYLE GÖRÜŞÜLMEDİ”
Cezaya dayanak olarak gösterilen teftiş raporunu hazırlayan müfettişlerin görevini kötüye kullandığının söylendiği açıklamada, “Teftişe geldiklerinde sadece patronla ve patronun baskısı altındaki işçilerle görüşmüş ve bu mağduriyetin asli tarafı olan eylemdeki işçilerle ve sendikamız temsilcileriyle hiçbir şekilde görüşmeden rapor yazmışlardır. İncelemenin, BİRTEK-SEN üyesi hiçbir işçiyle görüşülmeden, patronun ve Öz İplik-İş Sendikası’nın baskısı altındaki işçilerle görüşerek yapıldığı ve bu yüzden gerçekleri yansıtmaktan uzak olduğu açıktır” denildi.
“450 ÖZAK İŞÇİSİNİN İMZASI VAR”
“Bu incelemenin hangi heyet tarafından, hangi işçilerle görüşerek, hangi fabrikada yapıldığını anlamak mümkün değil. İncelemenin yapıldığının söylendiği tarihte, fabrika önünde yüzlerce işçi ‘Öz İplik dışarı, BİRTEK-SEN içeri’, ‘Sendika hakkımız engellenemez’, ‘Özak’ta baskılar son bulsun’ sloganları atarken inceleme nerede ve kiminle yapılmıştır? Her gün haber kanalları, gazeteler, işçilerin Özak’ta uğradığı zulmü haber yaparken; tarafımıza gönderilen tebligatın hazırlandığı İŞKUR Şanlıurfa Müdürlüğü bile, Özak Tekstil’de yaşanan durumdan dolayı o tarihte Özak’a işçi alımını durdurmuşken; henüz eylemler başlamadan önce 450 işçinin imzaladığı ‘Özak Tekstil’de işçilere sendikal baskı yapıldığını’ içeren metinler ortadayken; Çalışma Bakanlığı, hangi görüşmeler sonucunda bu karara varmış, anlamak güçtür” denildi.
“BİRTEK-SEN BASKI VE TEHDİDİ NASIL YAPMIŞTIR?”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yapılan teftişte yer alan ifadelere ilişkin BİRTEK-SEN açıklamasında şu soruları sordu:
- Bu baskı ve tehdidin somut olarak nasıl bir biçimde ve hangi araçlarla yapıldığına dair somut bir delile dayanan tek bir dayanak yoktur. Mesela bu baskı ve tehdit nasıl yapılmıştır? Zor ve şiddete mi başvurulmuştur? Eğer öyleyse, bunun somut olarak tespit edilmesi ve ayrıca suç duyurusu konusu yapılması gerekirken neden böyle bir şey yapılmamıştır? İşçiler üzerinde baskı ve tehdit gücüne sahip tek odak işveren ya da iş yerindeki işveren temsilcileridir. Bir sendikanın baskı ve tehdit gücüne sahip olabilmesi ancak işverenle iş birliği içinde olması durumunda mümkün olabilir.
- İddia edilen tehdit ve baskının işçiler için somut bir karşılığı ve inandırıcılığı olabilmesi için mağdur olarak gösterilen Öz İplik-İş üyesi işçilerin en azından birkaçının istifa etmiş olması gerekmez miydi?
“İŞÇİLERİN EYLEMLERİ MEŞRUDUR”
“Özetle, bakanlığın bu hukuksuz kararında suç gibi gösterilmeye çalışılan eylemler, tam aksine sistemli bir şekilde işçilerin sendika seçme hakkını baskı, tehdit, mobbing ve en son işten atmalara başlayarak gasbeden işverenin ve onunla açık iş birliği yapan Öz İplik-İş’in bütün işçilerin yasal haklarını ve iş güvencesini tehdit eden bu açık saldırısı karşısında, 500’den fazla işçinin haklı tepkisiyle başlamış, son derece meşru, barışçıl ve anayasal bir eylemdir.”
“TEBLİGAT İŞÇİYİ CEZALANDIRMAK İÇİN HAZIRLANMIŞTIR”
“Çalışma Bakanlığının hazırladığı tebligat, açıkça, patronun çıkarları gözetilerek mücadele eden işçilerin ve sendikalarının cezalandırılması için hazırlanmıştır. Şanlıurfa OSB, bütün fabrikaların devlet teşvikleriyle kurulduğu; işçilerin ücretlerinin ve sigorta primlerinin dahi bir kısmının ve diğer teşviklerin gerçekte işçi ve işsizlere ait olan İşsizlik Fonundan ve yine halka ait olan Hazine kaynaklarından ödendiği; en yüksek ücretin asgari ücret olduğu, patronların işçileri ve işçilerin cebinden çıkan fonları iliklerine kadar sömürdüğü bir organize sanayi bölgesidir. İşçilere ve sendikamıza yapılan saldırıların sebebi budur. Bu saldırı, yalnız BİRTEK-SEN’e değil, kölelik koşullarına ses çıkaran bütün emekçilere ve onları temsil eden bütün sendikalara yöneliktir. Çalışma Bakanlığı tebligat ile ‘Özak Tekstil’de yaptığınız gibi, patrona karşı gelirseniz; hakkınızı ararsanız, ekmeğinize, onurunuza sahip çıkarsanız; kölelik koşullarına boyun eğmezseniz cezasını çekerseniz’ demektedir.”
(HABER MERKEZİ)