HABER MERKEZİ- Çanakkale İli Ayvacık İlçesi Büyükhusun Köyü yakınlarında Bakrom A.Ş. tarafından Jeotermal Enerji amacıyla yapılmak istenen kaynak arama sondajı projesi için yeniden başlatılan ÇED süreci kapsamında 22 Aralık Perşembe günü, köy kahvesinde şirket tarafından “Halkın Katılımı Toplantısı” yapılmak istenildi.
Yöre halkı ve Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği üyeleri toplantı mekanı önünde toplandı ve ellerindeki dövizlerle projeye karşı olduklarını belirterek, “Daha önce “ÇED Gerekli Değildir” kararını açtığımız dava sonucu iptal ettirdiğimiz bu projenin yeniden karşımıza gelmesinden dolayı üzgün ve öfkeliyiz, yeni ÇED sürecini kabul etmiyoruz. Yapılmak istenen Halkın Katılımı Toplantısı bizim için yok hükmündedir. İçeri girmeyi reddediyoruz. Firmanın yalanlarını dinlemeyeceğiz” dedi. Yurttaşlar kahveye girmedi.
Şirket ve kamu görevlileri bir tutanak tutarak köyden ayrılmak zorunda kaldı. Tutanakta, “Vatandaşın bilgilenmek istememesi nedeniyle toplantı sonlandırılmıştır” ifadesi yer aldı.
Kahvehane önünde Büyükhusun Dayanışması Sözcüsü Cem Tüzün ve Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkan Yardımcısı Mehmet Akbulut tarafından açıklama yapıldı.
Tüzün yaptığı açıklamada “Biz burada tarım, hayvancılık ve turizm yapıyoruz. Biz şirketlerin para kazanmak amacıyla gelip havamızı, suyumuzu, topraklarımızı zehirlemesini istemiyoruz ve izin vermeyeceğiz. Bu sürecin hiçbir aşamasını onaylamıyoruz ve yer almayacağız. O nedenle de bizim için yok hükmünde olan bu toplantıya katılmadık. İki yıl önce köy halkı ile birlikte Aydın’a, Manisa’ya gittik, JES’lerin tarıma verdiği zararlarını gördük, havaya salınan hidrojen sülfürlere, metan gazlarına, kükürt oksitlere, toprağa ve sulara bırakılan zehirlere tanık olduk. Bölgemizin de aynı hale gelmesini istemiyoruz” dedi.
Akbulut, “Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği olarak Bölgemizin havasının, suyunun toprağının korunması için çalışıyoruz. Ayvacık Büyükhusun Köyü yakınlarında yapılmak istenen jeotermal kaynak arama projesi için iki yıl önce buradaydık, yine buradayız. Daha önce ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı verilen projeye karşı mücadele etmiş, 122 davacı ile birlikte açtığımız davayı da kazanmıştık. Ancak şirket, vazgeçmedi ve yeni ÇED süreci başlatarak yeniden karşımıza geldi. Bizler Ayvacık İlçesi Tuzla köyü yakınlarında halen çalışmakta olan dört adet Jeotermal Enerji Santralının bölgemize verdiği zararları biliyoruz. Assos Antik Kenti’ne, köylere, yaşam alanlarına bu kadar yakın bir yerde, tarım ve hayvancılık yapılan alanda, zeytinliklerin ortasında jeotermal enerji santralı için kaynak arama projesi istemiyoruz. Bu nedenle, yok hükmünde saydığımız bu projenin halkın katılımı toplantısına katılmayı da reddettik. Büyükhusun ve civar köylerle birlikte mücadelemize devam edeceğiz” dedi.
“Havama, Suyuma, Toprağıma Dokunma” sloganı ile birlikte açıklama sona erdi.
Halkın katılımı toplantısı öncesinde JES’e ilişkin “Büyükhusun yakınlarında JES için jeotermal kaynak arama projesi yapılmak isteniyor. Daha önce ‘ÇED Gerekli Değil’ kararını 122 davacı ile iptal ettirdiğimiz proje için yeniden Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) süreci başlatıldı” bilgisi ile birlikte şunlar paylaşılmıştı:
Ayvacık İlçemiz bir süredir jeotermal kaynak arama ve jeotermal enerji santralları (JES) projeleri ile gündemde. Tuzla yakınlarında halen çalışmakta olan dört adet JES var. Bu projelerin tarımsal üretime ve yeraltı ve yerüstü sularımıza verdiği zararları görmekteyiz. Bölgemizin tarımsal, turistik ve kültürel değerlerine zarar verecek yeni jeotermal enerji santralı istemiyoruz. Ayvacık İlçemizin bazı şirketlerin kar hırsı için gözden çıkarılmasına izin verilemez.
Büyükhusun’da jeotermal enerji santralları kurulması durumunda;
Halkın birinci derecede geçim kaynağı olan tarımsal ürünlerimizin verimi ve kalitesi düşecek ve kuruyacak, hayvancılık olumsuz etkilenecek,
Jeotermal atık suları ile dere ve denizi kirlenecek ve canlı yaşam yok olacak,
Jeotermal santraldan salınan hidrojen sülfür, azot, karbondioksit gibi gazlar ile bölgemizin hava kalitesi bozulacak,
Bölgemizi çürük yumurta kokusu saracak,
Turizm olumsuz etkilenecektir.
Aydın, Manisa, Salihli gibi Gediz Havzamızda jeotermal enerji projelerinin yarattığı olumsuz etkiler basına ve kamuoyuna yansımıştır. Zeytinlikleri, incirleri, üzüm bağları kurumuş, dereleri, ırmakları kirlenmiş, derelerde balıklar ölmüş, yeraltı ve yerüstü suları zehirlenmiş ve arsenik seviyeleri yükselmiştir. Bölgemizin de aynı duruma gelmesini istemiyoruz.
Kaynak: Sendika.Org