Her karışı, her taşı, her ağacı, her mağarası direniş ve katliamların tarihi izleriyle doludur Aliboğazı’nın. Hozat’tan başlayıp Çemişgezek’e kilometrelerce uzanan, sınırları Ovacık ve Erzincan’a komşu olan Aliboğazı, uzunca bir dönem önce Ermenilere ev sahipliği yapmıştır. Bir dönem bu vadinin nimetlerini Ermeni ve Zazalar ortak paylaşmış. İsimleri ortaklaşmış. Kimi yer Zazaca Çırçırik olmuş. Kimi yer ise Ermenice Pıskex ve Hovik. Gün gelmiş önce Ermeni Katliamı’nda Ermeniler, ‘38, ‘87 ve 94’te ise Zazalar baskılarla, ölümlerle tehdit edilmiş, katliamlara maruz kalmış ve sürgün edilmiş Aliboğazı’ndan. Aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen yakılıp yıkılmasına rağmen Aliboğazı’nın köy yerlerindeki yaşam izleri silinememiş. Mutlaka bir iz kalmış buradaki yaşama, buralarda yaşayanlara dair. Kimi yerde yıkık kilise taşları, hezenleri ayakta kalmayı başarmış bir köy evi, kimi yerde bir mezar taşı ya da eski bir değirmen yıkıntısı kalmış iz olarak.
Geçmişten bugüne Aliboğazı’nda yaşanmışlığın izlerinden bir tanesi de vadinin Hozat tarafı girişindeki Pıskex köyündeki bir Loğ taşı, 24 numara gıslavet marka kara lastik ve 25 numara beyaz bir spor ayakkabıdır. Şimdi gerillaya mesken olmuş Aliboğazı’nda gerilla için bu üç izin anlamı oldukça önemli olagelmiştir. Bir yandan buralarda yaşanmışlığın izlerini hayal ederken diğer yandan geçmişten bugüne TC’nin zulmünü de sergilesin diyerek özenle korumaya çalışmıştır bu üç anı dolu malzemeyi.
Gerillalar, loğ taşına baktıkça Aliboğazı’nda soğuk kış aylarında bacası tüten bir damın hayalini kurar, ayakkabılarla baharda kuzu peşlerinde koşan, çayırlarda oynayan çocukların seslerini hisseder. Şimdi buralarda, gerilla dışında yaşamın izlerine rastlanamamasının nedeni olarak faşist TC devletine öfkesini büyütür. Aliboğazı’ndan faaliyet için her çıkışta mutlaka ya loğ taşının yanından geçerken fotoğraflar çekilir ya da o taşa bakarak Bozan patikası tırmanılır.
Pıskex köyü, Aliboğazı içinde en geniş çayırlardan biri olan bir noktanın hemen tepeyle buluştuğu yerde kurulmuş, yaklaşık dört, beş hanelik bir köydür. Çayırın ortasında Hozat’tan Çemişgezek’e doğru uzanan bir patika geçer. Gerillalar bu patikanın en daraldığı yere doğru loğ taşını dikey bir şekilde patika üzerine dikip, üzerine de iki çocuk ayakkabısını özenle yerleştirmiştir. Çocuk ayakkabıları, Aliboğazı’nda bir zamanlar yaşayan köylülerin izleri olarak sergilenmektedir.
Gerilla için tarihsel önemi ve anlamı olan loğ taşı ve çocuk ayakkabıları, elbette her şeye düşman olanlar için tahammül sınırlarını zorlayan malzemeler olmuştur. Aliboğazı’na ne zaman bir askeri operasyon olsa faşist TC askerleri tahammülsüz bir şekilde taşı devirip, üzerindeki ayakkabıları sağa sola fırlatır. Sonra gerilla tekrardan taşı patikanın kenarına özenle yerleştirir ve ayakkabıları yeniden üzerine dizer. Ta ki bir sonraki operasyona kadar…
2017 sonbaharında olası bir askeri operasyona dair araziye mayın yerleştiren TİKKO gerillaları, kendi aralarında düşmanın nerelere gelebileceğini, nerelere mayın döşenebileceğini tartışırken, loğ taşı da gündeme gelir. Madem düşman her geldiğinde bu loğ taşına tekme savurup yerinden oynatıyordu, onlara bir sürpriz hazırlama fikri de işte bu tartışma içerisinde ortaya çıkar. Bir operasyon olacağı ve bu operasyon sırasında da loğ taşına saldıracakları kesindir.
Hazırlıklar hızlıca yapılır. Önce mayınlar hazırlanır, sonra taşa uygun bir tuzak. Elbette düşmana zarar verirken, taşa ve üzerindeki malzemelere herhangi bir zarar verilmemesi için oldukça titiz davranılır. Taktik çok net ve sonuç almaya o kadar uygundur ki hepsi heyecanla “Acaba hangi askerlerde patlayacak?” diye kendi aralarında konuşmaya başlamışlardır.
Taşın yerinden oynatılmasına paralel devreye girecek tuzakla beraber 3 adet mayını taşa belirli mesafede uzaklıkla yerleştirmişlerdir. Şimdi artık sadece bir askerin taşa dokunmasını bekleyeceklerdir.
2017 sonbaharında gerçekleşen düşman operasyonunda operasyon alanı loğ taşına uzak olduğu için düşman bu taşa yaklaşmadan operasyonu tamamlamıştır. Gerillalar da bahar ayında tekrar gerçekleşeceğini düşündükleri yeni bir operasyon nedeniyle mayınları kaldırmaz.
Kış geçmiş bahar gelmiştir artık. Tarih 23 Nisan 2018… Şafak vakti… Düşman Heronlar eşliğinde Aliboğazı’nın birkaç noktasını uçaklarla vurmuş ve aydınlanmayla beraber indirmeler başlamıştır. Birkaç saat sonra gerillaların konumlandığı bir noktadan çatışma sesleri gelir. Çiğdem ve Nergiz yoldaşlar, düşman üzerlerine gelmeye başlayınca ilk ateşi açarak “teslim ol” çağrılarına bedenleri ve inançlarıyla kuşandıkları silahlarını ateşleyerek yanıt olmuşlardır. Yoldaşlar, düşmana kayıp verdirerek yaklaşık 1 saat süren çatışma sonrası ölümsüzleşmişlerdir. Düşman her zamanki gibi, kendi kayıplarını gizleyerek “zafer naraları” atar.
Saat 16:30 civarı operasyonun çekilmesine ramak kala, Hozat yönünden helikopter sesleri gelmeye başlamıştır. İki adet Kobra eşliğinde bir Skorsky, koordine tepesine indirme hazırlığı içindedir. Skorsky’de dönemin Tunceli Valisi Tuncay Sonel vardır. Kahraman (!) askerlerini operasyon alanında kutlamaya gelmiştir. Helikopter tepeye inmek üzere iken loğ taşından çok güçlü bir patlama sesi yükselir. Ortalık toz dumandır…
Gerillanın tahmin ettiği gibi her şeye düşman olanlar, yine tahammül edememiş loğ taşına ve bir tekme ile onu yerinden devirmeye çalışmıştır. Ama bu sefer gerilla hazırlıklıdır. Loğ taşının yerinden oynamasıyla üç mayın da patlamış, patlayan mayınlarda düşmanın ölü ve yaralıları vardı. Vali helikopterle tepeye indiği anda düşman, telsizlerden yardım çağrısı yaparak doktor ister. Bu eylemle loğ taşı bir taş olmaktan çıkmış, düşmanın beyninde patlayan bir tuzağa dönüşmüştür.
Dersim’den Bir TİKKO gerillası