Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika, İran, Mısır, Etiyopya ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden oluşan BRICS, üye devletlerin her yıl bir araya geldiği ve 2009’dan beri ekonomik ilişki ağlarını çeşitlendirerek ve genişleme hedefleri belirleyerek ilerleyen uluslararası bir yapıdır.
Rus ve Çin Sosyal Emperyalizminin pazar alanlarına daha güçlü sermaye ihraç etmeyi amaçlayan BRICS özellikle yarı sömürge ülkelere kolaylaştırıcı şartlar ve “eşit ortaklık ve yönetim” anlayışı sunarak etki alanını genişletmeye odaklıdır. BRICS, IMF ve Dünya Bankası gibi yerleşmiş yapıları aşındırmak üzere hareket etmektedir. 2014 yılında BRICS ülkeleri, Yeni Kalkınma Bankası’nı (NBD) 250 milyar dolarlık sermayeyle kurdular. Bu bankanın amacı “gelişmekte olan ülkelerdeki” kalkınma projelerine kredi sağlamak olarak belirlendi. Farklı ülkeler için farklı çıkarlar ve amaçları söz konusu olsa da buradaki temel hedef bu ülkelerin başta Çin ve Rusya’nın Batılı emperyalistlerle giriştikleri hegemonya mücadelesinin unsuru olmalarıdır.
BRICS’in Mısır, BAE, Etiyopya ve İran gibi ülkeleri de kapsayacak şekilde genişlemesi, grubun ekonomik ilişkilere dayalı gücünü artırma potansiyelini gösteriyor. Yeni üyelerin katılımı, BRICS’in aynı zamanda politik bir güç olma hedefine kilitlendiğini göstermektedir. Fakat yeni katılımcıların Batılı emperyalistlerle ekonomik-siyasî-askerî düzeyde derin ilişkileri ve bağımlılıkları var. Bu genişleme Çin ve Rusya için hegemonya alanlarının genişlemesiyken birliğin siyasî yönelimini ciddi düzeyde köstekleyecek dengeler anlamına da gelmektedir. Yeni katılımlarla birlikte BRICS içinde Batılı emperyalistlerin daha fazla güç kazandığını, bu genişlemenin Rusya ve Çin için yeni zorluklar anlamına geldiği söylenebilir. Fakat özellikle Rusya’ya yönelik ekonomik ve siyasî kuşatma altında bu genişlemenin soluk aldıran karakteri de bir gerçektir. Bu genişlemenin emperyalist rekabeti kızıştıran bir duruma işaret ettiği söylenmelidir.
5 yeni ülkeyle birlikte BRICS’in ekonomik büyüklüğü 29,5 trilyon doları geçerken küresel ekonomideki payı da yüzde 28’e çıktı. Bu haliyle birlik dünya nüfusunun yüzde 46’sını, dünya gayrisafi hasılasının da yüzde 29’unu oluşturuyor. Genişleyen birliğin petrol üretimi günlük 45 milyon varile, dünya ham petrol üretiminin yaklaşık yüzde 45’ine yükseldi.
Özellikle Rusya, Çin ve İran gibi ülkeler, ABD liderliğindeki mevcut düzenin zayıflamasını istiyor ve bu çabalarını BRICS gibi platformlar aracılığıyla gerçekleştirmeye çalışıyor. Meydan okuma olarak görülen durum henüz kapitalist-emperyalistlerin gerek birbirleri üzerinde gerekse de sömürge ve yarı sömürge ülkeler üzerinde kurmaya çalıştıkları hegemonya mücadelesinden ibaret.
16.sı düzenlenen BRICS’in “Adil Küresel Kalkınma ve Güvenlik İçin Çok Taraflılığın Güçlendirilmesi” temalı zirvesi 22-24 Ekim tarihleri arasında Rusya Federasyonu’na bağlı Tataristan’ın başkenti Kazan’da yapıldı. Zirvenin Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişiminin başladığı Şubat 2022’den bu yana Rusya topraklarında düzenlenen en yüksek düzeyli uluslararası toplantı olduğu vurgulanıyor. Bu yönüyle sadece bir uluslararası toplantı olmanın ötesinde, Rus liderin yalnız olmadığını göstermek için önemli bir fırsat sunuyor. Yani bu zirve aynı zamanda Rusya için bir kamuoyu çalışması niteliği taşımaktadır. Zirve, genişleyen bir uluslararası koalisyon propagandası eşliğinde ele alınıyor. Zirvenin dünyaya böylesi bir kompozisyonla sunulması, Putin’in geniş çaplı bir kuşatma altında güç kazanma çabalarının bir parçası olarak değerlendirmek mümkün.
Rus yetkililere göre zirvede 36 ülkenin ve 6 uluslararası örgütün temsilcileri yer aldı. Bunlar arasında Türkiye gibi adaylıkla ilgilenen ülkeler de bulunuyor. Erdoğan, kalabalık bir heyetle katıldığı zirve öncesinde yaptığı bir konuşmada “Türkiye olarak BRICS ile iş birliğimizi samimi bir şekilde geliştirmek istiyoruz. İnşallah Kazan Zirvesi’nin buna vesile olacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı. Türkiye, BRICS üyeliğine ilgi duyduğunu açıklamış ve resmî kaynaklar tarafından duyurulmasa da gruba katılma yönünde başvuru yapmıştı. Resmiyette herhangi bir açıklama gelmemesini İstanbul CHP milletvekili Oğuz Kaan Salıcı “Başvuru yaptığımızı Ruslardan, reddedildiğimizi Almanlardan öğreniyoruz.” diyerek eleştirdi. Alman basınında yer alan “Hindistan, Pakistan ile iyi ilişkilerinden ötürü Türkiye’nin üyeliğine onay vermedi.” haberlerine karşılık İletişim Bakanlığı resmi sayfasından “Zirvede BRICS topluluğunun genişlemesiyle ilgili süreç ele alınmamıştır. Dolayısıyla Hindistan’ın Türkiye’nin BRICS üyeliğine engel olduğu iddiası gerçeği yansıtmamaktadır.” açıklamasını yaparken Ankara’daki Hindistan Büyükelçiliği, “Başbakan Narendra Modi’nin, aileye katılan yeni üyeleri sıcak bir şekilde karşıladığı ve genişletilmiş zirveden memnuniyet duyduğunu” söyledi. Türkiye böylesi oluşumlara dair sonsuz bir ilgi içindedir. Nitekim zirvenin hemen sonrasında ilk bakanlar kurulu toplantısında (28 Ekim) Erdoğan BRICS zirvesinin kendileri için verimli geçtiğini ifade ederken “Ülkemizin BRICS ile gelişen münasebetleri mevcut angajmanlarımızın alternatifi asla değildir ve olamaz” diyerek yüzlerinin ABD ve AB’ye dönük olduğunun altını çizmiştir.
Zirvenin ana gündem maddeleri arasında BRICS ülkelerinin kendi aralarında bir ödeme sistemi geliştirmesi var. Bu adımla, SWIFT adı verilen uluslararası finansal ağa alternatif geliştirilmesi hedefleniyor. SWIFT, paranın hızla, sınır tanımadan bir yerden bir yere gönderilmesini sağlayan uluslararası mali yapılanmanın ismi. 1973’te oluşturulan ve merkezi Brüksel olan sisteme dünya çapında 200 ülkeden toplam 11 bin mali kuruluş ve banka üye. Fakat SWIFT bildiğimiz geleneksel bir bankadan çok farklı. Çünkü kullanıcılara, aktarılan bir paranın bir hesaptan çıktığını ve diğer bir hesaba girdiğini bildiren bir gerçek zamanlı mesajlaşma sistemine benziyor. Bu sistem üzerinden her gün 40 milyonu aşkın mesaj gönderiliyor ve trilyonlarca dolar şirketler ya da hükümetler arasında el değiştiriyor. Rusya, Ukrayna Savaşını başlatmasının ardından SWIFT sisteminden çıkartılmıştı. Bu, ödemelerin zorlaşmasına neden olarak ülkenin ticarî ilişkilerinde sıkıntı yaratmıştı. BRICS üzerinden bağımsız bir sistem arayışına dair fikir ve düşünceler, projeler Rusya ve Çin tarafından geliştirilmektedir. Her ülkenin kendi parasıyla ticaret yapma, dolar ve avroyu rezerv para olmaktan çıkaran hamlelere bu girişimler eşlik etmektedir. Ancak 2024 zirvesinde bu meseleye dair bir gelişmenin kaydedilmediği belirtilmelidir.
BRICS Zirvesinde daha güçlü alternatif sistemler masaya yatırılıp tartışılsa da bileşenlerin niteliği bunun gerçekleşmesini zorlamaktadır. Genişlemeyle birlikte bu zorlukların artacağı açıktır. 2024 Zirvesinde taraflar bankacılık, ulaşım, tarım, uzay araştırmaları, turizm gibi alanlarda belli anlaşmalar ve ticarî ilişkileri pekiştirmenin ötesine geçemememiştir. Bu yönüyle birliğe biçilen Batı emperyalizmine alternatif olma rolünde ciddi bir ilerleme sağlandığı yaklaşımı gerçekçi değildir.
Fakat 36 ülkeyi Rusya topraklarında bir araya getirmek dahi kendi başına bir başarı olarak yorumlanabilir. Yine toplantıda dünyadaki siyasi gelişmelere dair daha fazla söz söylenmesi dikkat çekmektedir. Rusya’ya yönelik tek taraflı ekonomik yaptırımların eleştirilmesi göz ardı edilmemelidir. Bunun yanında İran ile nükleer görüşmelerin sürdürülmesi, Filistin’de iki devletli çözüm ve ‘67 sınırlarına atıf yapılması, Suriye’de toprak bütünlüğü vurgusu, Ukrayna meselesinde üye ülkelerin çözüm girişimlerinin övülmesi, Çin ve Hindistan sınır sorunlarında kaydedilen ilerlemeler vs. BRICS toplantısında dikkat çeken meseleler olmuştur. Bu meselelerde ABD emperyalizminin tutumuna dair eleştirel ortaklık Rus ve Çin emperyalizmi için bir politik kazanım olarak okunmalıdır. Fakat bu tutumun politik saflaşma kapsamında değerlendirilmesi yanıltıcıdır. BRICS 2024 Zirvesi esas olarak Rusya’yı çok yönlü kuşatmaya karşı ekonomik ve siyasî bir etki yaratmıştır. BRICS’e katılım isteğinde bulunan ülkeyi sayısı artmaya devam ediyoru. Rusya ve Çin emperyalizminin bugüne değin ABD ve diğer emperyalistlerin hâkim olduğu alanlara giriş yapması da kışkırtıcıdır. Bu anlamda ileride ekonomik arayışlar daha fazla kızışacağını görmek gerekir.