Brezilya’da 19 Aralık gecesi, 64 yaşındaki önemli Faxinal halkının önderlerinden Iracema Correia dos Santos, kendi evinde, vurularak katledildi. Irecama uzun yıllardır Faxinal halkının hakları için mücadele ediyordu.
Faxinal halkının hakları için yorulmak bilmeyen bir mücadeleci olarak tanınan Irecema, özellikle bu topraklarda yaşayan ve çalışan insanların toprak hakkını savunmasıyla biliniyordu. 2005 yılında yoksul, az topraklı veya topraksız Faxinal köylülerine karşı uygulanan adaletsizliklere karşı Faxinal Halkları Hareketi (Articulação dos Povos Faxinalenses (APF)) hareketine katılmıştı. Ayrıca, kendi topluluğu içinde bir belediye okulu inşa edilmesi için kolektif eğitim ve toprak çalışmalarıyla mücadele etmişti, ancak bu talep Pinhão belediyesi tarafından hiçbir zaman karşılanmadı.
18 YILDIR TEHDİT EDİLİYORDU
Polis tarafından yapılan “soruşturmaya” göre Iracema’nın ölümü bir cinayet (soygun sırasında öldürme) olarak değerlendiriliyor. Bunun nedeninin daha önce Irecema’nın 30 bin Brezilya Reali kaybolmuş olmasıydı. Ancak APF ve Geleneksel Halklar ve Toplulukların Haklarını Koruma Merkezi (NUPOVOS/IFPR) tarafından yayımlanan bir açıklamada, polis tarafından göz ardı edildiği düşünülen önemli bir ayrıntı dikkat çekiyor: Iracema, 18 yıldır toprak anlaşmazlıkları nedeniyle tehditlere ve yıldırmalara maruz kalıyordu. Faxinal do Bom Retiro’nun, Düzenlenmiş Kullanım Özel Alanı (ARESUR) olarak tanınmasına rağmen bölgedeki güvenlik önlemleri yetersiz bulunuyor. Özellikle arazi gaspçıları, büyük toprak sahipleri ve büyük işletmelerle Faxinal halkı ve yoksul köylüler arasındaki artan çatışmalar, bu güvenlik önlemlerinin etkinliğini sorgulatıyor.
Yerel ve ulusal araştırmacılar tarafından yayımlanan bir taziye açıklamasında, bölgedeki ailelerin onlarca yıldır toprak hakları için mücadele ettikleri, ancak sürekli şiddet ve cinayetlerle karşı karşıya kaldıklarını belirtiyor. Aynı açıklamada, Iracema’nın yaşamı boyunca 1950’den beri bölgede faaliyet gösteren Zattar kereste şirketinin silahlı grupları tarafından sürekli taciz edildiği ifade ediliyor. Zattar’ın bölgede varlığının, günümüze kadar devam eden toprak anlaşmazlıklarının kökeninde yer aldığı ve köylülerin kereste şirketiyle olan bu çatışmalarda arazi spekülasyonları nedeniyle mağdur oldukları vurgulanıyor. Büyük toprak sahiplerinin Faxinal topraklarını kiraladığını ve bölgedeki iş insanlarıyla iş birliği yaparak aileleri, arazilerini düşük fiyatlara satmaya ikna etmeye çalıştığını belirtiyor. Bunun yanında, devletin yavaş ve ihmalkâr tutumunun yalnızca egemen sınıfların çıkarlarına hizmet ettiği, bu durumun ise halkın maruz kaldığı şiddeti kişisel meseleler olarak değil, uzun süredir bu halkların varlığını etkileyen ve yok eden toprak anlaşmazlıklarının ve toplumsal dinamiklerin bir parçası olarak ele alması gerektiği ifade ediliyor. Devletin, Faxinal halkının yaşadığı bu sistematik şiddeti görmezden gelmemesi gerektiği vurgulanıyor.
(BREZİLYA)