Tarih boyunca asiliğini korumuş olan Dersim’e nice iktidarlar sefer düzenlemiş, zulüm ve zorbalıkla saldırmış ama hiçbirisi Dersim’e boyun eğdirmeyi başaramamıştır. En son TC’nin 1937-38 Harekatı sonrası Dersim ismini operasyonun adı olan “Tunç Eli” ile değiştirmişlerdi. Bir halkı yok etmenin en büyük silahlarından birisi de onun tarihsel belleğini yok etmektir. Bu sebeple katliam ve sürgünle yetinmeyip, toplumsal hafızaya da saldırarak Dersim ismi “Tunceli” olarak değiştirilmişti.
Elbette egemenler istedikleri sonucu alamadılar. Aradan uzun yıllar geçmesine rağmen Dersim adı hem toplumsal hem sosyal-kültürel hafızalarda yaşamaya devam etti. Dersim halkı, Dersim ismini terk etmeyerek canlı kalmasını sağladı. Resmi olarak Dersim isminin geri iade edilmesi için de zaman zaman birçok girişimlerde bulundu. Bu demokratik hak için sokaklarda yıllarca haykırdı ve kamuoyunda duyarlılık oluşturdu.
Geçtiğimiz günlerde ise belediye tabelasında bulunan “Tunceli” isminin Dersim olarak değiştirilmesi, Belediye Meclisi tarafından oy çokluğu ile karar altına alınmıştı. Bu karar açıklanır açıklanmaz başta devletin beka koruyucuları olan faşist düzen temsilcileri olmak üzere birçok milliyetçi ve şovenist kesimlerden ard arda açıklamalar geldi.
DEĞİŞMEYEN FAŞİST GELENEK: TEHDİTLER
MHP’li Mehmet Taytak, Meclis’teki ‘Dersim tabelası’ tartışmasında, Belediye Başkanı Maçoğlu’nu 1938’de katledilen dedelerini hatırlatarak tehdit etmişti.
MHP’li Taytak, “Popülizme yenik düşerek bazı çevrelere şirin gözükmek için geçmişi karıştırmaya çalışanların sonu, geçmişte dedelerinin başına gelenlerden çok farklı olmayacaktır. Kendi hayal aleminde Türk devletine başkaldırdığını düşünenlere er ya da geç devletin tunç eli tanıtılacaktır” diyerek, 1938’de Dersim’de yapılan katliamı meşrulaştırmaya çalışırken aynı zamanda Dersim ismine ve Dersim’e sahip çıkan herkesi bizzat devlet eliyle öldürmekle tehdit etmişti.
Yine Vatan Partisi, “… feodal isyanın bastırılmasıyladır ki Tuncelimiz, diğer kentlerimiz gibi Cumhuriyet’in ışığıyla tanışabilmiştir” diyerek Dersim katliamını savunmuş ve bu kararı alan belediye başkanı ve meclis üyelerini tehdit etmişti.
Hiç şüphesiz dün olduğu gibi bugün de Dersimliler bu tehditlere boyun eğmeden haklı-meşru talepleri çerçevesinden örgütlenmeye ve mücadele etmeye devam edecektir.
ŞOVENİSTLERDEN İNCİLER: “ZAMANI MIYDI ŞİMDİ?”
“Dersim” tabelasından rahatsızlık duyan tek kesim tehdit saçan faşist blok temsilcileri olmamıştır. Utangaç bir şekilde “zamanlama” eleştirisi getiren, şovenizm zehrinden mustarip birçok kişi ve kesim de vardı. Aralarında bizzat Dersim Belediye Başkanlığı yarışına giren ve M. Fatih Maçoğlu’nun seçimlere girdiği parti TKP de vardı.
TKP yaptığı açıklamada, “Tüm kaynakları tüketip, ciddi bir borç yükü bırakan kayyumdan devralınan bir belediyede bu görev için tek bir saati bile en iyi şekilde değerlendirmek gerekiyorken TKP açısından tabelanın değiştirilmesinin gündeme gelmesi yersiz olmuştur” diyerek Dersim’e ve Dersim insanının iradesine yönelik bakış açısını net bir şekilde ortaya koymuştur. Dersim Katliamı ile yüzleşememenin getirmiş olduğu maddi sonuçlar, “Tunç Eli”ni TKP için sorun olmaktan çıkarıyor.
Bir diğer açıklama da adaylık sürecinde kendisini destekleyen ve propaganda alanı açan Fox TV muhabiri Fatih Portakal’dan geldi. Karara sosyal medyadan tepki gösteren Fatih Portakal, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Bu mudur? #Dersim denilse ne olur, #Tunceli denilse ne olur? Yeni ve gereksiz tartışma konusu daha yaratıldı. Bunca sorun arasında başkan #FatihMaçoğlu yeri miydi? Boşa giden enerji!!!” ifadelerini kullandı.
Görmüş olduk ki; burjuvazi tarafından “komünizm” ne kadar şirin gösterilmeye çalışılsa da, ne kadar propaganda alanı açılmış olsa da ancak onların çizdiği sınırlar içerisinde bu propaganda geçerlidir. Faşist diktatörlüklerde en basit demokratik hakların kullanımı bile egemenlerin duvarına çarpmaktadır. Konu özgülüğünde olduğu gibi burjuva klikler gerçek renklerini ancak halkın çıkarları ve talepleri söz konusu olduğunda açığa çıkarırlar.
YARGI “GÖREV” BAŞINDA
İlk hamle Tunceli Valiliği’nden geldi. Kararın hukuka-yasal mevzuata aykırı olduğunu iddia eden valilik, mahkemeye başvurdu. Erzincan İdare Mahkemesi, Dersim Belediye Meclisi’nin 7 Mayıs’ta belediye binasına Dersim Belediyesi tabelası asılması yönündeki kararının yürütmesini durdurdu.
Sonrasında ise Dersim Belediye Meclisi’nin 7 Mayıs 2019 tarihinde aldığı “Tunceli Belediyesi” tabelası yerine “Dersim Belediyesi” tabelası asılması yönündeki karar nedeniyle İçişleri Bakanlığı tarafından mülkiye başmüfettişi görevlendirildi. Kente gelen müfettişin, kararın altında imzası bulunan 9 meclis üyesinin ifadelerine başvurduğu öğrenildi.
“KOMÜNİST” BAŞKAN KARARIN ARKASINDA MI?
Konuyla ilgili ilk açıklamasında Maçoğlu, “Bizim burada yaptığımız şey Dersim’in adını politikleştirmek değil, tersine halkın talepleri doğrultusunda o talebi yerine getirme meselesiydi. Karar, valilik makamına gönderildi, oranın kararına göre davranacağız” demişti.
Nereden bakılırsa bakılsın bu açıklama, altında kendi imzasının da olduğu belediye meclisinin kararını tam olarak içselleştirememe veya sahip çıkamamanın ifadeleridir. Popülaritesinin sönmesini istemeyen Maçoğlu, kaçamak cevaplar vererek dikkatleri üzerinden atmaya çalışmaktadır. Fakat asıl dikkati bu şekilde çekmiş, “tabela” meselesi onun için turnusol kağıdı görevi görmüştür.
Dersim ismi konusunda devrimci-demokrat kamuoyunun duruşu nettir. Faşizm bir halkı boyunduruk altına almak için, etnik ve mezhepsel kırımlarda bulunmasının hiçbir kabul edilirliği yoktur/olamaz. Katliamı zihinlere kazımak için değiştirdikleri kentin ismini Dersimliler hiçbir zaman kabul etmedi/etmeyecek. Dersimliler için resmi kağıtlarda, tabelalarda ne yazıldığının pek bir önemi yoktur. Önemli olan, Dersim’in mücadele geleneğinin zihinlere kazınmış olmasıdır.