KARTAL- Direnişlerini Birleşik Metal-İş Sendikası’nın Bostancı’daki genel merkezi önüne taşıyan Valfsan işçilerine sendika yöneticilerinin saldırısıyla ilgili olarak BMİS Genel Yönetim Kurulu bir açıklama yayımladı.
Valfsan’da direnen işçiler, işten atılan işçilerin geri alınması, oluşabilecek işçi kıyımının önüne geçilmesi ve işçi temsilcilerinin görevden alınıp adil bir seçim yapılması talebiyle direnişlerini sendika önüne taşımışlardı. BMİS Yönetim Kurulu’nun işçilerin taleplerine çözüm üretmek yerine onları hedef alması ve sendika karşıtı bir tezgahın aparatı olarak suçlaması tepki çekti.
“Sendikamız Birleşik Metal-İş aleyhine işçi düşmanı şer odaklarının çabaları nafiledir” denilen açıklamada polisin, direnişçilerin önünü açtığı ve onları savunduğu iddia edilerek bu durumun sendika karşıtı tezgâhın göstergesi olduğu savunuldu.
Metal işkolunda toplu iş sözleşmesinin kritik aşamada olduğu, işçilerin taleplerinin sendikanın eline olmadığı ve şu an gerçekleşmesinin olası olmadığı savunulan açıklamada işsizliğin faturasının sermayeye değil de sendikaya ödetilmek istendiği iddia edildi.
İşçiler ise Twitter’dan “Direnişimizin 41. Gününde sendikamız önündeki direnişimiz sonlanmış olup sendika yöneticilerimizle yarın 17:00’da bir görüşme gerçekleştirilecektir.. Direnişimizin 42. Gününde Fabrika önünde Direnişimizi devam ettireceğiz. Dayanışma ile kazanacağız.” açıklamasında bulundu.
Birleşik Metal İş’in açıklaması şu şekilde:
“BASINA ve KAMUOYUNA (20.11.2019)
Sendikamız Birleşik Metal-İş aleyhine işçi düşmanı şer odaklarının çabaları nafiledir.
AKP hükümetinin yanlış politikaları ve ekonomik dalgalanmalar nedeniyle işsizlik oranları cumhuriyet tarihinin %15’ler gibi en yüksek zirvesini görmektedir.
Sendikamızın örgütlü olduğu Valfsan işyerinde, yaklaşık bir yıldır işlerin düşmesi, üretimde daralma ve söz konusu işçilerin yasadışı eylemi gerekçe gösterilerek işveren tarafından, on işçinin iş akitlerine son verilmiştir. Sendikamızın bütün çabalarına ve tüm yolların tüketilmesine rağmen işçilerin işe iadesi gerçekleştirilememiştir.
İşçilerin beşi iş kanunun 25/2’inci maddesine dayanarak kıdem ve ihbar tazminatı verilmeksizin çıkarılırken; beş işçi ise tazminat hakkı tanınarak çıkarılmıştır. İş akitlerine son verilen işçilerin istekleri üzerine, sendikamızın çabasıyla işveren, tüm işçilerin kıdem-ihbar tazminatlarını ödemiştir. Bunlara ilaveten ikale sözleşmesi yoluyla dört maaş ödeme koşulu sağlanmıştır.
Fakat işçiler bu rakamları yeterli bulmayarak on altı maaş talep etmişlerdir.
İşverenin bu teklifi kabul etmemesi üzerine sendikamız hukukçuları tarafından işçilerin işe iade davası açılmıştır.
Sendikamızın ilgili şube yöneticilerinden, genel merkez yönetimine kadar tüm yetkili organlar, işçilerle sürecin her safhasında görüşmüş, gelişmeleri paylaşmıştır. Fakat geldiğimiz noktada işten çıkarılan işçilerin tutumu sermaye karşıtı olmaktan çıkmış ve sendikamız karşıtı bir kampanyanın aparatına dönüşmüştür. İşten çıkarılan işçiler, Sendikamız Genel Merkezi önüne gelerek pankart açmış, sendikamız temsilcilerine ve yöneticilerine iftira ve tehditler savurmuşlardır.
Sendikamızın en küçük eylemine tahammül göstermeyen, Eskişehir’de tazminatlarını ve beş aydır maaşlarını alamayan, ekmek mücadelesi veren işçilerin ağızlarının içine kadar gaz sıkan, işçileri hastanelik eden polisin, sendikamız önünde yol kapatarak, tehditler savuranların önünü açarak saatlerce onları savunması, sendikamız karşıtı kurulan tezgâhı apaçık gözler önüne sermektedir.
Ayrıca bir siyasi partinin, işini kaybetmiş işçilerin mağduriyeti üzerinden, sendikamıza karşı yürütülen bu kara tezgâhın parçası olarak, hasmane tutum sergilemesi düşündürücüdür.
Sendikamız, Valfsan’da ve birçok işyerinde, tüm işçileri sevindiren emsal sözleşmeler imzalamışken, ayrıca yüz elli bin metal işçisini ilgilendiren, işkolu toplu iş sözleşmesinin en kritik aşamalarına geliniyorken, sendikamız karşıtı yürütülen bu kampanya ibretliktir.
İşten atılmış üyelerimizin, işten atılmanın verdiği psikolojiyle sergiledikleri bazı davranışlar bir noktaya kadar anlaşılabilir fakat on altı maaş ilave tazminat, geri işbaşı yaptırma gibi sendikamızın elinde olmayan ve şu an gerçekleşme olasılığı mümkün görülmeyen talepleri dayatarak işsizliğin faturasını sermayeye değil de sendikamıza ödetmeye çalışmak sadece işverenlerin işine yarar.
Sendikamız 72 yıldır olduğu gibi bugün de başta üyelerimiz olmak üzere tüm metal işçilerinin, hak ve özgürlükleri korumak, geliştirmek, emeklerini büyütebilmek için onurlu mücadelesini sürdürmeye devam edecektir.
BİRLEŞİK METAL-İŞ
Genel Yönetim Kurulu”