Özgür günler uğruna zaferi adımlamak ve ona ulaşmak, sınıf mücadelesine girmiş her devrimcinin, her militanın vazgeçilmez isteğidir. Bu uğurda ödenen her bedel, verilen her şehit, günümüze dek uzanan bir zincirin halkalarını oluşturmaktadır. Geleceğe uzanan bu zincirde birbirine kopmaz bağlarla bağlı her bir halkada; bütün ömürleri devrime adanmış, yaşamları sayısız fedakarlık ve zengin mücadele deneyimleriyle dolu, isimleri, mücadele deneyimleri gazete sayfalarına sığmayacak kadar çok yüzlerce değerimiz vardır…
Dünyada yeni bir çağ açan Büyük Ekim Devrimi’ne bizzat katılan, Mustafa Suphi, ülkemizde Komünist Partisinin kurucusu ve ilk önderidir. O dönemler işgal altında olan Anadolu’da emperyalist işgale karşı mücadeleyi, sosyal kurtuluş mücadelesiyle birleştirmek için 14 yoldaşıyla birlikte ülkeye dönerlerken Kemalistler tarafından katledildiler. Böylelikle ülkemiz emekçi halkı proletarya önderliğinden mahrum bırakılmak istendi.
Mustafa Suphi TKP’si bugün Proletarya Partisi şahsında yaşıyor. 24 Nisan 1972’de İbrahim Kaypakkaya ve yoldaşları tarafından yeniden kurulan Komünist Partisi de tıpkı Mustafa Suphi TKP’si gibi kısa sürede önemli kayıplar verdi.
Dersim dağlarında faaliyet yürüten Proletarya Partisi militanları Vartinik Mirik mezrasında ilk büyük kayıplarını verdiler. Tarihin o durdurulamaz akışı devam ediyordu Parti üyelerinden Ali Haydar Yıldız, 24 Ocak’ta doğduğu Dersim topraklarına tohum oldu. Ardından çatışma alanından yaralı olarak kurtulan Parti kurucusu komünist önder İbrahim Kaypakkaya, 29 Ocak 1973’te tutsak düşerek 18 Mayıs’ta Diyarbakır işkencehanelerinde katledildi. 25 Ocak 1973’te İstanbul’da şehit düşen Meral Yakar, Proletarya Partisi’nin ilk kadın şehidi olarak tarihteki yerini aldı.
Proletarya Partisi İbrahim Kaypakkaya’dan sonra üç genel sekreterini daha savaşın içinde şehit verdi. 1981 Eylül’ünde Süleyman Cihan işkencede katledildi. 1987 Mayıs’ında Kazım Çelik destansı bir çatışmada Elazığ Palu’da şehit düştü. Yine 1997 Kasım’ında Mehmet Demirdağ Tokat’ın Ese Yaylası’nda bir direniş destanı yaratarak silah elde toprağa düştü.
Günümüze kadar yüzlerce militanını ve kadrosunu savaşın içinde şehit veren Proletarya Partisi, şehitleri anmanın; onların mücadele deneyimlerinden öğrenmek, savaşı onlardan devralarak daha da yükseltmek demek olduğundan yola çıkarak 1978’de yapılan 1. Konferansı’ında her yılın Ocak ayının son haftasını “Parti ve Devrim Şehitlerini Anma Haftası” olarak ilan etti.
Her Ocak ayının son haftasında parti ve devrim şehitlerini; dağlarda, fabrikalarda, emekçi semtlerde, okullarda kısacası hayatın her alanında daha bir coşkuyla anıyor, onlardan öğreniyor, geleceği adımlıyoruz.
Bir Partizan Okuru