HABER MERKEZİ- Halfeti’deki işkence iddialarına dair açıklama yapan bölge baroları, “İşkenceyi yapanların yargı önünde hesap vermesi için her türlü hukuki girişimlerde bulunacağımızdan hiç kimsenin kuşkusu olmasın” dedi.
Urfa’nın Halfeti ilçesi Dergili Mahallesi’nde 18 Mayıs’ta yaşanan çatışma ardından gözaltına alınan isimlere uygulanan işkenceye ilişkin bölge baroları ortak bir açıklama yaptı. Adıyaman, Ağrı, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Hakkari, Iğdır, Mardin, Muş, Siirt, Urfa, Şırnak, Dersim ve Van barolarının imzasını taşıyan açıklamada, Halfeti ve Bozova ilçelerine bağlı köylerde çok sayıda kişinin gözaltına alındığı, şüphelilerin gözaltına alınması sırasında ve gözaltında kaldıkları süre boyunca kötü muamele ve işkenceye uğradıklarının iddia edildiğine dikkat çekti.
‘SAVUNMA HAKKI KISITLANAMAZ’
Açıklamada, “Biz insan haklarını ve hukuku savunmayla mükellef olan barolar olarak açıkça belirtiyoruz ki; soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında avukatın, şüpheli veya sanıkla görüşme, ifade alma veya sorgu süresince yanında olma ve hukuki yardımda bulunma hakkı engellenemeyeceği gibi, vekaletname aranmaksızın şüpheli veya sanık müdafii ile her zaman ve konuşulanları başkalarının duyamayacağı bir ortamda görüşebilir, yazışmaları da denetime tabi tutulamaz. Bu hak ve dolayısıyla savunma hakkı kısıtlanamaz. Buna aykırı davrananlar ve bununla ilgili kolluğa emir verenler açıkça suç işlemektedirler” denildi.
‘İŞKENCE CEZASIZ KALIYOR’
İnsan varlığına ve onuruna karşı yapılan en aşağılık saldırı olan işkence, sorgulama ve cezalandırma yöntemi olarak kolluk birimlerinde birçok soruşturmanın parçası haline getirildiğini kaydeden barolar, şöyle devam etti: “Yetkili birimlerin yalanlamaları, üstünkörü geçiştirip bu konuyu soruşturma gereği dahi hissetmemelerine karşın işkencenin varlığı tartışma götürmeyen bir olgu haline gelmiştir. Gerek somut olayda gerekse de daha önce yaşanmış vakalarda kolluk birimlerinde işkence yapıldığının tespit edilmesine rağmen yapılan suç duyuruları sonuçsuz kalmış ve işkenceyi yapanlarla ilgili herhangi bir hukuki girişim ve yaptırım gerçekleşmemiştir. Türkiye’nin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin İşkence Yasağı Başlıklı 3’üncü Maddesi’nde belirtildiği gibi ‘Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya işlemlere tabi tutulamaz.’
HUKUK MÜCADELESİ SÜRECEK
Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmakla mükellef olan barolar olarak işkenceyi ülkeden söküp atana dek hukuk mücadelesini sürdürecekleri belirtilen açıklamada, “İşkenceyi yapanların yargı önünde hesap vermesi için her türlü hukuki girişimlerde bulunacağımızdan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.Varlığımızın temeli olan hukukun üstünlüğünü bu ülkede hakim kılana dek durmadan çalışacağımızı belirtiyoruz. Yaptığımız bu açıklamada amacımız; insan haklarını ve hukuku hiçe sayan, avukat meslektaşlarımıza karşı mevzuata aykırı tutum sergileyip, hukuksuzluğu dayatan zihniyete karşı insan haklarına ve hukuka sahip çıkmak ve savunmaktır. Bu temelde soruşturma sürecinin insan haklarına ve hukuka uygun bir şekilde sonuçlanmasını diliyor, kamuoyu ile saygıyla paylaşıyoruz” ifadelerine yer verildi.