HABER MERKEZİ- Bodrum S Tipi Kapalı Hapishanesi’ndeki Ali Doğan Aktay, Adalet Bakanlığı’nın “özel” talimatıyla tek kişilik hücrede tutuluyor.
Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre, Bodrum S Tipi Kapalı Hapishanesi’nde tutulan Ali Doğan Aktay, Adalet Bakanlığı’nın “özel” talimatıyla aylardır tekli hücrede tutuluyor. 2016 yılında Muş’un Varto ilçesinde evine yapılan baskınla gözaltına alınıp “örgüte üye olmak” ve “patlayıcı madde bulundurmak” iddiasıyla tutuklanan Ali Doğan Aktay, Muş E Tipi Kapalı Hapishanesi’ne konuldu. Burada 6 ay tutulan Aktay, hiçbir gerekçe gösterilmeden Kırıkkale F Tipi Kapalı Hapishanesi’ne sevk edildi. 5 yıl boyunca burada tutulan Aktay, Hapishanede çıkan tünel nedeniyle 2 Ekim 2021 tarihinde isteği dışında Bolu F Tipi Kapalı Hapishanesi’ne sevk edildi.
Bakanlığın “Özel” talimatı
Bolu F Tipi Kapalı Hapishanesi’nde tutulduğu sırada ziyaretine giden kardeşi Ezgi Aktay, ağabeyinin tek başına tutulduğunu öğrendi. Bu durumu idareye sorduklarını belirten Aktay, kendilerine herhangi bir bilgi verilmediğini paylaştı. Israr üzerine idarenin “hastaneye götürdük, o nedenle tek başına tutuyoruz” şeklinde yanıt verdiğini paylaşan Aktay, daha sonra ağabeyinin ısrarları üzerine idarenin “Adalet Bakanlığı’nın talimatı nedeniyle tek başına tutuyoruz” şeklinde itirafta bulunduğunu aktardı. Ezgi Aktay, “İlk başlarda sürekli farklı bahaneler öne sürdüler. Daha sonra gerçeği öğrendik. Adalet Bakanlığı’nın özel talimatı nedeniyle tek başına tutuyorlardı” dedi.
Kabul etmeyince tek kişilik hücre
Ezgi Aktay, ağabeyinin Bodrum S Tipi Hapishanesi’ne zorla sevk edildiğini görüşe gittiği Bolu Hapishanesi’nde öğrendiğini belirtti. Ağabeyinin 4 aydır Bodrum S Tipi Hapishanesi’nde olduğunu belirten Ezgi Aktay, “Bodrum S Tipi Hapishanesine kadar gittim, bilgi vermediler. ‘Biz bilgi veremeyiz, psikologlar arayacak’ denildi. Biz de bilgi alma konusunda ısrarcı olduk. O şekilde öğrendik. Orada da siyasi tutuklular yoktu. Uzun bir süre boyunca adli tutuklular ile tutulmak istendi. Kabul etmeyince tek kişilik hücreye atıldı” diye kaydetti.
Dışarıya yansıtmasına engel
Ağabeyinin Kırıkkale, Bolu ve Bodrum’a zorla sevk edildiği sırada temel ihtiyacı olan bazı eşyalarının verilmediğini ve eşyalarının kaybedildiğini paylaşan Aktay, “Şu anda dışarı ile iletişim kurması engelleniyor. Ne gazete veriliyor ne dergi. Hiçbir iletişim aracına abone olamıyor. Ayrıca temel ihtiyaçlarını götürdüğümüzde idare, ‘bunlar kantinde var’ deyip vermiyorlar. Kantinde ise bu ihtiyaçlar çok fahiş fiyatlarda satılıyor. Ayrıca şu anda S tipinde bulunan 9 siyasi tutuklu var. Onlar ile aynı yere koymuyorlar. En son 3 hafta önce görüşe gittiğimde mektup ve faxların da gönderdiği yerlere ulaştırılmadığını öğrendim. İdare, ‘kurumu kötülüyor’ diye gerekçe göstererek, göndermeyip geri veriyor” diye belirtti.
‘Aile de cezalandırılıyor’
Ağabeyinin şu anda havalandırma ve sohbet hakkının da engellendiğine işaret eden Ezgi Aktay, ağabeyinin “ağırlaştırılmış müebbet” hapis cezası olduğunu ifade etti. Ağabeyinin ilk başta iki suçlama nedeniyle 20 yıl ceza aldığını ancak cezanın İstinaf Mahkemesi’nden, “orantısız” olduğu gerekçesiyle 16 yıla indirildiğini aktaran Aktay, bu cezanın da şu anda Yargıtay’da olduğunu vurguladı. Ezgi Aktay, “Şu anda iki çocuğu var ve uzak olduğu için onlarla görüşemiyor. Amaç zaten bu. Aileyi de cezalandırmak istiyorlar. Hem kendisini hem de aileyi sindirmek, korkutmak için bunu yapıyorlar” ifadelerini kullandı.
‘Ses çıkarmalı’
Ezgi Aktay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Adalet Bakanlığı ‘tek kalacak’ talimatını verirken neyi amaçlıyor? Zaten ağır şartlar altında tutulan tutsakların bir de hücre kontrolünde tutulması istenirken ne planlanıyor? Son dönemlerde cezaevlerinde yaşanan hukuksuzluklar, işkenceler, cezaevinden çıkan cenazeler her aile gibi bizi de tedirgin etmekte. Bütün bunların nasıl bir izahatı olabilir. Kürt halkı yıllarca haksız, hukuksuz bir şekilde zindanlara atıldı, Faili meçhul cinayetlerle öldürüldü. Binlerce insan evlatlarına hasret yaşadı ki hala cenazesini dahi bulamayan aileler var. Bütün dünya halkları, Kürtler üzerinde oynanan bu kirli savaşın bir parçası olmak yerine karşısında durmak için ses çıkarmalıdır.”
‘Kürtler direniyor’
Kürtlerin dilinin, kültürünün yok sayıldığını belirten Ezgi Aktay, buna rağmen Kürtlerin hiçbir zaman boyun eğmediğini belirtti. Kürtlerin “yok” saymalara karşı direnmeye devam ettiğini dile getiren Aktay, “Bütün halklar yaşanan bu sistematik imha ve inkar politikalarına karşı duyarlı olup tek yürek olmalıdır” diye kaydetti.