Aysel Tuğluk’la aynı hücreyi paylaşan tutsak Partizan Gazel Bulut’tan mektup

İSTANBUL- Tutsak Partizan Gazel Bulut gazetemize mektup yollayarak bir süredir aynı hücreyi paylaştığı ağır hasta tutsak Aysel Tuğluk’un sağlık durumunun giderek kötüleştiğini anlattı.

Kocaeli 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde tutsak bulunan Gazel Bulut hasta tutsaklara yönelik saldırının pandemi dönemiyle arttığını söyleyerek Aysel Tuğluk’un da bu saldırılara doğrudan maruz kaldığını yazdı.

Bulut’un mektubunun tamamı şu şekilde:

“Geçmişten günümüze muhalifler, yurtsever devrimciler, sosyalistler söz konusu olduğunda iktidarlar için hapishaneler unutturulmaya çalışılan mekanlar olmuştur. Ağır tecrit altında türlü saldırılarla iradeleri teslim alınmaya çalışılmış, gayri insani yaşam koşulları altında madem iradesini teslim alamıyoruz, o zaman sağlığından eder işlevsiz hale getiririz denilmiştir. Her ne kadar insanı merkeze alan kanunlar yapıldığı söylense de çoğu zaman kanun hükümlerinin üzerinde iktidarın politik ihtiyaçlarına göre şekillenen uygulamalar devreye konulmuştur.

“Son yıllarda yönetememe krizi, AKP-MHP iktidar ortaklığına ülke tarihinde görülmemiş bir hapishane doluluk oranıyla rekor üstüne rekor kırdırmıştır. Hapishanelerdeki bu yoğunluk tutsaklar açısından koşulların ağırlaşmasına, çoğu zaman temel ihtiyaçlara erişimleri dahi imkansız hale gelmiştir. Son iki yılda pandeminin de etkisiyle bu durumdan en çok etkilenenler şüphesiz hasta tutsaklar oldu. Sağlığa erişimde türlü engellerle karşılaşıp, tam teşekkülü hastane raporları almalarına rağmen hasta olduklarını ATK’ye ya da infaz savcılıklarına ispatlamak, “numara” yapmadıklarına ikna etmek zorunda bırakıldılar. Çoğu zamanda yaşamlarının son günlerine gelmeyene kadar ikna edemediler. Genellikle ATK’den olumsuz sonuçlarla döndüler. Ne tutsakların ne de ailelerinin çığlıkları duyuldu. Karar mercileri hasta tutsaklar karşısında görmediler, duymadılar, bilmediler, unutturmayı tercih ettiler. Tıpkı Aysel Tuğluk’a yapılanlar, yaşatılanlar gibi.

“Aysel Tuğluk, Gültan Kışanak’ın “Kürt Siyasetinin Mor Rengi” kitabında belirttiği gibi “O güzel gençler, kadınlar ne yapmak istiyorlardı?” sorusuna cevap aramak için çıkmıştı bu zorlu yolculuğa: adalet yolculuğuna…

“Avukat olduğunda en başta adalete en çok ihtiyacı olanları ziyaret etmişti hapishanelerde. Ardından insan hakları savunuculuğuna başlamış, kadınların siyasette eşit temsiliyetinin savunuculuğunu yaparak Türkiye siyasetinde erkek bürokrasisinin güç kaybedip, kadınların daha aktif rollerde yer almalarının öncülüğünü arkadaşlarıyla birlikte yapmıştır. Aysel adalet arayanların yüreğinde umut tohumları yeşertmek için gittiği hapishanelerin birinde şimdi adaletin yerini bulmasını bekleyen bir hasta tutsak.

“Bir süredir Aysel Tuğluk’la aynı hücreyi paylaşmam nedeniyle hastalığının ağırlığını ve her geçen gün ilerleyişini gözlemlemekteyim. Kamuoyunda alanında uzman hekimlerin demans hastalığının ilerlemesinde hapishane koşullarının geri dönülmez sonuçlar doğuracağını sürekli tekrarlamalarına, iki yıldır devlet hastanesinin teşhisi ve tıp fakültesinin raporuna rağmen tahliye edilmemiş olması hastalığın ilerlemesinde etkili olmuş ve Aysel Tuğluk artık tek başına hayatını idame ettiremeyecek hale gelmiştir. Geçen süre içerisinde üç kez ATK’ye gitti, her gidişi türlü eziyete ve bir yığın soruna dönüştü. Aysel gibi göz önünde bir siyasetçiye bunlar yaşatılıyorsa yüzlerce hasta tutsağın sağlık hakkını kullanımı ve rapor sürecinde yaşadıklarını tahmin etmek zor olmasa gerek. Yaklaşık bir ay önce ATK’ye yeni rapor süreci için tekrar gitti. Geldiğinde yaşadıklarını her ne kadar anlatamasa da biz tüm bu bürokratik süreçlerin Aysel şahsında tüm hasta tutsaklar üzerinde nasıl bir eziyete döndüğünü yüreğimiz yana yana gözlemledik. Artık son kararı bekliyoruz. Aysel Tuğluk’a yapılanlar ve yaşatılanlar onun şahsında milyonlarca kadına ve kadın mücadelesine verilmeye çalışan bir gözdağıdır. Kadınlar unutmayacak, unutturmayacaktır şüphesiz…

Gazel Bulut”