1944 yılında Atina Kaiseriani’da Nazi işgalcileri tarafından kurşuna dizilerek katledilen 200 komünistin yıldönümü ve yaklaşan 1 Mayıs için TKP/ML ve YKP(m-l) tarafından ortak etkinlik düzenlendi.
26 Nisan Cuma günü saat 18.00’da Kaiseriani Mahallesi meydanında toplanan kitle, Türkçe ve Yunanca “Şan Olsun İşçi ve Emekçilerin Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’a” yazılı pankart ile yürüyüşe geçti. Yürüyüşün, ilk durağı katledilen 200 komünist anısına inşa edilen anıt oldu. Burada TKP/ML ve YKP(m-l) tarafından anıta çelen bırakıldı ve saygı duruşu gerçekleştirildi. Saygı duruşu esnasında Yunanca ve Türkçe devrim ve komünizm mücadelesinde ölümsüzleşenler selamlandı.
Anıtta gerçekleşen anmanın ardından kitle, 1 Mayıs söyleşisinin gerçekleşeceği alana doğru sloganlarla yürüyüş gerçekleştirdi. “Emperyalizme, Şovenizme ve Her Türden Gericiliğe Karşı, Yaşasın Halkların Ortak Mücadelesi” yazılı pankartlar ile yürüyüş gerçekleştirildi. Yürüyüşün ardından etkinliklik alanında konuşmalar yapıldı.
YKP(m-l) adına yapılan konuşmada; 200’lerin mücadelesine, mücadele ettikleri tarihsel sürece ve bıraktıkları mirasa değiniler yapıldı. Ardından Yunanistan’da ve dünyada 1 Mayıs’ın proletarya açısından ne anlam ifade ettiğine, 1 Mayıs’ın işçi ve emekçilerin mücadele günü olduğu perspektifi ile hareket edilmesi gerektiğine dikkat çekildi. Ayrıca güncel olarak reformistlerin ve sarı sendikaların 1 Mayıs eylemlerinin içini boşaltma ve sistem içi politikalarını kitlelere taşımaya yönelik hamlelerinin teşhir edilmesi gerektiği belirtildi.
Ardından TKP/ML adına yapılan açıklamada, bu yıl dünya çapında hangi koşullar altında 1 Mayıs’a gidildiğine dair vurgular yapıldı: “İçinden geçtiğimiz bu süreç, emperyalizmin dünya halklarının bugününü ve geleceğini daha fazla tehdit altına aldığı bir süreç olarak karşımıza çıkıyor. Gerici sistemin yapısal krizlerinin ağırlığının artırıyor oluşu, tüm dünyada daha fazla baskı ve hak gaspını da beraberinde getiriyor.” denildi. Son yıllarda birçok ülkede gerici egemenler tarafından inşa edilmeye çalışılan baskı yasalarına dikkat çekilirken “Hemen hemen tüm ülkede, işçi ve emekçilerin kazanılmış hakları gerici iktidarlar tarafından geri alınmaya çalışılırken, karşılığında halkın direnişinin önünü kesmek adına yeni güvenlik ve baskı yasaları hayata geçiriliyor. Kimi ülkelerde bu yasalar halkın her türlü meşru karşı duruşunu ‘terör’ kapsamına alarak ve yargı sopası kullanılarak gerçekleşirken, kimi ülkelerde grevler dahi yasaklanıyor, kimi ülkelerde ise ‘güvenlik’ adı altında polis gibi baskı araçlarını daha fazla sahaya sürecek şekilde gerçekleşiyor. Bu yasaların biçimleri değişse de özünde gerici sınıflar tüm ülkelerde aynı şeyi hedefliyor: Halkı daha fazla sömürmek ve baskıyı artırarak direnişin önüne geçmek.” denilerek bu yasaların hangi dinamikleri hedeflediğine dikkat çekildi.
Bu yasalara ve ağır baskıların bir yönünün de 1 Mayıs’ta vukuu bulduğu ve Türkiye’de işçi sınıfının bu yasaklara karşı mücadelesinden örnekler verildi. Ayrıca 1 Mayıs’ta tüm yasaklamalara rağmen işçi ve emekçilerin bu yıl yeniden Taksim’e yürüme kararı aldığı belirtilirken, yaklaşan 1 Mayıs’ın yeniden tüm dünyada proletaryanın “tek bir ordu gibi, tek güç olarak, tek kurtuluş yolu için” sokakları doldurması için mücadele etmenin gerekliliği belirtildi.
Ayrıca tarihsel olarak 1 Mayıs’ta dünya çapında ölümsüzleşen işçi ve emekçilerin, Atina-Kaiseriani’de katledilen 200 komünistin ve 1977 1 Mayıs’ında Türkiye’de katledilen işçi ve emekçilerin mücadelede yaşamaya devam edecekleri belirtilirken, Proletarya Partisinin 52. kuruluş yılı selamlanarak, komünizm mücadelesinin kesintisiz devam ettiği belirtildi.
Yapılan konuşmaların ardından Çarşamba günü gerçekleşecek olan 1 Mayıs yürüyüşüne çağrı yapıldı. TKP/ML ve YKP(m-l) dayanışmasını selamlayan sloganlar ile etkinlik sonlandırıldı.
(YUNANİSTAN)