Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı dünyaca ünlü Assos’un yakınlarında taş ocağı kurulmak isteniyor. Assos’a 15.7 km mesafede bulunan Çamkalabak köyü sınırları içinde, 19 hektarlık alana yapılması planlanan taş ocağı için “Çevre etki değerlendirmesi gerekli değildir (ÇED)” kararı verildi. Aynı zamanda 83 hektarlık yani 117 futbol sahası büyüklüğünde bir alana ise 2032 yılına kadar geçerli taş ocağı açma ruhsatı verildi.
Çamkalabak köyüne 320 metre mesafede bulunan ruhsat alanı aynı zamanda orman arazisi. Proje alanı içinde bölgenin en bakir çam ormanı bulunuyor. Aynı zamanda Kuzey Ege için önemli bir su kaynağı olan Tuzla Çayı’na da en az 80 metre yakında.
PROJENİN RİSKLERİ ORTAYA KONULDU
Çamkabalak köyünü temsilen kurulan Asos Çamkabalak Köyü Ormanı’nı ve Tuzla Çayı’nı Koruma Platformu, taş ocağı hayata geçerse yaşanabilecek riskleri anlatarak projenin iptal edilmesini istedi. Platformun hazırladığı rapora göre taş ocağı durdurulmazsa:
- Assos bölgesinin en bakir ormanı yok olur
- Ormanın içinden geçip Tuzla Çayı’na dökülen çok sayıda dere yok olur
- Bölgede ormana bağlı yapılan küçük baş hayvancılık ve arıcılık biter
- Tuzla Çayı kirlenir, akarsu yatağı bozulur
- Tuzla Çayı’na bağlı Tuzla Ovası’ndaki tarımın verimi önemli ölçüde düşer
- Bu bölgedeki köylerde yaşayan insanların sağlıkları bozulur
- Çamiçi Mahallesi yaşanmaz hale gelir ve terk edilir
- Bölgedeki her tür turizm faaliyeti son bulur
- Bölgedeki zeytinliklerde verim düşer
“ORMANLARI VE AKARSULARI YOK EDECEK”
Taş ocağının yaratacağı risklerden bahseden platform, “ Taş ocağı proje planı doğal bir ekosistem oluşturmuş çam ormanı üzerindedir. Orman içindeki endemik çalı türleri ve dev kaya oluşumları ile bölge doğal bir sit alanı potansiyeli taşımaktadır. Orman içinde çok sayıda dere bulunmakta ve baharda akan bu dereler yüksekten Tuzla Çayı’na dökülmektedir. Taş ocağı ormanla birlikte bu dereleri de yok edecek bir projedir” ifadelerine yer verildi. Aynı zamanda 1973 yılında yayımlanan bir bilimsel çalışmada Türkiye’de orman tahribatının nedenleri olarak; aşırı faydalanma, düzensiz arazi kullanma, tarla açma, otlatma, orman yangınları gibi sadece araziyi çoraklaştıran başlıca faktörlerin sıralandığının hatırlatıldığı açıklamada, “Bugün 2024 yılında, taş ocağı için orman tahribatı yapılmasının konuşulması üzüntü vericidir. Taş ocağı, sadece ormanı değil, arazinin yapısını ve dereleri de geri döndürülemez şekilde bozar. Taş ocaklarında kullanılan ‘yüzey madenciliği’ doğaya diğerlerine göre daha çok zarar vermektedir. Çanakkale ili 2022 çevre durum raporuna göre, doğada nesli tükenme riski yüksek türler arasında listelenen bir üveyik (Streptopelia turtur), yaz aylarında sulak alanlara yakın ormanlık alanlarda görülür. Çamkalabak köyü Çamiçi Mahallesi yanındaki orman, Tuzla Çayı’na yakınlığı nedeniyle üveyik kuşu için yazlık bir yaşam alanıdır. Burada ormanın taş ocağı ile yok edilmesi bitki örtüsünü yok edeceği gibi, üveyik ile beraber ormanda ve toprakta yaşayan tüm canlıların yuvalarını kaybetmelerine neden olacak, kaçamayanlar da ormanla birlikte yok olacaktır” uyarılarında bulundu.
“İNSAN SAĞLIĞINI VE HAYVANCILIĞI BİTİRECEK”
Platform ayrıca hayvancılık ile geçimini sağlayan insanların hayvanlarını o ormanda da otlattıklarını vurgulayarak taş ocağı çalışmasının bölgede hayvancılığı bitireceğine dikkat çekti. Tuzla Çayı’nın da taş ocağı nedeniyle kirleneceği uyarısında bulunan platform, kirliliğin su ile sınırlı kalmayacağını, taş ocağının insan sağlığına da zarar vereceğini vurguladı.
Platform, “Bölgeye bol oksijen sağlayan Çamkalabak Ormanı, bölge insanının yüzlerce yıldır tertemiz bir havada yaşamasına olanak sağlamıştır. Bu bölgenin temiz havası, bozulmamış doğal dokusu şehirden uzaklaşmak isteyen insanların da ilgisini çekmiştir. Mermer ve taş ocağı işletmelerinin yeryüzünün genel yapısı, bitki örtüsü, hava, yer altı ve yer üstü sulan gibi çevre elemanlarına olumsuz yönde etkisi bulunmaktadır. Bu etkilere neden olacak taş olacağı projesi birkaç yıl içinde bu bölgeyi yaşanmaz hale getirir. Taş ocağından yükselen toz başta en yakındaki Çamiçi Mahallesi olmak üzere çevre köylerde yaşayan tüm insanların kirli ve tozlu hava solumalarına neden olur. Ayrıca oluşacak gürültü kirliği de bölgenin huzurunu yok edecektir. Taş ocağından yükselen toz, bölge insanının açık havada yaptığı ekmek pişirme, salça yapma gibi günlük yaşam alışkanlıklarını olumsuz etkiler, besinlerini kirletir. Meyve ağaçları, zeytin ağaçları toza bulanır, verimi düşer. Taş işletmeciliği faaliyetlerinin çevredeki insanların önemli akciğer hastalıklarına yakalanmalarına neden olabildiği belirtilmektedir. Ayrıca bölgede çok sayıda kuyu vardır. Taş ocağı yer altı sularını kirleterek bölge insanının içme sularının da kirlenmesine neden olup insanları hasta edecektir” şeklinde ifade edildi.
(HABER MERKEZİ)