HABER MERKEZİ- Asbest yüklü geminin söküm işlemleri için Aliağa’ya getirilmesine dair itirazlar sürerken İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) de bir rapor yayımladı. Raporda, asbestin de içlerinde yer aldığı nedenler ile 2013’ten bu yana en az 97 işçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybettiği belirtildi.
“EN AZ 97 İŞÇİ HAYATINI KAYBETTİ”
İSİG Meclisi raporuna göre 2013 yılından 2022’nin ilk 6 ayına kadar olan dönemde en az 97 işçi ezilme, patlama, zehirlenme, asbest gibi nedenlerle hayatını kaybetti. Aliağa’daki ölümlerin toplumdan saklanmaya çalışıldığı kaydedilirken, “İş cinayetlerinin yüzde 28’i gemi sökümde ve yüzde 27’si de metaldedir. Yani işçi ölümlerinin yarıdan fazlası bu iki sektörde meydana gelmektedir” bilgisi verildi.
“ALİAĞA’DA İŞÇİ ÖLÜM ORANI TÜRKİYE’NİN 30 KATINA DENK”
Raporda, “Özellikle gemi söküm sektörüne dikkat çekmek istiyoruz. Son bir yılda bu sektörde gerçekleşen 7 işçi ölümü kulağa az gelebilir. Zira Türkiye’de her yıl 2 bin civarında işçi çalışırken ölüyor. Ancak ilçede bin 500 civarında gemi söküm işçisi bulunduğunu, oran olarak baktığımızda Aliağa gemi söküm sektöründeki ölümlerin oranının Türkiye’de resmi olarak açıklanan işçi ölüm oranının 30 katına denk geldiğini belirtirsek durum daha iyi anlaşılacaktır” ifadelerine de yer verildi.
İŞ CİNAYETLERİNİN DAĞILIMI
İş cinayetlerinin yıllara, istihdam biçimlerine, iş kollarına, nedenlerine, yaş gruplarına ve örgütlülük durumuna göre dağılımı da paylaşıldı.
Yıllara göre dağılım: 2013 yılında en az 7 işçi, 2014 yılında en az 3 işçi, 2015 yılında en az 7 işçi, 2016 yılında en az 14 işçi, 2017 yılında en az 15 işçi, 2018 yılında en az 14 işçi, 2019 yılında en az 7 işçi, 2020 yılında en az 14 işçi, 2021 yılında en az 11 işçi ve 2022 yılının ilk 6 ayında en az 5 işçi hayatını kaybetti.
İş kollarına göre dağılım: Gemi, Tersane, Deniz, Liman iş kolunda 27 işçi; Metal iş kolunda 26 işçi; Petro-Kimya, Lastik iş kolunda 15 işçi; İnşaat, Yol iş kolunda 12 işçi; Taşımacılık iş kolunda 4 işçi; Tarım, Orman iş kolunda 2 emekçi; Ağaç, Kâğıt iş kolunda 2 işçi; Ticaret, Büro, Eğitim, Sinema iş kolunda 2 emekçi; Sağlık, Sosyal Hizmetler iş kolunda 2 işçi; Belediye, Genel İşler iş kolunda 2 işçi; Madencilik iş kolunda bir işçi; Çimento, Toprak, Cam iş kolunda bir işçi; Enerji iş kolunda bir işçi hayatını kaybetti…
Nedenlerine göre dağılım: Ezilme nedeniyle 27 işçi; Patlama, Yanma nedeniyle 19 işçi; Yüksekten Düşme nedeniyle 13 işçi; Trafik, Servis Kazası nedeniyle 8 işçi; Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 8 işçi; Nesne Çarpması, Düşmesi nedeniyle 6 işçi; Kalp Krizi, Beyin Kanaması nedeniyle 4 işçi; Şiddet nedeniyle 3 işçi; Elektrik Çarpması nedeniyle 2 işçi; Kesilme, Kopma nedeniyle 2 işçi; İntihar nedeniyle bir işçi, Kovid-19 nedeniyle bir işçi; diğer nedenlerden dolayı 3 işçi hayatını kaybetti…
Yaş gruplarına göre dağılım: 18-27 yaş arası 14 işçi, 28-50 yaş arası 61 işçi, 51-64 yaş arası 15 işçi, 65 yaş ve üstü 1 işçi, Yaşını bilmediğimiz 6 işçi hayatını kaybetti…
Raporda, “Aliağa’da iş cinayetlerinde ölenlerin 8’i (yüzde 8,24) sendikalı işçi, 89’u ise (yüzde 91,76) sendikasız. Sendikalı işçiler metal, kimya ve belediye iş kollarında çalışıyordu” bilgisi de yer aldı.
“BU GEMİNİN SÖKÜMÜNE İZİN VERİLMESİ, TÜRKİYE’NİN NASIL BİR ÇÖPLÜK HALİNE GETİRİLDİĞİNİ GÖSTERMEKTEDİR”
İSİG Meclisi raporunda, Aliağa’ya getirilmesi beklenen asbest yüklü gemiye ilişkin değerlendirmeler de yer aldı. “Dünyanın birçok ülkesinde söküm işlemi onayı almamış bu geminin sökümüne izin verilmesi, Türkiye’nin nasıl bir çöplük haline getirildiğini göstermektedir” denilen raporda, geçmişteki bir örneğe de yer verildi.
“Gemi sökümü ile tekrar gündeme gelse de asbest sorunu her yerde” denilen raporda, “Özellikle yıllardır süren kentsel dönüşüm süreçlerinde üzeri örtülen bir konu. Oysa asbest yıllarca bina yapımında kullanıldı: Çatı, yer ve tavan kaplamaları, yalıtım amaçlı püskürtme kaplamalar, yangına dayanıklı yalıtım panelleri, kaloriferler, kazanlar, asbestli çimentodan imal edilmiş ürünler, conta elemanları, atık su boruları ve derzlerde. Bu noktada asbest üzerine konuşurken sadece gemi sökümü değil kentsel dönüşüm başta olmak üzere sorunun hayatımızın her alanında karşımıza çıktığını unutmamalıyız” hatırlatmasında bulunuldu.