İSTANBUL- Munzur Çevre Derneği’nin (MÇD) düzenlemiş olduğu “Konut Sorunu, Kentsel Dönüşüm Saldırısı, Gasp Edilen Barınma Hakkı” konulu panel gerçekleştirildi. Bilgi Üniversitesi Mimarlık Fakültesinden Öğretim Üyesi Dr. Emrah Altınok ve Sinan Logie’nin sunumlarıyla yer aldığı panelde ayrıca “Filistin Mahallesi” belgeselinin gösterimi yapıldı.
MÇD’nin düzenlemiş olduğu “Konut Sorunu, Kentsel Dönüşüm Saldırısı, Gasp Edilen Barınma Hakkı” adlı panele yoğun katılım sağlandı. Okmeydanı Çevre ve Güzelleştirme Derneği, Hozat-Torut köyü Derneği, Anadolu Yakası Dersimliler Derneği, HDP Bingöl Kiği İlçe Yönetimi, Geyiksuyu Çevre Derneği, Gülensu – Gülsuyu Güzelleştirme Yardımlaşma ve Kültür Derneği, TKP, halk sanatçısı Pınar Aydınlar ve Mehmet Ekici katıldı.
Yasin Serindere ve Özgür Cihan Uçar’ın “Filistin Mahallesi” belgesel çalışmasının gösterimi ile başlayan etkinliğin ardından, 1 Mayıs Mahallesi Gecekondu Direnişi’nde ölümsüzleşenler adına saygı duruşu yapıldı. Saygı duruşunun ardından Dr. Emrah Altınok “Konut, Dönüşüm ve Eko-Sosyalist Geleceğimiz” sunumuna başladı.
Altınok, İstanbul coğrafyasında yapılaşmanın kentsel büyüme (1950-1980), yoğunlaşma-saçaklanma (1980-2000) ve aşırı kentleşme (2000 sonrası) olarak üçe ayrıldığına dikkat çekti.
PLANSIZLIK, PLANLI BİR YIKIMI İÇERİYOR
2000 sonrasında İstanbul’un eşiklerinin aşıldığını ve bu dönemde çarpık-yıkıcı kentleşmenin kontrolsüzce geliştiğini belirten Altınok; 2000 sonrası yapılaşmayı “plansız planlılık”, “azman (alt) kentleşme” ve “merkezi çeper talep eden/ kendi merkezini yaratan orta ve üst sınıf” kategorilerine ayırdı. Bununla birlikte 2000 sonrası plansız kentleşmenin yaratılmasında devletin göz yummaları, sermayeye peşkeş çekilmesiyle birlikte düzensiz yapılanma ve ‘99 depremiyle boşluk oluşan inşaat sektörünün kontrolsüz büyümesi olarak görüldüğünü belirtti.
Sunumunun devamında konut konusunda 2000-2001 krizine değinen Altınok, 2000-2001 krizinin kapitalist sermayedarların fazla sermayeden inşaat sektörüyle kurtulmaya çalıştığına ve kriz şartlarının yeni bir söylem ile geldiğini belirtti. Altınok, AKP iktidarının 2002 seçimlerindeki öne çıkan politikasının “sosyal konut projeleri” olduğu ve bu politikanın krizden kurtuluş anahtarı olarak görüldüğünü ancak bunun krizden kurtarmadığını, krizi daha da derinleştirdiği vurguladı.
Sunumunda sosyal konutun kapitalist unsurun işlevini sürdürmesinde araç işlevi gördüğünü ve bu işleviyle her konutun tüketiciyi “kapsül” formunda olduğuna yer veren Altınok sosyal konutun insanları borçlandırarak sisteme entegre ettiğine dikkat çekti. TOKİ gibi hızlı yapılan imar planlamaların insanları yaşamdan koparacak biçimde dizayn edildiğini belirtildi. Ayrıca Altınok, buradan elde edilen kârların ise ciddi boyutlarda olduğuna dikkat çekti.
HALKIN KATILIMI OLMAKSIZIN YAPILAN PLANLAMALAR
Öğretim üyesi Sinan Logie sunumunda yapılan imar planlarının bölge halkının katılımı olmadan yapıldığı için “yaşayan bir kent” olgusundan ziyade iç içe sıkıştırılmış insanlar kenti yaratıldığını dikkat çekti. Sinan Logie’nin “Gülsuyu Gülensu’ya Özgü Mimari Tasarım Rehberi” adlı sunumunda yapılan imar planlarının mahalle/bölge dokusundan uzak olduğu, sadece daha fazla rant ve kârın nasıl elde edileceği ile alakalı olduğunu belirtti.
Mahalle dokusuna uygun planlamalarının bölge halkının katılımıyla ancak “ideal” bir dönüşüm olacağını belirtti. Sinan Logie, onun dışında kalan planlamalarının halkın ihtiyaçlarından, yaşam koşullarından uzak olacağı ve dolayısı ile kâr odaklı olduğunu belirtti.
Sunumların ardından soru cevaplar ile panel sona erdi.