ANKARA- Dersim’de ölümsüzleşen halk savaşçılarının cenazelerinin teslim edilmemesine ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Genel Merkezi’nde basın açıklaması düzenlendi. Yapılan açıklamayla devletin ailelere ve cenazelere dönük işkence politikasının sonlandırılması ve cenazelerin teslim edilmesi istendi.
6-9 Eylül ve 1-4 Ekim tarihleri arasında Dersim’de yaşanan bombardımanda ölümsüzleşen halk savaşçılarının cenazelerinin ailelerine teslim edilmemesine ilişkin İHD Ankara Genel Merkezi’nde basın açıklaması gerçekleştirildi.
Partizan Şehit ve Tutsak Aileleri (PŞTA), Yeni Demokrasi Aileler Birliği (YDAB), Ölümsüzlerin ve Tutsakların Sesi Platformu (ÖTSP) ve HDP adına bir ortak açıklama yapıldı. Yapılan açıklamaya Kızıl Bayrak Gazetesi ve Karala Dergisi destek verdi.
‘DEVLET CENAZELER ÜZERİNDEN PSİKOLOJİK BİR SAVAŞ YÜRÜTÜYOR’
Kurumlar adına yapılan açıklamada, devletin devrimci ve yurtseverlerin cenazeleri üzerinden bir psikolojik savaş yürüttüğü ifade edilirken, “DNA testi yapılacağı gerekçesiyle cenazelerimiz haftalarca, aylarca ailelerine teslim edilmiyor, kimsesizler mezarlığına defnediliyor ve yine cenaze törenleri üzerinden faşist bir devlet terörü estiriliyor. Cenazelerimiz üzerinden izlenen bu politika ailelere yönelik bir cezalandırma, yıldırma siyaseti olarak işlev görürken esas olarak emekçi ve ezilenlerin haklı mücadelelerini bastırma, halkta gözdağı yaratma amacı taşıyor” denildi.
ATK’LAR PSİKOLOJİK SAVAŞIN PARÇASI HALİNE GELDİ
Gerilla cenazelerinin kimliğinin devlet tarafından açıklandığı ifade edilen açıklamada, “Devletin cenazelerimiz üzerinden ailelere yaptığı işkence ve zulmün son örneklerinden biri 6-9 Eylül ve 2-4 Ekim tarihlerinde Dersim Ovacık’ta gerçekleştirilen bombardıman sonrasında ortaya çıktı. Hayatını kaybeden gerillaların isimlerini doğrudan İçişleri Bakanı açıklamasına karşın Erol Volkan İldem ve Fadime Çakıl’ın cenazeleri “vücut bütünlüğü bulunmadığı, DNA testi yapılacağı” gerekçesiyle ailelerine teslim edilmedi.”
“Malatya ATK, normalde bir günde yapılması gereken işlemleri pandemiyi bahane ederek iki haftada yaparken örneklerin gönderilmiş olması gereken İstanbul ATK ise dipsiz bir kuyu gibi hiçbir talebe cevap vermemektedir. Adli Tıp Kurumları, doğrudan İçişleri Bakanlığı’nın yönlendirmesiyle psikolojik savaşın bir aracı haline getirilmiş, haklı mücadeleler karşısında bir baskı ve savaş aygıtına dönüştürülmüş durumdadır. Bu sadece son gerilla cenazelerinde ortaya çıkan bir gerçeklik değil özellikle son yıllarda onlarca, yüzlerce örneği bulunan sistematik bir baskı ve işkence politikasıdır” denildi.
İŞKENCE POLİTİKALARI KARŞISINDA YILMAYACAĞIZ
Açıklama, “Faşizmin işkence ve katliam politikaları karşısında yılmayacak, çocuklarımızı, yakınlarımızı sahiplenmekten ve onların ideallerini yaşatmaktan bir an olsun geri durmayacağız. Duyarlı tüm kesimleri bu çığlığa kulak vermeye, sesimizi büyütmeye ve faşizmin cenazeler üzerinden uyguladığı işkence politikalarına karşı mücadelemize omuz vermeye davet ediyoruz.
ATK ve DNA İşkencesine Son Verilsin!
Cenazelerimiz Teslim Edilsin!” ifadeleriyle sonlandırıldı.