ANTAKYA- Maraş merkezli 2 deprem 10 ili yıkıcı bir şekilde etkilerken şehir merkezleri dışında hâlâ koordinasyon, arama-kurtarma çalışmaları, elektrik, su ve doğal gaz sorunları yaşanıyor.
Depremin 3. günü Antakya bölgesinde olan muhabirimiz inşaat mühendisi bir depremzedeyle röportaj gerçekleştirerek Samandağ’a geçti. Fakat telefon hatları çekmediği için bu röportaj elimize geç ulaştı. Hâlâ güncelliğini koruduğu için röportajı paylaşıyoruz.
Yeni Demokrasi: Antakya’da ne kadar evin yıkıldığı düşünülüyor?
Eski şehir, eski yapılanmaların olduğu yerler dümdüz. Bu yapılar Hatay’ın iç kısımlarında. Atatürk Caddesi’nde ayakta kalan bir iki bina var. Burası Hatay’ın en büyük caddesi, en işlek caddesi. 5 kilometrelik alanda iki katlı yapıların hepsi yıkılmış durumda, dümdüz.
Sadece Antakya’da en az iki bin üç bin binanın yıkıldığını düşünüyoruz. Bunların arasında beş katlısı, iki katlısı daha fazlası var. Ben bu sabah motosikletle mahalleleri gezdim, binaların durumunu, hasarları görmek için. Hasar alan bina yok, hepsi yıkılmış. Burada otogar bölgesi var. Oradakiler yeni binalar; hasarlı, orta hasarlı ve ağır hasarlı ama görünüşte hepsi ayakta. Bir iki tane, o görülen rezidans yıkıldı yeni binalardan. Ama oradan aşağıya inildiğinde yok.
YD: Yeni yapılmış binaların durumu nasıl?
Yüzde 80’i kullanılacak durumda değil. Benim kendi binam 2017 yapımı, dış duvarları açılmış, odaları gözüküyor. Sonrasında bir tespit yapıldı, yüzde 20’si ancak oturulabilir durumda.
YD: Antakya’da yaşamını yitirenlerin sayısı hakkında ne düşünüyorsunuz?
En az 20 bin 30 bin. Benim kendi köyümde, köylüler kendisi çıkarmış 30 ceset. Daha bir tane iş makinesi yok orada. Daha yeni yeni gelmeye başlıyor. Başlamış ama canlı olabileceğini düşündükleri yere gidiyorlar. Mesela apartman üst üste binmişse ona bakmıyorlar bile. İlk etapta kırılmış ama biraz daha açıklık olan yerlerden başlamışlar.
YD: Dün ve önceki gün herhangi bir çalışma var mıydı?
Dün vardı. Yani dün başlandı. İlk gün yoktu. İlk gün ben arabada haberleri izliyordum, Hatay’dan bahsetmiyor. Biz Otogar etrafında oturuyoruz ya, diyoruz ki Hatay’ın her yeri böyle herhalde. Toplanma alanına gittiğimizde insanların geldiğini gördük. Düne kadar buradan kimsenin haberi yoktu. Şimdi aşağısı tamamen boşaldı, bina kalmamış zaten. Ayakta kalan hiç bina yok. En iyi iki tane özel hastane yıkılmış. Dümdüz olmuş özel hastane. Bir tanesi kullanılamaz halde. Buradaki diğer hastaneler de yıkılmış. Biri de kadın doğum hastanesi. Orası dümdüz olmuş. Özel hastane mozaik hastanesinin de iki katı çökmüş sonra da yan yatmış. Defne hastanesi var. Defne hastanesinin yarısı çökmüş, yan yatmış. Devlet hastanesinin ek binası komple çökmüş. Ana binası büyük hasar görmüş. Dışarıya sahra hastanesi kurdular bugün. İl genelinde 400-500 ambulans var şu an ve bunlar çıkardıkları hastaları götürecekleri İskenderun’daki hastane çökmüş. Kırıkhan’daki hastanenin bir kısmı çalışıyor diyorlar. Kırıkhan 40 km, en yakın hastane. Oradaki hastane çalışmıyor. İskenderun’daki hastane devre dışı. Dörtyol ilçesinde bir tane hastanemiz var; 105 km, o hastane çalışıyor. Ayakta kalan tek o var.
YD: Çıkan yaralılar hakkında bir gözleminiz oldu mu?
Bugünden sonra enkazdan sağ çıkacak insan olacağını düşünmüyorum. Bugün AFAD kurtarma ekibinden birileriyle görüştük. Yani bugünden sonra artık kepçelerle kaldırıp atılır moloz, öyle dendi. Canlı çıkma ihtimali çok az yani. İlk gün yardım gelmedi. Ne telefon çekiyordu ne radyo. Bugün hâlâ elektrik yok. Antakya’da da yok ilçelerde de yok elektrik. Köylere şu an müdahale bile edilmiyor. Buradaki ambulanslar yaralı çıkarıyorsa, eğer yaralıysa götürdükleri, bir günde en az 10 bin tane yaralı çıkarıyor yani. Buradan alıp İskenderun’a, orada gemi var. Oradan da Mersin’deki hastanelere taşınıyor. Ama bu yaralılar uzun yolda nasıl götürülür, nasıl etkilenilir bilemiyoruz. Ambulansların hepsine doktor konulamaz, orada müdahale edilmiyor. Sadece taşınıyor. O taşınanların kaç tanesi kurtulur, çünkü mesafe çok uzun.
YD: Şu an bizim gözlemlediğimiz kadarıyla burada bir kaos var. Herkes kendi başının çaresine bakmaya çalışıyor. Sizin yorumunuz nedir burasıyla ilgili.
Şu an burada hiç polis yok; çünkü polislerin hepsi kendi ailelerinin evinde. Burada polis merkezi de yıkıldı. Medya da yer almıyor yıkım. Dün ben Adana’ya gittim; orada haberleri izledim. Tamam yıkılmış ama sanki 10 tane 15 tane bina yıkılmış gibi. Zaten köylere hiç müdahale yok. Köylü kendi eliyle çıkarıyor cenazesini. İlk gün hiç gelen olmadı. İkinci gün 5 tane bakan geldi. Önce tarım bakanı sonra 4 bakan geldi. Sağlık bakanının konuşmasını dinledim, ağlayarak konuşuyor çünkü sağlık çalışanları enkazın altında kalmış. İskenderun’da hastane yıkılmış, böyle katlanmış yani. Orada çalışanlarda gitti hastalar da. Yani şehrin içinde ben en az 2 bin binanın yıkıldığını düşünüyorum. Bugün iki büyük caddeye girdim ben; yani sağa bakıyorum yıkılmış cadde değil sadece üç sokak aşağısı da yıkılmış. Baktığında üç sokak aşağısını görüyorsun. Normalde göremezsin. Üç katlı beş katlı binalar vardı. Şimdi üç sokak altındakilerin de yıkıldığı görülüyor. Hepsi yıkılmış, düz alan gözüyor.