[responsivevoice_button voice=”Turkish Female” buttontext=”Makaleyi dinle “]
Ülkenin her yanında irili ufaklı işçi direnişleri patlak vermeye devam ediyor. Yer altında açlık grevine başlayan madencilerden, İstanbul’un, Antep’in sanayilerinde direnen depo, tekstil işçilerine, direnişler öğretmeye ve büyümeye devam ediyor. Bu direnişlerden biri de İzmir Bergama’da kadın işçilerin öncülüğünde devam eden Agrobay Seracılık işçilerinin direnişi. Agrobay Seracılık’ta çalışan 39 işçi Tarım İşçileri Sendikası’nda (Tarım-Sen) örgütlendikleri gerekçesiyle 23 Ağustos’ta işten çıkarıldı. İşten çıkarılan işçiler gözaltı saldırısına, jandarma baskısına, para cezalarına rağmen şirketin önünde direnişlerini sürdürüyor.
BÖLGEDE SERACILIK
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre; 2012 yılında dünyada 57,2 milyon hektar alanda, 1,1 milyar ton meyve sebze üretimi, 56,5 milyon hektar arazide 637 milyon ton yaş meyve üretimi yapılmaktadır. Bugün dünya genelinde ise 1,2 milyon hektar alanda seracılık faaliyeti sürdürülmektedir. Dünyada en çok seracılık alanı ise Akdeniz havzasındaki ülkelerde bulunmaktadır. Bir Akdeniz ülkesi olarak Türkiye diğer Akdeniz ülkelerine göre daha büyük bir seracılık potansiyeline sahiptir. Türkiye, sera alanı varlığında dünyada dördüncü, Akdeniz ülkeleri arasında ise İspanya ve İtalya’dan sonra üçüncü, sebze yetiştirilen sera alanı bakımından ise İspanya’dan sonra ikinci sıradadır.
2014 yılı itibarıyla Türkiye’de seralarda yaklaşık 6,6 milyon ton ürün yetiştirilmekte ve karşılığında yaklaşık 16 milyar liralık bitkisel üretim geliri elde edilmektedir. Türkiye’de seralarda üretilen ürünlerin büyük kısmı iç piyasada tüketilmekle, yaklaşık yüzde 15’i ise ihraç edilmektedir.
Agrobay Seracılık’ın kurulu olduğu İzmir Bergama da seracılık faaliyetinin en yoğun olduğu alanlardan birisidir. Ege Bölgesi Akdeniz’den sonra en fazla sera alanının olduğu bölgedir. İzmir’in Bergama ve Dikili bölgeleri, İzmir ve İstanbul pazarına yakın oluşları nedeniyle en avantajlı bölgelerdir. Bergama ve Dikili’de hava sıcaklarının eksiye düşmemesi ve bölgede jeotermal kaynakların bulunması seracılık faaliyetinin bu bölgede yoğunlaşmasının nedenlerinden biridir. Dikili-Bergama bölgesinde seracılıkta kullanılan arazilerin yüzde 69’u kişilerin kendisine aitken yüzde 31’i kiradır. Bölgede belli ölçeklerde büyük çiftlik sahipleri yer alsa da üretimin yapıldığı seraların yüzde 69’u çiftçilerin kendisine aitken yüzde 31’i şirketlere aittir. Seraların yüzde 43’ünde aile üyeleri çalışırken yüzde 19’unda mevsimlik işçiler, yüzde 32’sinde uzman kişiler ve sürekli işçiler çalışmaktadır.
Bayburt Grup’a bağlı Agrobay Seracılık da Dikili-Bergama bölgesinde yer alan en büyük seracılık şirketidir. 20 bin dönüm arazide üretim yapan şirket bünyesinde çoğu kadın olmak üzere 600 işçi çalışıyor. Kötü çalışma koşullarına, düzensiz maaş ödemelerine, mobbinge karşı bir araya gelerek Tarım-Sen’e üye olan 39 işçi işten atıldı. Kadın işçilerin öncülüğünde direniş tüm saldırılara rağmen devam ediyor.
İŞÇİLER DİRENİŞTE, MAHKEME DE JANDARMA DA PATRONUN ARKASINDA
39 işçi Agrobay Seracılık’ın önünde çadır kurarak haklarını arıyor, seslerini duyurmaya çalışıyor. Agrobay’a giden yolları çocuklarıyla birlikte kesen işçiler jandarma tarafından dövülerek gözaltına alındı. 1 gün gözaltında tutulan ve savcılığa çıkarılan Tarım-Sen Genel Başkanı Umut Kocagöz ile Bağımsız Maden İş Genel Başkanı Gökay Çakır’a Sulh Ceza Hakimliği tarafından Agrobay şirketine “500 metre yaklaşmama” cezası verildi. İşçileri taşıyan minibüse de 20 bin lira para cezası kesildi ve trafikten men edildi. Devlet yargısıyla, jandarmasıyla bir kez daha patronların yanında olduğunu açıkça ilan etti. Kendi yasalarını bile uygulamayan devlet her fırsatta, her toplu iş sözleşmesi görüşmesinde “sendikal özgürlükten” bahsediyor. Mahkemeleri, polisi-askeri arkasına alan patronlar ise sendikaya üye olmayı işten atma gerekçesi olarak kullanıyor. Devlet mekanizması patronların arkasında birleşirken biz de işçi sınıfının çıkarlarında birleşmeliyiz, bu uğurda mücadele etmeliyiz.