Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği (AGEB), kuruluşunun 5. yılını 2 Mart Cumartesi günü İsviçre’nin Zürih kentinde “Emperyalizme Karşı Direnişi Örgütleyelim” şiarıyla bir etkinlik düzenleyerek kutladı.
Yapılan açılış konuşmasında AGEB’in, “Tarihten Geliyor Geleceğe Yürüyoruz” şiarıyla komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın öğretilerini kendine rehber edinerek, 52 yıllık mücadele geleneği ve birikiminin tarihsel savunucusu olma iddiasıyla, Mart 2019 yılında kurulduğuna değinildi. Etkinlik; sınırsız, sınıfsız, sömürüsüz özgür bir dünya yaratma mücadelesinde ölümsüzleşenler ve emperyalizme, faşizme, gericiliğe karşı dünyanın dört bir yanında süren mücadelelerde ölümsüzleşen tüm devrimci ve komünistler anısına saygı duruşuyla başladı.
Ardından AGEB Koordinasyonu adına bir temsilci açılış konuşması yaptı. Konuşmada “Her ne kadar kuruluşumuzun 5. yılını kutluyor olsak da bu 52 yıllık geleneğin sürdürücüsü, taşıyıcısı olma durumundayız. Biz nerede olursak olalım, nerede yaşarsak yaşayalım şu yaklaşıma sıkı sıkı sarılıyoruz. Yaşıyorsak, kızıl kanımız tüketilmemiş güçlerin ateşiyle kaynamalı. Önümüzdeki süreç anti emperyalist, anti faşist, anti feodal mücadelenin yükseltilmesinin güçlü olanaklarını doğuracaktır. Göçmen emekçiler içinde yaygın güçlü ve etkili bir örgütlenme, sınıf mücadelesini yükseltme, çelişkileri teskin eden değil derinleştiren ve savaşıma dönüştüren bir mücadele rotası içinde olmalıyız. Bu temelde tüm demokratik, ilerici, devrimci güçlerin yerli ve göçmen demeksizin birleşmesi, mücadelesini emperyalizme, faşizme ve her türden gericiliğe yönlendirmesi sorumluluğu ve görevi önümüzde durmaktadır.” denildi.
Ardından AGEB’in 5 yıllık mücadele tarihindeki çeşitli faaliyet kesitlerinin yer aldığı sinevizyon gösterimi yapıldı. Sinevizyon sonrası araştırmacı-yazar Murat Çakır Avrupa’da politik sürece dair değerlendirme ve analizlerini içeren bir sunum gerçekleştirdi. Murat Çakır konuşmasında emperyalistlerin kendi arasında yaşadığı ciddi hegemonya mücadelesi ve çatışmalara değindi. “3. Dünya Savaşı” tartışmasının yürüdüğünü ve eğer böyle bir savaş çıkarsa bunun nükleer bir savaş olacağını vurguladı. BRICS ve benzeri yeni oluşumların ABD’nin etkinlik alanını daralttığını, bu kutuplaşma ve çelişkilerin daha da derinleşeceğini söyledi. Önümüzdeki süreçte emperyalist kapitalistler tarafından işçi ve emekçilere yönelik ciddi saldırıların olacağını bu nedenle bu saldırılara karşı işçi sınıfı ve emekçilerin birlikte mücadele etmesi gerektiğinin önemli olduğunu vurguladı.
Sunumun ardından AGEB bileşeni olan, İsviçre Türkiyeli İşçiler Federasyonu (İTİF) bünyesinde sanatsal çalışmalar üreten Mavi Yol Şiir Grubu şiir dinletisi gerçekleştirdi. Devamında “Avrupa’da Politik Durum ve Öncelikli Görevlerimiz” konulu sempozyuma geçildi.
Sempozyumda AGEB, (ADHK), AVEG-KON ve BİR-KAR örgütlerinin temsilcileri konuşmacı olarak yer aldılar.
AGEB: ÖZGÜR BİR GELECEĞİ YARATACAK KİTLELERDİR
AGEB temsilcisi sunumunda “Tarihsel tecrübe ve birikimiyle 52 yıldan bu yana devrimci demokratik mücadelede yer alan, Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği; göçmen örgütü olarak, esasta Avrupa’da yaşayan çeşitli milliyetlerden Türkiyeli göçmen işçi ve emekçilerin ekonomik, demokratik, akademik, kültürel, sosyal, siyasal talepleri için yürütülen mücadeleleri ortak temelde birleştiren bir amaç taşımaktadır. Yaşadığımız ülkelerde emperyalist-kapitalizmin sömürü ve baskı sisteminden gerçek kurtuluşun proletarya ve emekçiler için sosyalizm ile mümkün olacağı ve bunun için sınıf mücadelesini proleter sınıf perspektifiyle sürdürmek ve devrimci, demokratik mücadeleyi yükseltmek gerektiğinin bilincinde olarak; AGEB’in amaç ve nitelikleri de buna göre ortaya çıkmış ve bir programa dönüşmüştür. Özellikle Batı Avrupa coğrafyasında Türkiye ve T. Kürdistanlı göçmenlerin, bu coğrafyaya geldiği andan itibaren demokratik alanda özel örgütlenmeleri ihtiyaç olmuş, bu ihtiyaca yönelik birçok politik örgütlenme yaratılmıştır. Göçmenlerin bu örgütlenme ve mücadele ihtiyacı güncelliğini korumakta, bu ihtiyacı doğuran saldırıların kaynağı emperyalist-kapitalist sistem yıkılına kadar da sürecektir. Bu ihtiyacın bir ürünü olan AGEB, uzun yıllardır süren teorik ve pratik faaliyetin bir devamcısı olarak bu mücadelenin büyütülmesinde Türkiye ve T. Kürdistanlı göçmenlerin önemli bir örgütlenmesi olmuştur. AGEB olarak ciddi bir teorik ve pratik birikime sahibiz. Bu birikime çok uzun yıllardır Avrupa coğrafyasında göçmenlerin mücadelesinde özne olduğumuz için sahibiz. Bu birikimi maddi bir güce dönüştürecek, kazanımlar elde edecek ve ileriye götürecek iddiaya da perspektife de sahibiz. Bu doğrultuda, 5. yılımız özelinde sokak sokak mücadele ederek, anti emperyalist mücadeleyi geliştirmek için adımlar atacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz! Ezilen halklar için sömürü ve talan ne bugün başlamıştır ne de mücadele etmeksizin bitecektir. Ezilen halkların haklı öfkesinin tüm saldırılara karşı sisteme kökten yönelmesi, sınıf mücadelesinde kayıp ve kazanımlarla ilerlemesi ve bu gerici sistemi alaşağı etmesi kaçınılmaz olandır. Yarının ve ‘yeni’nin gerçek sahibi, tüm bu krizleri yaratan sistemi bulundukları ülkelerde alaşağı ederek özgür bir geleceği yaratacak olan kitlelerdir. Bu kaçınılmazı emperyalizmin kabusuna çevirmek, işçi-emekçi ve göçmenlerin ortak mücadelesi sonucu olacaktır. Bu mücadelede Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği, önemli bir mevzi olarak yerini alacaktır. Bu vesileyle bir kez daha 5. yılımızı tüm coşkumuzla selamlıyor, önümüzdeki mücadele dönemini başarıyla geçireceğimize olan inancımızla mücadelemizi birlikte büyütme sözü veriyoruz.”dedi.
AVEG-KON: KAPİTALİZM KRİZ İÇERİSİNDE SAVAŞA SARILIYOR
AVEG-KON temsilcisinin sunumunda emperyalist kapitalist sistemin derin bir kriz içerisinde olduğunu vurguladı. “Kapitalizm derin bir çelişki ve kriz içerisinde kendi ulusal dizaynını gerçekleştiriyor. Bundan dolayı bir savaşa ihtiyaç duyuyor. Emperyalizm açık bir şekilde tasfiyeci bir tutum sergileyerek, kitleleri örgütleyen, emperyalizme kafa tutan, halkların örgütlenme alanlarını engellemeye çalışıyor. Özellikle işçi-emekçi örgütlenmelerine saldırarak sönümlendirmeye çalışıyor. Saldırıların bu kadar büyüdüğü bir dönemde yerli ve göçmen işçi ve emekçilerin birleşmesi gerektiğinin farkında olarak mücadele etmeliyiz. Öte yandan kadın özgürlük mücadelesi Avrupa’da ki kadın örgütlerinin ciddi bir mücadelesi ile gündeme geldi. Öte yandan Avrupa’da feminist kadın hareketinin tıkandığını görmekteyiz. Bu noktada da biz sosyalist kadınlara daha fazla görev düşüyor.” dedi.
BİR-KAR: AVRUPA’DA EKONOMİK-SOSYAL KRİZ VAR
BİR-KAR temsilcisi ise emperyalist saldırılara karşı birlikte mücadele etmenin gerekliliğini belirtti. “Avrupa’da çıkan sorunları, sonuçları ve görevleri tartışıyoruz. Bunları devrimci güçlere bağlamak gerekiyor. 20. yüzyıla baktığımızda 2 tane Dünya Savaşı, sayısız bölgesel savaş ve en önemlisi Ekim Devrimi var. Ekim Devrimi’nin yarattığı etkilerden sonra Çin, Vietnam ve Kore’de de devrimler gerçekleşmiştir. Bugün Avrupa’da iktisadi kriz, ekonomik-sosyal kriz var. Bunun yol açtığı siyasal gericilik, militarizm, ırkçılık ve faşizm var. Buna karşılık olarak ta işçi sınıfının örgütlenmesi var. Polis uygulamaları sıradanlaşıyor. Militarizm toplumların temel sorunu olmuş durumda. Bu koşullarda birlikte daha güçlü mücadele etmeliyiz.” dedi.
ADHK: BURJUVAZİ UMUTLARIMIZI KIRMAYA ÇALIŞIYOR
ADHK temsilcisi Avrupa’da burjuvazinin göçmenleri kendi çıkarları için kullandığını söyleyerek dedi: “Göçmenler olarak daha güvenli bir ortamda yaşayabilmemiz için kapitalizme karşı durmalıyız. Avrupa burjuvazisi göçmenleri kendi çıkarları için kullanmaya çalışıyor, hedef gösteriyor. Almanya 2026’da yürürlüğe girecek yeni bir göçmen yasası çıkardı. Bu yasa; göçmenlerin geri gönderilmesini kolaylaştırır nitelikte bir yasa. Biz göçmenlerde çıkarılan yasa ve uygulamalar karşısında susarak, karşı durmayarak bir suç işliyoruz. Hedef biz göçmenler iken, bizler bu kapsamda yapılan eylemlere dahi katılmıyoruz. Emperyalizmin göçmenlere yönelik politikalarının, tutumlarının karşısında durmalıyız. Kendine özgü örgütlenmelerimiz olmadığında burjuvazi umutlarımızı kırmaya yönelik adımlar atıyor. Birlikte çalışarak, birlikte hareket ederek kitlelere yön vermeliyiz. Burjuvazinin en korktuğu güç, genç ve kadın örgütlenmeleridir. Anti-faşist mücadeleyi geliştirmeli, uluslararası dayanışmayı güçlendirmeliyiz.”
Kurum temsilcilerinin sunumunun ardından soru, öneri ve görüşlerini dile getirmeleri için katılımcılara söz hakkı verildi.
Etkinliğe, İsviçre Demokratik Kürt Konseyi (CDK-S) yazılı bir mesaj göndererek selamladı. Ayrıca, Kürdistan Komünist Partisi (KKP) ve “Yeni Dünya İçin Çağrı” adına söz alan temsilciler AGEB’in 5. kuruluş yılını selamlayarak, yeni mücadele yılında başarılar diledi.
Etkinliğin son bölümünde AGEB bileşeni olan, Avusturya İşçi ve Gençlik Federasyon-ATIGF bünyesinde sanatsal çalışmalar yürüten müzik grubu sahne aldı. Müzik dinletisinin ardından etkinlik sona erdi.
(HABER MERKEZİ)