Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği (AGEB) Avrupa Parlamentosunda gerçekleştirilecek olan seçimleri boykot etmeye çağırdı.
GÖÇMENLER HEDEF ALTINDA
“13 Mayıs-9 Haziran aylarında Avrupa Parlamentosu seçimleri geçekleştirilecek. AB seçimleri Avrupa’da ekonomik kriz ve egemen sınıflarının ekonomik, siyasal saldırılarının gölgesinde işçi sınıfı ve emekçilere saldırıların arttığı bir süreçte gerçekleştirilecek. AB emperyalistleri işçi ve emekçiler üzerindeki baskı ve sömürü politikalarını artırdıkları bu süreçte kemer sıkma politikaları, ücretlerin dondurulması ve ekonomik hakların budanması gibi birçok saldırıya imza atmaktadırlar. Çiftçilere yönelik Ortak Tarım Politikaları adı altında yapılan saldırılar, gençliğin eğitim haklarında yaşanan kısıtlamalar, eğitimin özelleştirilmesi ve eğitim kalitesinin düşürülmesi gençliğin eğitimlerini bırakmak durumunda kalmalarını beraberinde getirmektedir. Göçmenler ve mülteciler yaşanan kriz ve saldırganlığın en güçlü mağdurları olarak yaşanan saldırıları yaşamlarında her gün daha fazla hissedenler olmaktadırlar. Yaşanan hak gaspları ve krizin en güçlü mağdurları durumunda olan göçmenler egemen güçlerin geliştirdikleri ırkçı ve ayrımcılığında hedefi olmaktadırlar. Yaşanan krize paralel olarak saldırılarını arttıran AB emperyalistleri, yaşanan işgaller ve pazar paylaşımlarında daha aktif tutum almakta, yaşanan katliamların sorumlusu ve işgalci bir güç olarak saldırılarını boyutunu ve kapsamını artıran bir tutum içerisine girmektedirler. Ortadoğu, Kuzey Afrika, Balkanlar ve Ukrayna’da yaşanan haksız savaşlara aktif destek sunmaktadırlar. Haksız savaşlar ve işgallere verilen destek artmakta, dünya pazarlarının paylaşımı mücadelesinde daha aktif tutum ve tavır almaktadırlar. Savaş ve saldırganlık politikaları kapsamında oluşturulmak istenen Avrupa ordusu, emperyalistler arası dalaşın ekonomik alandan, askeri alana taşınmasının olasılığının giderek arttığını gösteren bir olgudur. Aynı zamanda bu oluşum ezilenlerin gelişecek mücadelelerine karşı bir saldırı ve bastırma aracı görevi görecektir. Savaş ve saldırganlık önümüzdeki süreçte artarak devam edecektir.”
FAŞİST PARTİLER TEMSİLİYET BULMAKTADIR
“AB emperyalistleri ezilen halklara ve uluslara düşmandır. Siyonist İsrail’in Gazze’de yapmış olduğu katliamlar AB emperyalistlerinin desteğiyle gerçekleştirilmektedir. Filistin halkıyla dayanışma amaçlı gerçekleştirilen eylem ve etkinliklere gerçekleştirilen saldırılar ve yasaklamalar AB ülkelerinin ortak kararıdır. Gazze’de yıllardır faşist İsrail devletinin işgali altında yaşayan bir halka yönelik katliam sürerken Avrupa Parlamentosu’nun ezici bir çoğunlukla “İsrail’in meşru müdafaa hakkını” tanıma kararı alması, AB yapısının ne kadar demokratik ve insani olduğunun açık bir örneğidir. Filistin halkı ve Filistin kurtuluş mücadelesiyle dayanışmanın, savaş çığırtkanı AB emperyalistlerine karşı aktif tavır ve tutum almaktan geçtiği açıktır. AB emperyalistleri ırkçılığı ve göçmen düşmanlığını körüklemekte, tek tek ülkelerde ve AB parlamentosunda aşırı sağcı ve ırkçı partilerin yükselişinin önünü açmakta ve yükselmelerine olanak sağlamaktadır. Sön dönemlerde tüm Avrupa ülkelerinde ırkçı ve aşırı sağcı partiler yerel ve merkezi parlamentolarda daha fazla temsiliyet bulmaktadırlar. Avrupa emperyalistleri daha fazla kâr, sömürü ve pazar rekabeti için işçi sınıfı ve emekçilerin büyük bedeller sonucu kazandığı hak ve kazanımlarına saldırmakta, halk kitlelerini ırkçı ve şoven politikalar doğrultusunda bölüp parçalamaktadır. Burjuva egemen güçler emekçi kitleleri böl parçala yönet politikaları doğrultusunda ırkçı ve göçmen düşmanı politikalara hız vermekte ırkçılık tırmandırılarak, faşist gruplar ve partiler desteklenmekte ve finanse edilmektedir.”
AB PARLAMENTOSU SÖMÜRÜ VE BASKI ARACIDIR
“Krizin faturası işçi ve ezilenlere çıkarılmakta, işçi sınıfı yoğun bir ekonomik ve sosyal saldırının hedefi yapılmaktadır. Burjuvazi kriz süreçlerini sınıfa ve emekçi halklara saldırılarının bir kaldıracı olarak kullanmaktadır. Pandemi krizi ve SARS-Covid 19 salgını, başlangıçta üretim süreci ve bir bütün olarak kapitalist sistem için bir sorun yaratmış olsa da işçi ve halk karşıtı yasalar yoluyla ek bir saldırı fırsatına dönüştürüldü. Yaşanan tüm saldırılar Avrupa Birliği’nin gerçekliğini ortaya koymaktadır. AB emperyalist tekellerin birliği ve haksız savaşların, sömürünün ve barbarlığın yüzüdür. Sadece kârlarının yeniden üretimiyle ve muhalifleri üzerindeki siyasi üstünlüğüyle ilgilenen emperyalizmin-kapitalizmin yüzü. Görmek isteyen herkes için AB’yi bir avuç emperyalist ülkenin yönettiği açıktır. Bu ülkeler, burjuvazinin diğer tüm halklara ve işçi sınıflarına karşı sömürüsünü teşvik etmekte ve aynı zamanda geri kalan bağımlı ülkelerin zenginliklerini sömürmektedirler. Avrupa Birliği’nin gerçekliği budur. Çelişkilerin ve antagonizmanın hakim olduğu bir birlik, başarısızlığa mahkum bir birliktir. Bu çürümüş ve sömürücü yapının aynı zamanda geniş halk kitlelerini maniple etmek amacıyla sahte demokrasi ve refah söylemleriyle kitleleri aldatan söylemlere ihtiyaç duymaktadır. Yaşanan saldırılar, sömürü ve savaş politikalarına karşı seçimler ve AB parlamentosunda çalışma ve güçlü katılımla değiştirilebileceği yanılsaması yaratılmak istenmektedir. Ancak gerçek şu ki, Avrupa Parlamentosu anlamlı ve belirleyici hiçbir işlevi olmayan bir kukla, Avrupa halklarını kandırmak ve onları mücadelelerinden uzaklaştırmak ve emperyalist tekellerin bir oyuncağıdır. AB parlamentosunun tek fonksiyonu Avrupa halklarına daha fazla sömürü ve baskı, tekellere daha fazla kâr sağlama aracıdır.”
AVRUPA SEÇİMLERİNİ BOYKOT ET
“Bu gerçekliği görerek gerçek anlamda mücadelenin işçi sınıfı ve emekçilerin mücadelelerini güçlendirmek olduğunu kavramak ve bu mücadeleyi yükselmek gerekmektedir. Fransa’da halkın geçinebileceği bir emeklilik hakkı için patlak veren grevleri, Almanya ve İspanya’daki ulaşım işçilerinin grevleri, yakın zamanda Fransa ve Yunanistan’da olduğu gibi köylülerin mücadelesidir. İşçilerin ve ezilen halkların mücadelesi ve kurtuluşa giden yol kesinlikle AB seçimlerden geçmemektedir. Kurtuluş yolu AB emperyalistlerine karşı mücadeleden geçmektedir. AB seçimlerini meşrulaştırmak ve yaşanacak oyunun bir parçası olmayı reddediyoruz. Emekçi kitlelerin AB seçimlerine katılmaması çağrısında bulunuyor ve bu oyunun bir parçası olmamaları gerektiğini vurguluyoruz. Avrupa halklarını, bir tiyatro ve mizansen olan Avrupa seçimlerini BOYKOT etmeye ve Avrupa Birliği politikalarına karşı mücadelenin aktif özneleri olmaya çağırıyoruz. Tüm anti faşist anti emperyalist ilerici ve devrimci güçleri Avrupa birliği seçimlerine karşı tutum almaya çağırıyoruz.
(AVRUPA)